Hep aynı senaryolar…

Ömer İnal

Dün Cumhuriyet gazetesinin manşetten verdiği ‘’Erdoğan Saray’ı kendisi vermeli’’ ifadesi, Fehmi Koru ile yapılan röportajda sarf ettiği sözlere binaen neşredilmiş…

Fehmi Koru, ‘’muhalefetin zoruyla değil, kendi isteğiyle Beştepe’den çıkmalı’’ diyor özetle…

Peki, bu ne için isteniyor, demokrasi için mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe’de olunca demokrasi zarar görecek lakin Çankaya’ya gidince demokrasi bir anda muasır medeniyet seviyesine mi çıkacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkoyu ile seçilmiş en meşru kişi olmasının yanında doğrudan halkı temsil etmektedir… Yani Onun meşruiyeti demokrasinin gereği olarak tartışma konusu edilemez..

Bilindiği üzere Fehmi Koru uzun yıllardır Taha Kıvanç müstear ismiyle, bulunduğu gazetede ikinci bir köşede daha yazmaktadır… 15 Haziran’da kaleme aldığı yazının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerini almış:

‘’Amerikan medyasının seçimden sonra şahsıma yönelik, seviye kaybına uğramış yayınlarını çirkin buldum. Bu tahammülsüzlükleri anlamak mümkün değil. Bu bir şeyi gösteriyor: Allah’a hamdolsun demek ki doğru yoldayız; onlar övgü yağdırsaydılar o zaman kendimden şüphe ederdim..’’

Fehmi Koru, ABD’de bir okulun bilgi duvarında asılı olan bu ifadelerin geçtiği gazete kupürlerini söküp atan bir dostundan bahsediyor ve bu davranış için  ‘’yapması gerekeni yapmış’’ diyor…

Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz lakin ona olan kininiz, bir medya kuruluşunun yaptığı çirkinlikleri kabul etmeyi gerektirmez… Demokrat olmanın gereği de bu değil midir?

Bunları okuyunca aklıma Turgut Özal’ın bir sözü geldi, şöyle diyor Özal: ‘’Ben bir icraat yapacağım zaman sol kafaların yazdıklarına bakarım, Eğer hiç sesleri çıkmıyorsa o projeyi yapmam rafa kaldırırım. Yarısının sesi çıkmıyor yarısının sesi çıkıyor ise o projeyi yeniler öyle yaparım.. Eğer bütün solcular projeyi engellemek için yaygara yapıyorlarsa hiç kimseyi dinlemem projeyi aynen yapar ve bitiririm çünkü o proje memleket için hayırlara vesiledir...’’

Buradan şunu anlıyoruz ki, bu ülkede gerçekten hizmet eden bir siyasi varsa bu kişi; yerel ve yabancı unsurların beraber olup en çok eleştirdiği, yerden yere vurduğu kişidir, boşuna dememişler tarih tekerrürden ibarettir diye, Abdülhamit’ den bu yana hep aynı senaryolar vizyonda, sadece isimler değişik…

Selametle…