Hüseyin Hocayla Görüştük

Hamdi Bağcı

 

Geçen hafta Salı günü malumunuz Doç Dr Hüseyin Altunbaş ilgili bir yazı yazmıştım. Geçen Cumartesi bildiğiniz gibi benimle Konya’da bazı reklâm ajansları görüşmüştü. Konu malumunuzdur, Selçuk Üniversitesinde Hüseyin Hoca bölüm başkanlığından alınmış yerine bir başka hoca getirilmişti.

Sektör temsilcileri de bizimle yaptıkları görüşmede Hüseyin Hocanın sektörle sorunlar yaşadığını ve bu değişimin hayırlı olduğunu ifade etmişlerdir. Bizde kendimizce bunları yazmıştık.

Hocam tabi yazdıklarımızdan alınmış, uzun uzun bizim art niyetli olmadığımızı ve yazıda hakaret olmadığını ifade ettik. Sağ olsunlar bizi anlayışla karşıladılar.  

Ben bu konularda, her zaman diyorum takıntılı değilim, özür dilenmesi gerekiyorsa açıkça özür dilerim. Toplum bize elbette gazetecilik görevini vermiş ama yargıç görevini vermemiş. Biz yargılayıcı ya da sorgulayıcı değiliz. Biz yanlışlara (gücümüzün yettiği kadar. Çok açık ifade edelim, her yanlışa yanlış demekte o kadar kolay değil) yanlış demeliyiz. Bunun dışında bir görevimiz yok, adliye var, toplum var biz işimizi ve sınırımızı bilmezsek sonra siyaseti, toplumu da şekillendirmeye kalkıyoruz ve halimiz o zaman bugün hiç itibarları olmayan anlı şanlı gazetecilere döner.

Neyse tekrar Hüseyin Hocamla yaptığımız görüşmeye dönelim. Hüseyin Hocayı bir kere anlıyorum ki çok kırmışız. Ama benim asıl anladığım hocayı talebeleri kırmış. Beraber çıkılan bir yolda yaşananlar ne ise bunu kendi içlerinde eritebilmeleri gerekirdi diye düşünüyorum.

Hocam kesin bir şekilde öğrencileri kendisinin örgütlemediğini ifade ediyor. “Bu mailleri gönderenlerin çoğu zaten mezun öğrenciler” diyor. Bize Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof Dr Hakkı Gökbel Hocayla yapmış olduğu bir görüşmeyi anlattı. Bu tabi vahim, görüşmenin içeriğini yazacak değilim ama ben bir yazımda, değişim gelişim olsun, demiştim ama anlıyorum daha o noktaya gelmeye çok var.

“Hakkı Hoca ile bu görüşmemize istinaden ben görevden alınmayacağımı düşünüyordum, onun içinde herkese böyle konuşuyordum. Ama neticede alındık, biz yeni gelen hocamıza saygı duyarız, bu bölümün daha iyi olması için elimizden geleni yapacağız. Bölüm başkanlığı için de bir beklenti içinde değilim” şeklinde konuşuyor.

Neyse burası tabi bizim konuşmamızı uzun uzun anlatmaya yetmez. Ben şunu ifade etmek istiyorum, Doç Dr Hüseyin Altunbaş Konya’da reklâm sektörünün gelişmesi için mücadele etmiştir. Konya’daki sektör temsilcileri Hüseyin Hocayı harcamak yerine Hüseyin Hocanın birikimlerinden yararlanmalı, Ankara ve İstanbul’dan reklâm ajansları ile evlilikler planlamalı ve sektör Konya’da gelişmelidir. Bunu yapamazsa daha çok sıkıntı yaşarlar bilgileri olsun.  

Aralarından bir ağabey çıkabilir, bu mesela etkili iletişimcilerimizden Abdullah Ecevit Öksüz’de olabilir. Sektör temsilcileri ile Hüseyin Hocayı bir araya getirmeli ve kırgınlıklar çözülmelidir. Hırslı arkadaşlar, lütfen hırslarınızı biraz kontrol edin, ne oldum delisi olmayın. Biraz sakin, biraz makul hareket edin.

Ben kendi adıma bu konu ile ilgili yazdığım son yazının bu olduğunu belirtmek istiyorum, lütfen bu yazımdan kimse bir savunma ihtiyacı falan çıkarmasın. Yahu Hüseyin Hocayı ne yapalım, harcayalım bitirelim mi? Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve diğer iki üniversite içinde Hüseyin Hoca kadar sektörüne öncü olan, şehre katma değer oluşturmak için mücadele eden, sektörün temsilcilerinin bakışının geliştirilmesi mücadelesi veren medyada ve sosyal hayatta bu kadar etkili başka bir hoca var mı? Bakın Hüseyin Hocayı da kaçıracağız, adamın profesörlüğü gelmiş zaten, bir başka ile çok rahat gidebilir. Rica ediyorum insan yeme makinesine dönüşmeyelim. Rica ediyorum, kıymet bilelim, rica ediyorum bir birimizi affetmeyi öğrenelim. Rica ediyorum birbirimizle uğraşmak yerine işimizle uğraşalım. Hüseyin Hoca mükemmel mi? Değil, peki sen mükemmel misin? Valla ben kendimden biliyorum, yaptığımız hatalar yaptığımız güzel şeylerden her zaman fazla oluyor. Güzel olan, hoş bir seda olmak, herkese âcizane tavsiyem budur.