“Sanat, sanat için mi yoksa sanat toplum için mi?” bir zamanlar böyle bir tartışma vardı. Günümüzde artık bu soruyu şu şekilde güncellememiz gerekiyor. Sanat, yolsuzluk için mi sorumsuzluk ve beceriksizliği örtmek için mi?
Salgın var! Yap bir hemşire heykeli… Çöpler toplanmıyor! Yap bir çöp heykeli… Kanalizasyon suları denize, ırmağa boşaltılıyor! Yap bir balık veya balıkçı heykeli…. Çocuklar kitap okumuyor! Yap bir kitap okuyan çocuk/eşek heykeli… Sokak köpekleri vatandaşları çocukları parçalıyor, insanlar korkudan sokaklarda gezemez hale mi geldi? Sorun değil. Yap bir köpek heykeli. Vatandaş, alt yapı, yol, toplu ulaşım, metro, imar düzenlemesi, belediyecilik hizmetleri, çöplerin toplanmasını mı bekliyor? Beklesin. Yap bir partinin kurucu liderinin heykelini veya ne olduğuna, neye benzediğine kimsenin anlam dahi veremediği herhangi bir acayip garaip şekilli bir nesne. Şehir içi yollar yetersiz, trafik çileye mi dönüştü? Yap bir yolsuzluk heykeli pardon yol heykeli. Şaka değil görevi yol yapmak olan bir belediye kilometrelerce yol yapacağı paraya yol heykeli yapmış. Alın size sanat alın size hizmet. Şehrimizi de mi güzelleştirmeyelim? Devletin, milletin, yasaların üzerimize yüklediği vazifeleri yerine getirmiyor muyuz, sorumlukları yapmıyor muyuz? Hiç dert değil. Yap bir çekirdek çitleyen eşek heykeli veya başı kıçından çıkmış bir yontu mesele sulh olsun.
Heykelle olmadı mı? Konser vereyim ağabeyime. Hem halkı eğlendiririz. Hem toplanan kalabalığa çalışıyoruz imajı veririz. Paranızla on bine gidemeyeceğiniz sanatçının konserini ayağınıza beleş! getirdik. Eğleniyor muyuz ahaliiiii? Bakın bir de işin çağdaş sanat kısmı var ki sakın sorgulamaya kalmayın. Ne gericiliğiniz kalır ne yobazlığınız. O herif, o kadının kafasına bir kova toprağı neden döktü? Sanat. Hem de modern sanat. Ortada hiçbir şey yok ne bir ses ne bir hareket ne biz çizgi ne bir nesne. Ne oluyor burada? Sessiz olun sanatçı yokluğu/boşluğu anlatıyor. “Zaten ortada bir şey yok ki reis bey! Şimdi benden topladığınız vergi ve faturalara yansıttığınız ek ücretlerle topladığınız parayı olmayan bir şeye boşluğa mı verdiniz?” “Sen sus bakayım yobaz Anadolu’lu sen ne anlarsın modernden sanattan?”
Maalesef bu kadar ironik bir durumdayız. Güleriz ağlanacak halimize. Son dönemlerde birçok yerel yönetimin bir gelenek haline getirdiği ‘Heykel Siyaseti’nin altında yatan alicengiz oyununun yolsuzluk olduğunu, belediye kasalarının nasıl boşaltıldığını artık sağır sultan bile biliyor. Normal bir belediye hizmetinin bedeli makul rakamlar ile fatura edilebilirken, sanat kisvesi altında dikilen heykellerin yapılan konserlerin modern sanat diye kamufle edilen programların bedeli milyonlarca lira olarak gösterilebiliyor. Su akmıyor, çöp toplanmıyor, yollar köstebekler tarafından işgal edilmiş tarla gibi, toplu ulaşım felç, raylı sistemler yetersiz, otobüsler bakımsızlıktan yanıyor... Yerel yönetimlerin esas görevi bunlar. Belediye kanununda heykel dikmek gibi bir görev tanımlaması var mı? Yok. Çünkü esas hizmetlerin bedeli ölçülebilir. Asfaltın tonu, metrekaresi, maliyeti bellidir. Çöp toplamanın hakeza. Kaldırım döşemenin, metro yapmanın maliyeti hesaplanabilir. İşe başlamadan bütçesi belirlenir. Ama heykel, konser, modern sanat öyle mi? Kilosu yüz TL olan muzdan bir tane alırsınız. Bir muz ortalama iki yüz gram gelir. Yani muzun maliyeti yirmi TL. On liralık koli bandının ucundan on cm’lik bir kısım koparırsınız. Maliyeti On kuruş. Muzu duvara bantlarsınız. Fatura: Üj bej milyon TL. Ne oldu? Niye böyle? Sorma. Sanat! Veya Belçika’dan bir manken getirirsiniz, eline bir tokmak verirsiniz ve o tokmakla gonga vurur. Fatura: Üj bej milyon. Neden? Türkiye’de o gonga vuracak hiç manken, sanatçı, aktris vs. yok muydu? Veya bir belediye çalışanı vursa ne olurdu? Sanat olmazdı. Çünkü Avrupalı hanımefendi batı kültürü ve Avrupa medeniyetinden aldığı adab-ı mudarebet ile çok sanatsal bir dokunuş yaptı.
Bugünü de kotardık. Çoook yolsuzluk yaptık. Pardon heykel yaptık. Usulsüzlüklerin üzerini örttük. Pardon sanat icra ettirdik. Halka hizmet götürdük. Yani şey pardon konser verdirdik. Ne kadar çok heykel yaptırdık bir saydıralım bakalım. Açın bir heykel saydırma ihalesi…
Saydırdık. O kadar çok heykel yapmışız ki; putperest inanca sahip ülkelerden daha fazla heykele sahip bir ülkeyiz. Muasır medeniyet seviyesi ne ki cahiliye dönemindeki putperest toplumlara bile nal toplatıyoruz…