Güzelliğine doyum olmuyor! İşte Beyşehir’in bilinmeyenleri

Bünyesinde benzersiz zenginlikleri barındıran Konya’nın Beyşehir ilçesi, tarihi, kültürü ve doğal güzellikleri ile Türkiye’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olarak biliniyor. Beyşehir’de en dikkat çeken eserlerin başında ise Eşrefoğlu Camii ve Eflatunpınar Hitit Anıtı geliyor. Bu iki eser de UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde bulunuyor. Peki Beyşehir’in bilinmeyenleri neler? İşte Beyşehir’in tarihi ve doğal güzellikleri.

Akdeniz’in Göller Bölgesi’nde ve Orta Toroslar’ın arka kısımda yer alan Beyşehir; kış aylarında Akdeniz, yaz aylarında ise daha çok Orta Anadolu iklim özelliği gösteriyor. Konya’nın merkez iklimine göre daha ılıman bir bölge olarak biliniyor. Tarihi M.Ö 7000’li yıllara kadar giden Beyşehir’de, Kıstıfan Köyü yakınlarında bulunan Erbaba Höyüğü M.Ö 5700-M.Ö 5300 arasına tarihleniyor. Kurtbeşiği ve Eflatunpınar anıtları da Hitit döneminde bu bölgenin oldukça önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

SELÇUKLU TARİHİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEME SAHİP

Türkler’in Anadolu’ya gelişi ve yerleşmesi açısından iki önemli savaş olan 1071 Malazgirt Savaşı ve 1176 Miryokefalon Savaşı tarihin seyrini değiştirmiştir. İşte tarihin seyrini değiştiren bu savaşlardan biri olan ve Türklerin Anadolu’ya kalıcı olarak yerleştiği savaş olarak bilinen Miryokefalon, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans İmparatoru I. Manuil arasında, Beyşehir Gölü yakınlarında yapılmıştı. İşte Beyşehir de bu savaşın geçtiği yer olarak hayli büyük bir öneme sahip.

GÜNÜMÜZE ULAŞABİLMİŞ TEK SELÇUKLU SARAY YAPISI

Günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu Saray yapısı olan Kubad-Abad Sarayı, I. Alaaddin Keykubad’ın (1220-1236) emriyle yapılmıştır. Beyşehir Gölü’nün hemen yanında ve Anamas Dağları’nın eteklerinde bulunan külliyede 1980’den bu yana kazı çalışmaları devam etmektedir. Saraydan günümüze müzeleri süsleyen göz kamaştırıcı çinilerle, saray kalıntıları kalmıştır. Çinilerdeki motifler; av eğlencelerini, büyülü inançları, sultanı, ileri gelenleri ve hizmetkârları canlandırır. Saraydan çıkarılan nadide çini eserler başta Karatay Müzesi olmak üzere Konya’da değişik müzelerde sergilenmektedir.

ANADOLU’DAKİ EN GÜZEL CAMİLERDEN BİRİ

Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1296-1299 yılları arasında yaptırılan Eşrefoğlu Camii, anıt özelliği taşıyan taç kapısı, eşi benzeri olmayan mihrap ve minberi, ağaç ve çini işçiliği yönünden ise enfes bir ağaç cami-müzesi gibidir. Mihrabının tümü çini mozaikle kaplı olan Eşrefoğlu Camii, 4.58 metre en, 6.17 metre yüksekliği ile Konya çevresindeki bütün çinili mihraplardan daha büyük mihraba sahiptir. Minberi, tamamen ceviz ağacından ince bir işçilik ve zengin bir süsleme ile oymalı, çatmalı ve tutkalsız olarak yapılmıştır. Anadolu Selçuklu sanatının en güzel örneklerinden biri kabul edilen Eşrefoğlu Camii, Anadolu’daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinalidir. Eşrefoğlu Camii, UNESCO Dünya Mirası’na eklenmeye yakın zamanda hak kazanmıştır.

SELÇUKLULARIN MUHTEŞEM TAŞ İŞÇİLİĞİ BURADA

Beyşehir’de Bedestenin batısında yer alan Eşrefoğlu Hamamı, çifte hamam veya büyük hamam olarak da bilinir. Eşrefoğlu Süleyman Bey Kitabesi’ne göre 13. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Selçukluların muhteşem taş işçiliği sayesinde günümüze kadar gelmiştir.

