HORMONLAR VE METABOLİZMA

Dyt. Büşra Cengiz

Hormonların, özellikle enerji metabolizmasının denetiminde ve vücudun elektrolit dengesindeki görevleri önemlidir.

BESLENME AÇISINDAN EN ÖNEMLİ HORMONLAR VE ETKİNLİKLERİ

HİPOFİZ BEZİ HORMONLARI

  1. Adrenokortikotropik hormon (ACTH): İki temel işlevi vardır. Adrenal korteksteki steroid hormonların salgılanmasını uyarır ve adrenal korteksin gelişimini uyarır. Bu işlevler protein senteziyle ilgilidir.

 

  1. Büyüme Hormonu (BH): Uzayan kemiklerin büyümesini denetler. Arginin aa inden zengin protein alımı BH aktivitesini artırır.

 

  1. Tiroid Uyarıcı Hormon (TSH): Tiroid bezinin hormon salgılamasını uyarır.

 

  1. Prolaktin: Süt salgılanmasını uyarır.

 

  1. Vazopressin: Kan basıncını artırır, idrar atımını azaltır.

 

  1. Nörohipofiz: Böbreklerden idrar atımıyla ilgilidir. Böbreklerden su kaybını önler.

 

  1. Anjiotensin 2: Kan basıncını artırır.

 

TİROİD BEZİ HORMONLARI

Hormonun salgılanması için iyot önemlidir. Tiroksin (T4) ve Triiodotronin (T3) adlı hormonları salgılar. T4 ün T3 e dönüşümünde selenyum ve A vitamini etkinlik gösterir.

Bu hormonlar BMR yi düzenlerler. Üreme faaliyetlerine de etkileri vardır. Büyüme ve gelişmeyi de etkilerler.

Yetersizliğinde BMR düşer. Bireyde sersemlik belirtisi gözlenir. Tiroid bezi az çalışan yeni doğmuş bebekte büyüme ve gelişme geriliği belirtileriyle ortaya çıkan ‘kretinizm’ hastalığı görülür. İleri yaşlarda yetersiz salgılandığında ellerde kalınlaşma ve şişkinlik, deride kurumayla belirlenen ‘miksödema’ hastalığı görülür. Bu bireyler genellikle uykulu olurlar ve şişmanlarlar.

Tiroid bezinin aşırı çalışarak fazla hormon salgılaması BMR yi yükseltir. Kalp çarpıntısı, ateş ve sinirlilik görülür. Enerji gereksinimi arttığı için fazla yeme isteği yine hipertiroidizmin belirtisidir.

Kalsitonin: Kandaki Ca düzeyini düşürür. Paratiroid hormonuna zıt etki gösterir.

Paratiroid Bezi Hormonu: Kan Ca düzeyini ayarlar. Kemiklerden Ca çekilmesini, böbreklerden fosfatların geri emilmesini düzenler. Bu bez alındığında kandaki Ca düzeyi aniden düşer. Kasılmalar şeklindeki belirtilerle ‘tetani’ hastalığı görülür. Bez fazla çalışırsa serum Ca miktarı artar ve idrarda Ca ve P atımı artar.

ADRENAL BEZ HORMONLARI:

1)Adrenal Medulla Hormonları

Adrenalin (Epinefrin): Glikojenin glikoza çevrilmesini uyarır. Dolayısıyla kan şekerini yükseltir. Kandaki şekerin metabolizması için oksijen alımı artar ve BMR yükselir. Tirozin türevidir. Korku, öfke, coşku, heyecan durumlarında hormon salgısı artar.

Noradrenalin (Norepinefrin): Kimyasal uyarıcı etkinliği gösterir.

2) Adrenal Korteks Hormonları:

Kolesterol türevleridir.

Aldosteron: Böbreklerden Na, Cl, K atımını, fazla suyun atımını, idrarın yoğunlaşmasını düzenler. Yetersizliğinde Na atımı artar ve kandaki miktarı azalır.  Kandaki K miktarı ise artar.  

Kortizon: İnsüline zıt yönde etki eder. Yaralanma, korku ve soğuk gibi stresler salgılanmasını artırır. Mide salgısını uyarır. Proteinden glikoz yapımını hızlandırır. Kan şekerini yükseltir. Kemiklerin protein matriksinin yıkımını artırır ve kemiklerde mineral miktarı azalır.

PANKREAS HORMONLARI

İnsülin: Kandaki glikozun glikojene çevrilerek depo edilmesini sağlar. İnsülin yetersizliğinde glikoz kullanılmadığı için kandaki düzeyi artar. Bu durumda enerji yağ ve proteinlerden karşılandığı için keton cisimlerinin miktarı artar. Bu belirtilerle ortaya çıkan metabolik bozukluğa insüline bağımlı şeker hastalığı Tip 1 Diyabet denir.

Şişman bireylerde kan insülin düzeyi yüksek olmasına karşın, etkisi az olduğundan glikoz kullanımında yine bozukluk görülür. (İnsülin direnci) Hızlı sindirilen karbonhidratlı besinlerle beslenme, fiziksel aktivitenin az olmasına karşın enerji alımının sınırlanamaması sonucu oluşan şişmanlık insülin direncinin oluşmasında önemli faktörlerdir. İnsülin direncine bağlı olarak kan şekerinin yükselmesi durumuna insüline bağımlı olmayan Tip 2 Diyabet denir.

