IŞIKLAR İÇİNDE YATSIN

Bekir Dolu

Cenazeniz ve acınız aslında benim hiç umumda değil. Şu tüm yüzümü kaplayan eşşek kadar Ray-Ban gözlüklerimle sırf bu janjanlı lafı söyleye geldim. “Işıklar içinde yatsın”

 

Tamam yatsın. Birazdan yatıracağız zaten, yatacak mecburen. Fakat ışıklar içinde mi olacak, karanlık mı olacak orası belli değil. Gömüp geleceğiz işte.

 

Kültürümüzde öyle ışık mışık yok bizim. Huzur içinde yatsın, geride kalanlara sabır diliyoruz, falan denir, ışık nedir yahu? Oldu olacak tepesinde bir avize sallandırın bari.

 

Zorlamayın kardeşim! Söylenilebilecek bir sürü kalıplar varken, arayışa girmenin lüzumu var mı? İcat çıkarmayın başımıza! Adam ölmüş gitmiş, siz hala neyin peşindesiniz.

 

Bazen de cenaze alkışlanıyor, hani öldü diye seviniyorlar desek değil, gittiği yerde daha mutlu olacak desek, onu da bilemiyoruz. Ee ne o zaman bu alkış falan. Derdiniz ne? Efendice üzülüyormuş gibi yapın yeter. Entellik yapacağız diye bu kadar kanırtmanın gereği var mı ki? Biraz içinde yaşadığınız kültüre ait olmaya çabalasanız ne olur? Bu samimiyetsizlikle nereye kadar.

 

" nur/huzur  içinde yatsın " ne kadar sıcak, yumuşak, rahatlatıcı ise;
" ışıklar içinde yatsın " o kadar soğuk, taklit, uydurma, irrite edici !

 

Tıpkı "selamün aleyküm" yerine "merhaba," "Allahtan ki" yerine "neyse ki" "inşallah" yerine "umarım" demek için ıkındıkları gibi “nur içinde yatsın” yerine de “ışıklar içinde yatsın” tabiri uyduruldu. Çin işi çakma ürünler gibi.

 

Laik arkadaşların “nur”  demeye dili varmıyor. Cenazeyi öyle karanlıkta, soğukta bırakmaya da gönülleri razı olmuyor. Işıklar içinde yatsın diyorlar.

 

 Bunu söylerken bile iç dünyalarında çelişkiler yaşadıklarına eminim. Çünkü ölümden sonra ruhun yaşayıp yaşamadığına dair ciddi şüpheleri var. Diğer yandan da bu ışık aynı zamanda aydınlanmanın ışığıdır, bilimin ışığıdır, insanı ortaçağın karanlığından kurtaran ışıktır, insanlığın tanrının yerine ikame ettiği bilimin ışığıdır onlara göre.

 

Bir taziye ancak bu kadar samimiyetsiz, bu kadar yapay olur. Hayatında hiç "nur içinde yatsın" tabiri kullanmayan bir kişi bile buradaki "nur" kelimesi ile manevi bir ışığın, iyi bir halin amaçlandığını bilir. Bunu "modern, laik, çağdaş" (!) bir kalıba sokmaya çalışmak kadar beyinsizce bir şey olamaz. İnanmıyorsan zaten bu tür cümleleri kurmana gerek de yok. "İnanmıyorum ama çok afili bir cenaze temennisi bulmam lazım" çabasına girmenin âlemi yok.

 

Sonuçta bu topraklarda yüzyıllardır yaşanan bir Anadolu kültürü var. Hiç olmazsa bu kültüre saygılı olun. Bu sonradan görme lümpen tavırları bırakın.

 

Hepsi bir kenara;

 

Nur içinde yatsın bir deyimdir ve deyimlerde kelimeler eş anlamlıları ile değiştirilemez. Nasıl “damdan düşer gibi” yerine “çatıdan düşer gibi” deyince komedi malzemesi olunursa “ışıklar içinde yatsın” deyince de öyle komik duruma düşüleceğini bilmelisiniz.

 

 Türkçeleştirmeymiş, şuymuş buymuş, aslında aynı şeymiş, falan geçiniz efendim. Geçiniz, bekleme yapmayınız. İleride külahım var ona anlatırsınız.