KALE KAPISI GÜZELLİĞİYLE SİZİ KARŞILIYOR

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırılan Kale Kapısı 1288-1290 tarihlerinde inşa edilmiştir. Kapının eni 2.80 metre olup, kemeri beyaz ve kara olmak üzere 11 adet taştan yapılmıştır. Kapının iki tarafında koruma amaçlı burç kalıntıları mevcuttur. Yüksekliği 7 metredir.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

TARİHİN İLK BARAJI BEYŞEHİR’DE

Hititler döneminden kalan Eflatun Pınar Hitit Anıtı, pınarın hemen yanında yer alır. M.Ö. 13. yüzyılın son çeyreğinde yapılan anıt, lahit taşının üstüne işlenen Hitit dönemi kabartmaları ile ünlüdür. Eni 4 metre, yüksekliği ise 7,5 metredir. Eflatun Pınar su havuzunun özelliği, akan suların merkezi havuz sistemi ile toplanarak, gerektiği zaman tasarruflu bir şekilde kullanılan nadir su sistemlerinden biridir. Bu anıt sadece görünüş itibariyle, düzeniyle ve ikonografi yapısıyla ender anıtlardan birisidir aynı zamanda da yapımı esnasında kullanılan teknoloji ve sanatkarlık bakımından da çok nadidedir. Tarihte ilk defa baraj mantığının kullanıldığı Eflatun Pınar Hitit Anıtı bu özelliğiyle UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde bulunuyor.

OSMANLI DEVLETİ’NİN İLK KURDUĞU SULAMA PROJESİ

Osmanlı Devleti’nin ilk kurduğu sulama projesi olarak bilinen Taş Köprü, ilçenin önemli simgelerindendir.1908 -1914 yılları arasında yapımı tamamlanan Taş Köprü; regülatör baraj sistemi olarak yapılmıştır. Taş Köprü’nün uzunluğu 40.70 metre, eni ise 6.35 metredir. 14 sütun üzerine oturtulmuş 15 gözlü köprü üstü kemeri vardır.

DÜNYANIN EN BÜYÜK KAYA ANITLARINDAN BİRİ

Beyşehir’in 18 kilometre doğusunda, Fasıllar mahallesinde bulunan Kurt Beşiği Anıtı, ilçenin bir başka tarihi zenginliğidir. Hitit Mistia kenti harabeleri burada bulunmaktadır. IV. Tudhaliya zamanına denk geldiği düşünülen bölgede, Bereket Anıtı, Çift Süvariler Kabartması, Gavur Meşedi, Yerebatan Çeşmesi ve kaya lahitleri gibi birçok kalıntıya rastlamak mümkündür. Kurt Beşiği Anıtı, Fasıllar Mahallesinin 150 metre kadar batısındaki Örenler Konağı’nın bayırında, sırt üstü yatmış biçimde duran dünyanın en büyük kaya anıtlarından biri olarak bilinir. 2.25 x 2.75 x 8.30 metre boyutunda ve 72 ton ağırlığındaki dev kayanın 20 metrekarelik bir yüzüne oyulmuştur. Altlı üstlü iki adet tanrı ile alttaki tanrının iki yanında yer alan bir çift aslan kabartmasından oluşmaktadır.

ATLIKAYA KABARTMASI GÜZELLİĞİ İLE ETKİLİYOR

Kurtbeşiği anıtının 100 metre kadar doğusunda yer alan Lukuyanus Kitabesi-Atlıkaya Kabartması, Hitit Mysthia Antik Kenti içinde bulunuyor. 10 metre yükseklikte büyük bir kayalığın üzerinde bir at kabartması, mezar odası, aşağısında da bir kitabe yer alıyor. Kitabede genç yaşta hayatını kaybeden süvari Lukyanus adına düzenlenecek at yarışları ilan edilerek bu yarışlarda uyulacak kurallardan bahsedilmiş. Lukyanus Kitabesi ve Atlı Kaya Kabartması, Roma dönemine tarihleniyor. Kitabeye göre, genç yaşta ölen Lukuyanus’un hatırası yaşatılmak istenir.