Tip 1 Diyabet, parenteral yolla insülin verilerek ve insülinin etkinliğine göre düzenlenmiş uygun diyetle kontrol altında tutulabilir. Tip 2 Diyabet, fiziksel aktivite artırılarak, diyetin enerjisi ve kolay sindirilen karbonhidrat kaynakları sınırlanıp diyet posası yüksek uygun diyetle iyileştirilebilir.

Glukagon: İnsüline zıt etki yapar. Glikojenin glikoza çevrilmesini uyarır. Bu etki adrenalininkine benzer fakat glukagonun kaslardaki glikojene etkisi yoktur.

GASTRO İNTESTİNAL HORMONLAR

Sekretin: Pankreastan sindirim enzimlerinin salgılanmasını uyarır.

Kolesistokinin: Safra kesesinin hareketi, dolayısıyla safranın boşaltılmasını denetler.

Gastrin: Mide salgısını uyarır.

Ghrelin: Leptine zıt etki gösterir. Besin alımını uyarır, karbonhidrat kullanımını hızlandırırken yağ kullanımını azaltır. Mide motilitesi ve asit salınımını artırır. Dolaşımdaki ghrelin düzeyi yemek öncesi yükselir, yemek sonrası düşer. Enerji alımı artınca ve şişmanlıkta ghrelin düzeyi düşer, zayıflıkta yükselir.

Peptit YY3-36: Hipotalamusta tokluk duygusu oluşturan sinirleri uyarır, yeme isteğine ilişkin sinirleri baskılar. Böylece besin alımının azalmasında etkindir.

ADİPOZ DOKU HORMONLARI

Leptin: Obez genin kodladığı bir proteindir. Leptinin temel işlevi, enerji dengesi ve tokluk sinyalinin oluşumuyla ilgilidir. Dolaşımdaki leptin düzeyi, yağ kitlesinin artışıona paralel olarak yükselir ve hipotalamusa bedende yeterli enerji depolandığına ilişkin bilgi ulaştırarak iştahın baskılanması ve enerji harcamasının artmasına neden olur. Obez gendeki mutasyon sonucu leptin üretilemediğinde tokluk sinyali oluşamadığından aşırı yemeye bağlı şişmanlık ortaya çıkar. Bu durumda dışarıdan leptin verildiğinde aşırı yemenin önlendiği ve ağırlık kazanımının azaldığı bildirilmiştir. Bunun yanında, leptin düzeyi normal olan şişman bireylere leptin verilmesi ağırlık kaybı sağlamamıştır.

Adiponektin: İnsülin duyarlılığını artırıcı yönde etki gösterir. Şişmanlarda ve Tip 2 diyabetlilerde kan adiponektin düzeyi düşüktür. Dışarıdan adiponektin verilmesiyle glikoz kullanımı ve yağ oksidasyonunun arttığı, insülin direncinde iyileşme gözlenmiştir. İnsanda kan adiponektin düzeyinin yüksek olması, beden ağırlığı, yağ kitlesi ve insülin düzeyinin düşüklüğüyle ilişkili bulunmuştur. Antioksidan açısından zengin diyet adiponektin düzeyini yükseltir.

Resistin: Dolaşımdaki resistin düzeyiyle insülin direnci arasında ilişki saptanamamıştır.

PROSTAGLANDİNLER

Çoklu doymamış yağ asitleri türevleridir. A1, S1, E1, E2, F12, F22….. gibi. Bu hormonlar etkinlik gösterdikleri dokularda sentezlenirler ve dolaşıma geçerler. Prostaglandinler yumuşak kasların kontraksiyonunu sağlarlar. Bu etkinliklerinden dolayı doğumu kolaylaştırmak, gebeliği sonlandırmak ve kan basıncını kontrol etmek için kullanılırlar. Bazıları kan basıncını yükseltirken bazıları düşürür. Astıma iyi gelirler. Böbreklerde vazopressine zıt etkilerinden dolayı Na ve suyun atımını artırırlar. Siklik AMP düzeyini ve birçok hormonun sentezini arttırırlar. Kan plateletlerinin işlevlerine katkı sağlarlar.

Prostaglandinler, sindirim aygıtında gastrin hormonuna zıt etki yaparak mide salgısını azaltırlar. Aspirin ve benzeri ilaçlar yağ asitlerinden prostaglandinlerin sentezini engelleyerek gastrik mukozada yara ve kanamalara neden olurlar.

 

Hormonlar       Karaciğer                  Kaslar                           Yağ dokusu  

İnsülin                 Glikoz  → Glikojen     Glikoz oksidasyonu    Glikoz oksidasyonu     

Adrenalin          Glikojen → Glikoz      Laktik asit oluşumu    Serbest yağ asitleri

Kortizon            Glikoz sentezi              Proteinlerin yıkımı     Glikoz kul. engeller

Glukagon          Glikojen → Glikoz      Etkisi yok                   Serbest yağ asiti

ACTH               Etkisi yok                    Etkisi yok                   Adrenalini uyarır

 

Tiroid hormonları, BMR yi artırır.

Ghrelin, yeme isteğini uyarır.

Kolesistokinin, yeme isteğini azaltır.

Peptit YY3-36, yeme isteğini azaltır.

Leptin, yeme isteğini azaltır, enerji dengesini denetler.

Adiponektin, insülin duyarlılığını artırır.  

                                                                                     Dyt. Büşra MENEKŞE