Hayat güzel, milyonlar uçuyor

Gülşen Yılmaz
Ne güzel, nur topu gibi sosyal medya fenomenlerimiz oldu. Nerede, ne yaptığını merak ettiğimiz insanlar verdiği vergiyle övünür oldu.
 
Oysaki daha dün senin benim gibi sofralarda yemek yiyordu. Çektikleri bir video, sadece bir video sayesinde tanınıp, şimdi Hidiv Kasrı’nda “Mevlit” verir oldu.
 
Mevlidi tırnak içinde söylemekte fayda var diye düşündüm. Çünkü insanlar; “Şeyma Şubaşı’da partilere katılıyor, ne farkı var” diye Büşra Nur Çalar’ı epeyce savundu sosyal medyada… Fark benim tırnak içinde yazdığım kelimede saklı aslında…
 
Tamamen dini ve manevi bir konu olan mevlit ile Şeyma’nın yaptığı after partileri aynı kefeye koyarsak sizce de abes olmaz mı?
 
Şimdi mevzuya direkt girdiğim için bu kız ne diyor, diyenler olabilir.
 
Konu şu; Büşra Nur Çalar sosyal medyanın fenomenlerinden birisi… Muhafazakar genç kızlar pek bir seviyorlar kendisini. Efendim bu fenomenimiz Hidiv Kasrı’nda bebeğine şaşaalı bir mevlit düzenledi.
 
Bu kadar göz önünde olunca da eleştiriler saniyesinde gelmeye başladı tabi. Eleştirenlerden bazıları sadece ve sadece muhafazakarları yerden yere vurmak için bekleyen tiplerdi. Bunlar tıpkı laik kesim bir şey yapsa da eleştirsek diyen bir kısım insan gibi linç kadrosunda olan şahıslar…
 
Ciddi ciddi eleştirilerin hedefi oldu Büşra. Ama bizim ülkemizde çok enteresan bir gerçek var. İnsanlar ne kadar yanlış yaparsa yapsın, kendilerinden olanı eleştirmiyorlar.
 
Bir öğretmen Atatürk’le ilgili yanlış algılar yaratan bir program yapar. Bir Allah’ın kulu Atatürkçü’de çıkıp; “Yahu bu Atatürk’ü sevmek değildir. Siz bu konuyu suiistimal ediyorsunuz” demez.
 
Bir muhafazakar çıkar, şatafat ve gösterişten ayağa kalkan bir mevlit düzenler. Bir muhafazakar da çıkıp; “Kızım dini vecibelere ters bir şey yapmışsın” demez.
 
Devamlı suretle karşı tarafı topa tutarız ama…
 
Bu nasıl bir algı!
 
Korkmayın, eleştirince savunduğunuz gerçeklerin dışına çıkmış olmuyorsunuz!
 
Neresinden bakarsan bak çok tutarsız, çok saçma bu durum olduğu aşikar… Tuhaf bir savunma mekanizması oluştu kişilerde gerçekten…
 
Neyse Büşra’ya dönecek olursak, öyle ya da böyle fenomen olmuş ve iki gün sonra bu yaptığını unutup yine video, story ve postlarına tüm hızıyla devam edecek. Üzüntüsü geçecek yani…
 
Neden? Çünkü kadın hayatını instagramdan idame ettiriyor. Sen ben beğeniyoruz fotoğraflarını, izliyoruz storylerini, sonra nasıl böyle para saçıyor bu insanlar? Nasılı niçini yok işte… Tamamen duygusal! Yoksa 3 milyon liralık arabaya Türkiye’de nasıl binecek öyle değil mi?
 
Bir de önceki gün televizyon programına katıldı Büşra. Programda; “Şatafat denilenin mekanın kendi konsepti olduğunu, milyonluk arabanın arkadaşına ait olduğunu, tektaş yüzüğün hediye edilen bir yüzük olduğunu” söyledi. Bir an; “Aslında mevlitte bizim değildi, bebekte” diyecek sandım. Aslında Büşra’da halkın neye kızdığını tam olarak anlamamış.
 
Ama ben garip insanımıza kızıyorum.
 
Çünkü tüm bunları bu hale getirip göklere çıkaran da biziz, sonra dönüp linç edende…