SÜTÜ KESİLEN KADINLAR DUA İÇİN BURAYA GELİRMİŞ

Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırılan Taş Medrese, Eşrefoğlu Cami’nin batısında yer alır. Büyük Emir İsmail Ağa tarafından onarılan medresenin karşısında İsmail Ağa Türbesi bulunur. Buraya Süt Dede Türbesi de denilmektedir. Sütü kesilen kadınlar dua etmek için burayı ziyaret etmektedirler.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

ANADOLU’DAKİ EN ESKİ BEDESTENLERDEN BİRİ

Eşrefoğlu Cami ile birlikte 1299 yılında yapımı tamamlanan Bedesten’in taş tuğlalardan yapılma muazzam kubbeleri mevcuttur. Osmanlılar zamanında 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır. Türk taş işçiliğinin nadide örneklerinden, Anadolu’daki en eski bedestenlerden biridir. 1975 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılan bina bugün, Sergi ve Toplantı Salonu olarak değerlendirilmektedir.

GİDİLECEK YERLERDEN BİRİ: DEMİRLİ MESCİD

Eşrefoğlu Cami’nin batısında yaklaşık 150 metre mesafededir. Küçük bir yapı olup, kapısı batı cephesidir. İki tanesi alt katta olmak üzere toplam altı penceresi vardır. Bu pencereler içerisinde bulunan demir şebekelerden ötürü de mescide, Demirli Mescid ismi verilmiştir.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

TÜRKİYE’NİN İKİNCİ KUŞ CENNETİ BURADA

Kız Kalesi Adası, Manyas kuş cennetinden sonra Türkiye’nin 2. kuş cenneti olarak bilinir. Ada, 230’dan fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Anadolu Selçuklularımın yazlık başkenti olan Kubad-Abad’ın haremliği ve tersaneliği olan bu kaleden geriye, harçlı duvar yıkıntıları, sur ve saray kalıntıları kalmıştır.

Beyşehir Gölü / The Lake Beyşehir

ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK TATLI SU GÖLÜNÜ MUTLAKA GÖRÜN

Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen Beyşehir Gölü, göller yöresinde yer almakta olup, Konya ve Isparta ili sınırları içerisindedir. Barındırdığı yaban hayatı, doğal güzellikleri ve tarihi değerleri ile göllerimiz içerisinde özel bir yeri olan Beyşehir Gölü; güzel, mavi rengi, irili ufaklı adaları, kumsalları, karstik mağaraları ve bozulmamış bitki örtüsü ile ülkemizin en güzel göllerinden biridir. Gölün güney ve kuzey kıyıları sığ olup, en derin yeri 10 metreyi bulmaktadır. Başta Sazan olmak üzere Levrek, Kadife, Akbalık ve Aynalı Sazan gölde bulunan balık türleridir. Beyşehir Gölü Kuş Gözlemciliği için eşsiz fırsatlar sunmaktadır. Göl alanı iklimsel özellikleri itibariyle, Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri arasında geçiş özelliği göstermektedir. Göl yüzeyi kışın kısmen veya tamamen donduğu için kuşlar açısından iyi bir kışlama alanı değildir. Ancak, Eylül ve Ekim aylarında ördekler, bahriler, yalıçapkınları, sumrular, leylekler ve martılar on binleri aşan gruplar oluştururlar. Sakarmekelerin ve kazların da eklenmesiyle ekim ayı sonlarında göldeki toplam kuş popülasyonu elli binleri geçer. Adalar, av baskısı ve insan etkinliklerinden nispeten uzak olması sebebiyle karabataklar, balıkçıllar, martılar ve yırtıcılar için beslenme ve kuluçka alanı olarak önem taşımaktadır. Tepeli Pelikanın ilk bilinen kuluçka kolonileri Beyşehir Gölü adalarında tespit edilmiştir. Leylekler için ayrıca Beyşehir’e 30 km uzaklıktaki Yeşildağ Mahallesi özel bir yuvalama alanı sağlamaktadır.

