Dövizin yükselmesiyle birlikte imitasyon deri ürünlerinin Türkiye’ye girişinin zorlaştığını söyleyen Ceylan Deri Firma Sahibi Hüseyin Şahin, “Dövizin yükselmesiyle deri sektöründe iç üretim hareketlendi. Dışardan kalitesiz ürün gelişi sınırlanmaya başladı” ifadelerini kullandı.
‘NAYLON ÇÖPLÜGÜNDEN KAÇIŞ VAR’
Son zamanlarda dövizin artmasıyla naylon imitasyon derin ürünlerine olan talebin azaldığını belirten Ceylan Deri Giyim Sahibi Hüseyin Şahin, “Deri ihracatının artmasıyla birlikte tekrar giyime yönelim başladı. Genel yükselişten deri payını kısmen aldı. Döviz ne kadar arttıysa deri de o kadar arttı. Türkiye’de dövizin yükselişinden kaynaklı inanılmaz bir naylon çöplüğü var. Yani dışarıdan kalitesiz imitasyon ürünler dediğimiz naylon ürünler geliyordu. Dövizin yükselmesiyle birlikte bu imitasyon ürünlerin gelişi biraz daha pahalı olmaya başladı. İmitasyon ürünler sağlığa iyi gelmemesine ve deriyle bir alakası olmamasına rağmen derinin yerini almaya başlamıştı. Şimdi dövizin yükselmesi bir tık onun önüne geçti. Dövizin yükselmesi bizim gibi iç piyasaya çalışan firmalar açısından böyle bir olumlu tarafı oldu. İhracat yapan firmalar için de diğer taraflardaki üretim sıkıntıları bizim ülkemize daha hızlı bir toparlanma oldu. İhracatçı firmalarımızın işleri de olumlu anlamda etkilendi” şeklinde konuştu.
‘KONYA’DA GERÇEK DERİYE TALEP VAR’
Konya’nın iklim şartları nedeniyle deriye olan talebin yüksek olduğunu kaydeden Şahin, “Deri noktasal bir bölge değildir. Ceylan Deri olarak iç piyasaya hitap eden bir firmayız. Dağınık bölgelerde deri üretimi yapılıyor. Konya turizmden de pay alıyor. Deri, yurt dışından gelen turistlerin de ilgi gösterdiği bir alandır ve Konya’da da iklim itibarıyla çok fazla giyilmeye müsait olduğu için insanlar deriye talep gösteriyor. Ham madde anlamında bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü deri üretimi tabakhane anlamında çok zorlaştı. Yani derinin işlenmesi zor hale geldi. Dolayısıyla Avrupa’da deri tabaklayan firma kalmadı. Firma kalmadığı için derilerin işlenmesi için üstüne para vererek başka ülkelere gönderiyorlar. Deri tabaklamasında çalışan insan sayısı çok azaldı. Derinin tabaklamasında kullanılan kimyasal ürünlerin temininde de sıkıntı yaşamıyoruz ancak onlarda da yaşanan fiyat artışları birtakım sıkıntılara neden oluyor. Deride ham madde sıkıntısı yaşamasak da maliyet sıkıntısı yaşıyoruz” diye aktardı.
‘DERİ DENİLDİĞİ ZAMAN AKLA TÜRKİYE GELİR’
Türkiye’de deri sektörünün dünyada etkisel anlamdaki büyüklüğüne değinen Şahin, “ Dünyanın pek çok ülkesinde deri denildiği zaman Türkiye akla gelir. Üçüncü dünya ülkeleri de artık deri üretmeye başladı. Fas’da üretiliyor, Pakistan’da üretiliyor. Belki adet olarak çok üretiliyor ama moda ve ekonomik anlamında Türkiye dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Pakistan’da, Fas’ta çok daha fazla deri üretiliyor ama hep tek düze oluyor. Ama Türkiye katma değeri yüksek ürün üretiyor. Dolayısıyla Türkiye ciro anlamında da diğer ülkelerden daha iyi ciro sağlıyor. İhracatçı firmaların 2022 yılında çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü deride birçok ülke zemin kaybetmesine rağmen Türkiye pandemide zemini kaybetmedi. Dövizin yükselişinden de olumlu manada etkilendi. Diğer rakip yerlerde üretimde sıkıntı olduğu için ihracat yapan firmalar bir tık daha iyi olacak” diye altını çizdi.
‘GERÇEK DERİNİN KIYMETİ ANLAŞILACAK’
Sektörün geleceğinin parlak olduğuna dair öngörüde bulunan Şahin, “Türkiye’de üretilen derinin yüzde 50’si de turizm bölgelerinde tüketiliyor. Turizminde bu sene çok iyi olacağını düşünüyorum ve tüketimin orada da daha iyi olacağını düşünüyorum. Artık insanlar sağlığına daha çok dikkat ettiği için ithal naylon ürünlerden bir tık kaçış oldu. İnsanlar artık daha doğal olan şeylere yönelmeye başladı. Deri de bundan nasibini aldı. 2022 yılında dışarıdan gelen naylon ürünlerin zorlaşması nedeniyle gerçek derinin kıymetinin daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