Bir asırlık tarihi Gazyağcı çeşmesi kendisine yardımcı olacak bir himmet eli bekliyor. Çeşme konum olarak Abdülaziz mahallesi Kadı İzzettin sokak ile Kız ortaokulu önüne çıkan sokağın kesiştiği köşe başında bulunmaktadır. Eskiden iki katlı Gazyağcı ailesinin oturduğu evin yanında açıkta duran çeşme daha sonra apartman altında hizmete devam etmektedir. Apartmana payanda halde duran tatlı su çeşmesidir. Yıllarca insanlar buradan tatlı su içmiştir. Halende tatlı su çeşmesi olarak hizmet vermektedir.
Çeşmeler sadece su içilen bir mimari eser olmayıp aynı zamanda bir kentsel bellek merkezidir. Sosyolojik olarak çeşmeler semtlere ismini vermiştir ya da onlarsız mahalle tarif edilemez. Konya’da Şirin Hanım, Vali Ferit Paşa çeşmesi, Araplar çeşmesi, Ak çeşme, Sedirler çeşmesi, Sille Takavit çeşmesi, Çayırbağı çeşmesi gibi tatlı su çeşmeleri bulunduğu mahallenin merkezi noktasıdır. Çeşme aynı zamanda her mahallenin sakinlerinin buluşma noktasıdır. Her yaş ve kuşaktan insanın su doldurduğu ve sohbet ettiği bir konumdadır.
Bir kenti yaşanılır kılan kadim mahalleleri ve kültürel miras unsuru olan çeşmeleri korumak ve yaşatmak kuşaklar arası iletişimin ayrılmaz parçasıdır. Çeşmeler bizim bu topraklardaki mimari eser olarak ve sanat tarihi yönünden tapu senetlerimizdir. Tarihi ve kültürel miras unsuru olan çeşmeler hakkında farkındalık kültürünü artırmalıyız. (https://www.yenihaberden.com/konyanin-436-yillik-degeri-gorunmez-halde-1841012h.htm)
Çeşmeyi Konya’nın ilk furun kebabını yapan Gazyağcı ailesi yaptırmıştır. Ali Gazyağcı’nın, 1870’li yıllarda Konya Zafer Meydanı’nda dönemin yaygın ihtiyaçlarında biri olan gaz yağı satışı yaptığı ve soyadını da bu meslekten aldığı bilinmektedir. Ayrıca Ali Gazyağcı’nın 1890’lı yıllarda Konya Aziziye Camii karşısında, sadece yaz aylarında faaliyet gösteren küçük bir işletmesi daha vardır. Gazyağcı Furun Kebapçısının hikâyesi de bu dükkânda başladı. Konya’da Aziziye Camii muhiti, o dönemin merkezi konumundadır. Tüccarların, esnafların bir arada olduğu, şehirde ticaretin gerçekleştiği ana bir merkezdir. Dolayısıyla ilçelerden gelen çiftçilerin de ilk uğrak yeridir.
Ali Gazyağcı ve oğlu Mehmet Gazyağcı, Aziziye Camii karşında bulunan bu küçük lokantalarında, bölgenin hasat zamanında (Haziran-Temmuz) kara fırın olarak tabir edilen fırında kuzu eti pişirmektedirler ve ilk müşterileri de ilçeden gelen, mahsullerini satan çiftçilerdir. O dönemde altı masası, tenekeden tabelasıyla misafirlerini ağırlayan Gazyağcı’nın servis saati sabah 09.00 ile öğlen 12.00 saatleri arasındadır. (https://turkiyeturizmansiklopedisi.com/gazyagci-furun-kebapcisi)
Gazyağcı çeşmesi Konya'nın köklü ailelerinden olan ve Gazyağı ticareti ve fırın kebabı işi ile tanınan aile tarafından hayrat olarak yaptırıldığı için bu isimle bilinir. Çeşme Gödene taşından yapılan çeşmeler grubuna girer. Kitabesi olmamakla birlikte 19.yüzyıl başına tarihlenmektedir. Ancak çeşmenin son hali maalesef içler acısı bir durumda bulunuyor. Konya'nın köklü ailelerinden Gazyağcı lakaplı ailesi tarafından hayrat olarak yaptırılan çeşmeye zulüm bu kadar olur. Orijinal yüzey kirleticiler dediğim kişiler hangi sınıfa girer bilemiyorum.