BEYŞEHİR GÖLÜ ADALARI TARİHİ ZENGİNLİĞİYLE EŞSİZ

Beyşehir Gölü’nde, büyüklü küçüklü 33 ada bulunmaktadır. Büyük adalar genellikle gölün batısında yer almaktadır. Beyşehir Gölü’nün en büyük adası 8220 hektar alana sahip olan Mada Adası’dır. Üzerinde bir de köy bulunan Mada Adası, Farsça’da dişi hayvan anlamına gelmekte olup, adaya Kazak Adası da denmektedir. Beyşehir Gölün de bulunan adalar kümesinin güneyinde yer alan Hacıakif Adası’nda ise sarkıt ve dikitleriyle ünlü 100 metre uzunluğunda bir mağara vardır. Bu ilginç mağaranın duvarları tarihi süslerle bezelidir.

Yosun ve böcek türleri yönünden de zengin olan ada içerisinde geyik, pekin ördeği ve sülün üretimi yapılmaktadır. Adını, aslen Hoyranlı olan Hacı Akif Efendi’den almıştır. Ada, Milli Park olarak ilan edilmiştir. Gölün turizm yönünden en gözde adası olan İğdeli Ada’nın ise kumsalı ve koyları kızıl kumlarla kaplıdır. Adanın en yüksek tepesi 1282 metredir. Terkenli, Aşağıağıl ve Gavur adası olarakta bilinen Çeçen Adası’nın üzerinde tarihi yapı kalıntıları, çinili hamam, ambarlar, çiftlik evleri ile bir mağara bulunmaktadır. Hamam çinileri Konya’daki müzede sergilenmektedir. İğdeli adanın özelliklerini taşıyan Aygır Adası’nda manzara, hava ve kum çok güzeldir. Batı kıyılarından Anamas Dağları yükselmektedir. Adada kilise kalıntıları bulunmaktadır.

İÇ ANADOLU’NUN TEK PLAJI BURADA

Yeşil ile mavinin iç içe olduğu Beyşehir sahillerinde kamping yapmak çok keyiflidir. Ayrıca Üstünler mahallesi Karaburun Mevkii’nde 2 km kumsalı bulunan Karaburun plajı, yüzmeye, su sporları ve kamping yapmaya elverişli mükemmel bir ortama sahiptir.

NİLÜFERLERİN EŞSİZ DÜNYASINI GÖRMEYE HAZIR MISINIZ?

Beyşehir Gölü’nün Çiftlik Mahallesi kıyılarındaki Nilüfer Bahçesi eşsiz manzarası ve huzur veren doğasıyla herkesi kendine hayran bırakıyor. Yaklaşık 7 kilometrelik uzunluğuyla ülkemizin en büyük nilüfer bahçesi olan bölge zengin biyoçeşitliliğiyle de doğa severlerin ve fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmezi.

DOĞA VE HAYVANSEVERLERİN UĞRAK YERİ

Beyşehir Gölü kıyısında yer alan ve coğrafi güzellikleri ile bölgenin en önemli mesire alanları arasında gösterilen Yeşildağ mahallesi tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra her yıl ilkbaharda binlerce leyleğin gelip yuva kurduğu Leylekler Vadisi ile de doğa ve hayvan severlerin uğrak yeri. İlkbahar mevsiminden itibaren dönüş yolculuğuna kadar çok sayıda Leyleği barındıran, yerli ve yabancı turistler ile fotoğraf severlerin büyük ilgisini çeken Leylekler Vadisi Beyşehir’e 30 km uzaklıktadır.

GÜN BATIMI EN GÜZEL BURADA İZLENİR

Beyşehir’de gün batarken göl suları kızılın yüzlerce ışıltısıyla rengarenk kesilir. Bu nedenledir ki; Beyşehir Gölü gurubu (gün batımı), renk ve batış süresi yönlerinden dünyada izlenen eşsiz guruplar arasındadır.

ANAMASLAR BEYŞEHİR'SİZ ANILMAZ

Toros Sıradağları’nın bir kolu olan Anamaslar, bitki örtüsü ve iklim yönünden çok farklı özelliklere sahiptir. Toroslar’ın bir kolu olan Anamaslar, ilçede geniş yer tutar ve türlü adlarla yelpazelenerek yayılırlar. Kuzeybatıdan güneydoğu doğrultusunda uzanan Anamas Dağları, batıdan ve güneybatıdan yüksek ve sarp dikliklerle ovaya inerler. Dedegül, Kartos, Dumanlı, Naldöken, Dippoyraz, Anamas yayının başlıca tepeleridir.

Konya Haberleri