İSTİKBAL DENİZLERDEDİR

Sezai Keskin

Dünya'nın yaklaşık dörtte üçü sularla kaplıdır. Yüzyıllardan beri insanlar inci ve doğal sünger gibi değerli sualtı ürünleri için sualtına dalıyorlar. Ancak, 20. yüzyıla değin denizlerin altında çok az keşif yapılmıştır. Bunun nedeni, su altında soluk almayı sağlayabilen aygıtların henüz bulunmamış olmasıydı. Bu gereçler olmaksızın dalgıçlar suyun altında ancak soluklarını tutabildikleri sürece kalabilirlerdi. Savaşların seyrini değiştiren en önemli silahlardan biri kuşkusuz ki denizaltılardır! Koca donanmaları kısa süre içinde batıran, ordulara büyük kayıplar yaşatan bu deniz araçları, 20. asrın belki de en büyük deniz felaketiydiler. Yerlerinin tespitlerinin çok zor olması, umulmayacak yerlerde bulunabilmeleri sebebiyle özellikle denizaltılar ülkelerin savunma sisteminde ayrı bir öneme sahiptir. Özellikle Nükleer denizaltı, bir nükleer reaktör tarafından üretilen elektrik enerjisiyle çalışan denizaltıdır. Nükleer denizaltının performans avantajları, klasik (konvansiyonel) denizaltılara (genellikle dizel, elektrik) göre dikkate değerdir. Nükleer güç, havadan tamamen bağımsız olduğu için klasik denizaltılarda gerekli duyulduğu gibi, denizaltının sıklıkla periskop ufkuna gelerek şinorkel yapma ihtiyacından kurtarır. Yeni nesil nükleer denizaltılar 25 yıllık ömrü boyunca asla yeniden yakıt ikmaline ihtiyaç duymaz. Misal uzun menzilli füze kapasiteli Akula tip Rus nükleer denizaltısı Amerikan kıyılarında bir ay kadar dolaştı, Amerikan Deniz Kuvvetleri uyudu. Üç tarafı denizlerle ve düşmanlarla çevrili Türkiye savunma sistemini denizlerin sessiz saldırı gücü denizaltılarla donatmalıdır. Ezeli düşmanlarımızdan İsrail nükleer gücünü 3 yolla kullanıyor: Uçaklardan atılan bombalarla, Jericho adını verdiği balistik füzelerle, ya da denizaltılarından fırlatacağı nükleer başlıklı seyir (cruise) füzeleriyle. İsrail bu üçüne de önem veriyor, bunları geliştirmeye çalışıyor. Velhasıl terör örgütü İsrail Almanya sayesinde önemli bir denizaltı gücü olma yolunda ilerliyor. Uzun seneler İsrail’in Filistin ve diğer Ortadoğu halklarına yönelik gerçekleştirdiği katliamlarda Alman silahlarının büyük bir payı olduğu aşikardır. En önemlisi de Almanya’nın hibe ettiği denizaltılara nükleer başlıklı füzelerin yerleştirilmesidir. İsrail’in denizaltılara sahip olması dünya barışı ve Türkiye’miz için son derece tehlikeli ve sakıncalıdır. İsrail bu denizaltılarla muhakkak çoğu gizli kalacak pek çok kanlı saldırılar yapacak. Deniz hedeflerine veya başka hedeflere muhtemelen menşei tespit edilemeyecek eylemler icra edebilecek, denizden çıkarmayla kara hedeflerine karşı operasyonlar düzenleyebilecek, istihbarat operasyonları yapabilecek. Dikkat çeken konulardan biri de, söz konusu denizaltıların yasalara aykırı olarak, nükleer başlıklarla donanımlı olmasıdır. A.b.d. ve İsrail’in kuklası durumunda olan Birleşmiş Milletler Teşkilatı bu çifte standarda ve rezalete ses çıkaramamaktadır. Tahminlere göre İsrail’in elinde 200 adet atom bombası bulunuyor ve bunlar karada ve denizaltında saklanıyor. İsrail yoğunlukla denizaltıları Akdeniz’de konuşlandırıyor bunun asıl sebebi şu: İsrail’in nihai hedefi Türkiye’dir. İsrail denizaltı hedefleri ile Akdeniz’e hakim olma gayreti ve hazırlığı içinde olduğu anlaşılıyor. Nükleer başlıklı denizaltılarla İsrail, bir taraftan bölgedeki ülkelere gözdağı verirken, diğer taraftan yeni savaşların hazırlıklarını yapıyor. Daha fazla savaş için, daha fazla denizaltı alan, Ortadoğu’da kendisinden başka ülkenin nükleer silaha sahip olmasını istemeyen İsrail güçlü olmamalı, yıkılmalı ve dünya haritasından silinmelidir. Diğer azılı düşman Yunanistan da son yıllarda denizaltı alımını müthiş hız verdi. Rumlar durmadan denizaltı alıyorlar, Türk istihbarat birimleri zannediyorum bu durumu inceliyor ve gerekli tedbirleri alıyordur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcı gücünde önemli bir yer teşkil eden denizaltılarımızın modern imkan ve kabiliyetlerde donatılması dosta güven, düşmana korku verecektir. Ezcümle düşman eskiden toprağın altına inmişti, şimdi suyun da altına indi. Anlayanlar anlamayanlara anlatsın, su uyur düşman uyumaz…