İHANET

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Bu memlekette yıllarca Gök Sultan Abdülhamid “Kızıl Sultan” şeklinde topluma empoze edildi.

 Dış beslemeli bu kara propaganda İttihatçıların eliyle ülkemizde devam ettirildi.

Son 15 -20 yıl hariç okul kitaplarına bakınız, aynı aşağılık ifadeler okul kitapları başta olmak üzere her platformda sürdü.

Hala bir kısım İttihatçı artığı çevreler tarafından “kısık” sesle Türk tarihinin büyükleri istiskal ediliyor.

Bu kıytırık çevrelerin farkında olmadığı bir husus var; ihanet kısa süreli de olsa baskın gelir ama er ve geç milletimizin sağduyusu karşısında siner.

Dikkat edin “siner” ama yok almaz.

BUNDAN DOLAYI MİLLETİMİZ DAİMA UYANIK OLMAK MECBURİYETİNDEDİR.

Uyanık olmanın yolu ve metodu kök değerleri üzerinde olmaktır.   

Türk milleti sadece Müslüman değildir. Aynı zamanda bin yıl boyunca İslam’ı yeryüzünde temsil eden şerefli bir millettir.

Sıradan milletler temsilci olamazlar.

Türk milleti “sıradan” bir millet değildir ve olamaz.

İhanetin en büyüğü Türk milletini aslî hüviyetinden koparmaya teşebbüs etmektir.

Bazı dostlarımız siyasi mülahazalarla “ihanetten” söz ediyorlar.

İhanet mi arıyorsunuz?

Türk milletini Osmanlı’nın son yüzyılında ve devamında Türk ve İslam dünyasının zirvesinden indirenlere bakınız.

 

DAĞLAR

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Danıştay’a “PKK ile mücadelede polis, asker ve askeri araçlar kullanılmasın” diye bir dava açmış.

Böyle bir durum Türkiye’ye mahsus bir garabettir.

HDP milletvekilini birisi de Dağlıca saldırısından önce oradaki taburu “ziyaret” etmiş. Komutanla görüşmesine müsaade edilmemiş.  Bu “milletvekili” sebeb-i ziyareti için de “dağların yerinde olup olmadığını” ifade etmiş…

Problem içerde olunca kapının kilide anlamsızlaşıyor.