Önce vatandaş siyah spreyle boyamış, işgüzar vatandaş ise yazıyı kapatmak için kırmızı pembe karışımı cartlak bir boya ile yarım yamalak üzerinden geçerek bir daha boyamış. Çeşme önce siyah beyaz karalama sanatı ile sprey boya ile sağı solu karalanmış. Sonra bunları kapatmak için veya eline geçtiyse hesabından pespembe hale getirilmiş. Konyalılar bu tür zararlı ve işe yaramaz kişiler için ağır sayılacak tabirler kullanırdı. Bugüne tercüme edersek ahlakı gelişimi eksik kalmış kişiler çevreye ve insanlara böyle zararlı davranır diye ilenirlerdi.
Çeşme neredeyse 1 yıldır bu durumda kaderine terkedilmiş olarak akmaya devam ediyor. İnşallah etkili ve yetkili kurumlar el atar. El atmak yetmez suç ve ceza kapsamında mevcut tarihi eserlere zarar verenlere yönelik 2 ila 5 yıl hapis ve 5 bin iş günü para cezası uygulanmalıdır. Kamera takibi yapılmalıdır ki tekrar tekrar bu duruma gelmesin değil mi? Kültürel ve tarihi eserlere zarar verenlere 2 yıl hapis ve 5 bin gün para cezası var. Böyle onlarca tarihi çeşmeye zarar veriliyor. Koruma altına alınmış olsa da ertesi gün ister başı boş gezen teenager gençler, ister kafası dumanlı insanlar tarafından kirletiliyor. Özellikle sprey boyalar kullanılarak eciş bücüş karalanarak çeşmelerin görünümü berbat ediliyor.
Çeşme kelime olarak su çıkan yer ve göz anlamına gelmektedir. Çeşmelere bu anlam doğrultusunda gözümüzün içine bakar gibi ihtimam göstermek gerekir. Gazyağcı ailesinin Konyamıza kazandırdığı tarihi tatlı su çeşmesi yıllardır Konyalılara hizmet veriyor. Çeşmenin aile yadigarı olması nedeniyle yazımız Gazyağcı ailesinin de bu durumdan haberdar olmalarına vesile olur inşallah.
Gazyağcı çeşmesinin ilgili ve yetkili kurumlarca ivedilikle bakımı yapılmalıdır. Çeşme restore edilerek yıpranan çatısı başta olmak üzere tamiri yapılmalıdır. Çeşmenin güvenliği ve temizliği sağlandıktan sonra zarar verici kişilere karşı koruma tedbirleri uygulanmalıdır. Bunlar tarihi eserlere zarar verenlere yönelik yasal tedbirleri uygulamak, kamera takibi yapmak, zarar veren kişileri saptamak ve adli, idari ve parasal cezalar behemahal uygulanmalıdır. Yoksa yapanın yaptığı yanına kar kalıyor vesselam.
Tarihi çeşmeler Selçuklu ve Osmanlı ecdadımızın bir yadigarıdır. Bu çizgi erken Cumhuriyet dönemi ve sonrasında devam etmektedir. Hayırsever insanlarımızın büyük bir emekle, hayır ve sanat eseri olarak yaptırdıkları bu çeşmeler mimari obje olarak korunmalı ve aslına uygun biçimde kullanılmalıdır. Çeşmeler tıpkı mezar taşları gibi Türk milletinin suya verdiği önemi gösterdiği kadar, tarihe vurduğumuz bir damga ve tapu senedi olarak da baş tacımız olmalıdır. Halk, çocuklar ve gençler ve tabi ki yetişkinler ve yerel yöneticiler kıymetini bilmelidir. (https://www.yenihaberden.com/araplar-cesmesi-himmet-bekliyor-15831yy.htm)
Her zaman dile getirdiğim gibi bu tür tarihi eserlerin üzerinde mutlaka açıklayıcı tanıtım barkodu konulmalıdır. Akıllı telefonlar üzerinden web sayfasına erişim sağlanmalıdır. Bu hem mahalle insanının hem gelip geçen kişilerin kültürel ve tarihi miras ögesi olan bu eserler hakkında doğrudan bilgi edinmesine vesile olacaktır. Konya’da bulunan asırlık tarihi çeşmelerin turistik gezi rotaları içine dahil edilmeleri Konya turizmi için bir kazanç olacaktır.