İLETİŞİMDEN IRAK SATIŞTAN IRAK

Sedat Dönmez

Toplum olarak birçok şeyi hızlı tüketmeye, hızlı gerçekleştirmeye çok alıştık. Hemen her şey oluversin istiyoruz. Dijital dünyanın getirdiği hızla birlikte hayatımız daha bir ivme kazandı gidiyor. Öyle ki iki mecrada reklam verdik mi hemen bir marka değerimiz oluşsun, hemen sadık müşteri gruplarımız kapımıza doluşsun, marka sadakatimiz yükselsin, müşterilerin damarlarına işleyip vazgeçilmez olalım istiyoruz. Fakat marka iletişimi bu hızı kaldırmıyor. Gündeme gelmek her ne kadar kolay olsa da bu yeterli değil. Çünkü günümüz hızlı tüketilen gündemlerin zamanı. Bu nedenle iletişimin sürekli ve istikrarlı olması şart. Yılın iki haftası reklama çıkarak marka olunmuyor. Planlı ve bilinçli bir iletişim stratejisine sahip olmanız mutlak zorunluluk.

Eğer iletişiminiz istikrarlı bir strateji grafiğine sahip değilse, hatır gönülle reklam işlerini yürütüyorsanız marka olma hayali falan kurmayın. Fantezi olarak devam ettirebilirsiniz, siz mutlu olacaksanız sorun yok. Şirket olarak gerçekçi hedefleri olan, büyümek isteyen, sadık müşteriler elde etmek zihniyetinde olan bir firmaysanız o zaman iletişimin de süreklilik ve istikrar istediğini unutmayın. Eğer bir ürün ya da hizmet üretiyor ve rafa koyuyorsanız bunun iletişimini kurmak zorundasınız. Müşterilerinizle sadece indirim yaptığınız günlerde reklam yaparak iletişim kurarsanız onlar da sizi indirim zamanında kullanılacak ürün olarak görür. Ürettiğiniz ürüne göre yılın belirli dönemlerinde, hızlı tüketim ürünü üretiyorsanız yılın her döneminde iletişim kurmak zorundasınız. Yoksa iletişimden ırak olursanız satıştan da ırak olursunuz. Çok sevdiğiniz arkadaşlarınızla bile bir ay görüşmeseniz hafızalardan silinmeye başlarsınız. Bir süre sonra kimse sizi aramaz bile. Emin olun işletmeler için de bu geçerlidir. Müşteriler sizden iletişim bekler, kendisiyle iletişim kuranla daha yakın olur. Bu nedenle bütçelerinizi iyi planlamalı ve yılın her dönemini hesaba katmalısınız. Nasıl ki sizi sadece yılın iki haftası para istemek için arayan biriyle uzun süreli dostluklar kurmak istemezseniz, müşterileriniz de yılın iki haftası reklam yapan bir işletmeyle uzun süreli bir alışveriş ilişkisi kurmaz.

Yılın bir döneminde değil her döneminde müşterilerinize kendinizi hatırlatın. Her geçen gün daha fazla iletişim mesajına maruz kalan tüketicilerin hafızasında yer almak ve kalmak artık eskisinden çok daha zor. Artık tüketiciler sizi zihinlerinde tutmak için bir çaba sarf etmiyor. Siz onların zihinlerinde kalmak için çaba sarf etmek zorundasınız. Bu da iki reklam yapmakla maalesef olmuyor. Marka yaşamınızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için uzun süreli ve etkin bir iletişim stratejisi oluşturmak zorundasınız. Unutmayın ki dünyanın en büyük markaları bile kısa bir süreliğine reklamlarını yayımlamayı bıraksalar satışlarında ciddi bir düşüş yaşanacaktır. Sizce onlar deli mi iletişim kurmak için bu kadar bütçeler harcıyorlar? Onlar da nasılsa sadık bir müşteri grubumuz var, marka olarak da bizi dünya biliyor diye düşünerek reklam yapmayı bırakamaz mı? Sanırım bu adamlar kafayı sıyırmış olmalı. Sen kalk dünyanın öbür ucundan Ramazan ayı içerisinde Türkiye’de reklam yap. Neyine gerek nasılsa satış yapıyorsun. Ben Coca – Cola olacağım da reklama bu kadar para harcayacağım diyorsunuz belki de. Fakat şunu unutmayın ki bu markalar istikrarlı bir iletişim grafiği ile bu noktalara geldiler ve bu noktalarda varlıklarını sürdürüyorlar. Sadece amacınız zirveye tırmanmak olmasın, bununla birlikte zirvede kalmak da ayrı bir marifettir.