İslâm’ı doğru anlatmayı en büyük gaye edinmeliyiz!

İpek Özkayaalp

Değerli kardeşlerim…

Bu hayat imtihan dünyasıdır ve bizler, Allâh’ın rızasını kazanmak güzel işler yapmak için bu âlemde bulunuyoruz.

Bundan dolayı, zaman biz Müslümanlar için çok değerlidir.

Zamanı iyi değerlendirip geçmiş yaşantımızı gözden geçirip geçmişimizin muhasebesini hesabını, değerlendirmesini yapmalıyız.

Var ise günahlarımız bunlar için bol bol tevbe etmeli, güzel amellerimiz içinde Allah’a şükür edip onları kabul etmesini dilemeliyiz.

Bununla birlikte dinimize, tarihimize, kültürümüze de çok iyi bir şekilde hâkim olmalıyız

2000 yılı itibari ile girmiş olduğumuz 21. Asır biz Müslümanlar için çok ama çok önemli.

“Hanginiz daha güzel işler yapacak, bunu imtihan etmek için sizi yarattık.”

(Mülk Sûresi / 2.Âyet)

Geleceğe dair iyi planlar yapıp, güzel niyetler kurmalıyız.

Amellerimizi de Allâh’ın rızasını gözeterek yapmamız gerekiyor.

Eğer niyetimizi gelecekte gerçekleştiremesek bile, niyetimiz sahih olduğu sürece o niyet için dahi Allah bize sevap yazar diye düşünüyorum.

“Ameller, niyetlere göredir.”

Hz. Muhammed (sav)

Geçmişte Müslümanların neler yaşadıklarını aşağı yukarı hepimiz biliyoruz, bunları göz önünde bulundurarak gelecekte ne yapmamız gerektiği hakkında konuşalım.

20. yüzyılı değerlendirelim

Dünyanın her bir tarafında Müslümanlara ve mazlumlara yardım eli uzatan ve sahip çıkan, Hilâfete sahip olan bir Osmanlı devletimiz vardı.

Birinci Cihan Harbi’yle çöküşe uğramasıyla birlikte birçok İslâm ülkesi büyük sıkıntıların içine girdi.

Bir kısmı esir alındı bir kısmı da sömürülmeye başladı.

İlerleyen dönemde Müslümanlar esaretten kurtulup bağımsızlıklarını elde etmeye başladılar.

19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında “Artık İslâm bütün kuvvetini kaybetti, dünya üzerinden silinecek; onun izi, eseri kalmadı.” diyen birçok insan ortaya çıkmıştı.

Ama görüldü ki İslâm’ı asla yok edemediler, edemeyecekler de!

Dünya üzerinde kapitalizmin, komünizmin ve diğer beşeri sistemlerin karşısında kendisini savunmaya ve kabul ettirmeye başlayan en kuvvetli sistem İslâm oldu.

“Allâh’ın nurunu ağızlarıyla söndürmeye çalışıyorlar ama Allâh nurunu tamamlayacaktır, söndürmeyecektir.”

(Saff Sûresi / 8.Âyet)

Allâh’ın vaadi her daim yerine gelecek ve istedikleri kadar uğraşsınlar, İslâm öyle kuvvetli ve mükemmel bir sistem ki tüm beşeri sistemlerin üstünde yaşıyor ve yaşamaya devam ediyor, asırlardır herkes bunu gördü ve görmeye devam edecek.

21. yüzyılı konuşalım

İçerden ve dışardan sürekli İslâmiyet’i yok etmek için hareketlerde bulunanlar var buda aslında bize bir nevi İslâm’ın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

21. yüzyılla beraber esaretten hürriyete, İslâm’ın horlanmasından sevilmesine, hayat dışına itilmesinden hayat içine dahil olmasına, zayıflıktan kuvvetliliğe doğru çok büyük gelişmeler oldu.

Bu gelişmelerden korkan birçok sömürgeciler var, bu sebepten dolayı düşmanlarımızın çok olması tabiîdir.

Dünyada İslâmiyet’e karşı kurulan ittifakları iyi analiz etmeliyiz, onları hedef alan çalışmalar gerçekleştirmeliyiz.

Şimdi biz Müslümanlar bu durumun karşısında ne yapmalıyız?

İlk olarak İslâm’ı doğru anlatmayı en büyük gaye edinmeliyiz!

Bunun içinde İslâm’ı çok iyi öğrenip, anlayıp ve İslam’a göre yaşamamız gerekiyor.

Ancak örnek bir İslâmi yaşantımız olursa İslâm toplumu da kaliteli olur ve başkalarına örnek ola biliriz.

Bizler bu çalışmalarımızı canla başla kuvvetli bir şekilde canlandırmamız lazım!

Kuvvetli Müslüman olmamız gerekiyor!

Bunu durdurduğumuz için İslâm âlemi geriledi.

Nasıl kuvvetli Müslüman olacağız?

Bedenen ve ruhen kuvvetli olacağız.

Bedenen kuvvetli Müslüman diğer Müslümanlara her yönde daha rahat ve sıhhatle hizmet eder.

Ruhen kuvvetli olmak içinde gençleri ve insanları derleyen toplayan cemiyetler ve cemaatler kurmak lazım!

Sağlam bir ahlâka sahip olmamız gerekiyor, buda ancak tasavvufî eğitimle olur.

İslâm’a hizmet edebilme için ekonomi ve mali gücümüz çok kuvvetli olmalı.

Müslümanlara yapılan zulümleri durdura bilmek ve Müslüman ülkelere destek ola bilmek adına siyasi bir grup oluşturmak gerek, bunu yapmak içinde siyasette kuvvetli olmak lazım.

Aynı zamanda bu yüzyılda, teknoloji ve ilim yönünden çok daha güçlenmemiz gerek.

Bunların yanı sıra eğitim ve basın/yayın müesseseleri mutlaka Müslümanların elinde olmalı.

İslâm düşmanları, İslâm ülkelerine birtakım oyunlar yapmak için geliştirdikleri gizli mekanizmalara sahipler.

Bizlerde İslâm’ı koruyacak bir karşı mekanizma kurmamız lazım!

Çünkü İslâm’ın selameti, bekâsı buna bağlı.

“Küfür tek bir millet” olduğu gibi Müslümanlarda “tek bir ümmet”tir!

Eğer bütün İslâm ülkelerinde bunlar yapılır ve bu şekilde çalışırsak ki bu çalışmaların birçoğu elhamdülillah Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde başladı, o zaman İnşaAllâh bu yüzyıl İslâmiyet’in şahlanışı ve zafer Müslümanların olacak!

“Güzel sonuç müttakîler içindir.”

(A’râf Sûresi / 128. Âyet)

Saygı ve duâ ile…