Kandil tweeti!

Abdullah Akif Solak

Dünya cehalet, zulüm ve ahlaksızlık içindeydi. İnsanlık kurtuluşu bekliyordu. O’nu bekliyordu…

Ve yıl 571. Rebiü’l-evvel ayının 12. gecesi. 18 bin alem O’nun nuruyla şereflendi.

Alemlerin efendisi, Allah’ın (c.c.) en sevdiği yeryüzünü şereflendirdi.

Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini. Alemlere rahmet, kainata bereket geldi.

Allah’ın Resulü, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) böyle şereflendirdi yeryüzünü.

Peygamberimiz İslam dini ile bir güneş gibi doğdu alemlere. İnsanlığa ışık tuttu. Allah inancını, Allah’a kulluğu öğretti insanlara. Allah inancıyla nurlandı kararan kalpler.

Birliği, beraberliği, ahlakı, maneviyatı, eşitliği, hoşgörüyü, adaleti, kardeşliği öğrendi dünya O’nunla. Kalplere huzur, insanlığa düzen geldi. İnsanlığın kurtuluşu için hayırlı ve mübarek bir başlangıç oldu O’nun gelişi.

İşte böyle bir geceyi Allah (c.c.) bizlere yeniden nasip etti. Bu kutlu ve mübarek doğum gecesini yaşadık tüm İslam alemi ile birlikte. Alemlerin nurlandığı, rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu gecede el açtık, dualar ettik. Peygamberimizi hatırladık, onun yolunu hatırladık. Allah’a kul olmanın, iyi bir Müslüman olmanın gerekliliğini ve vazifesini hatırımıza getirdik. Acaba öyle mi yaptık?

İnsanlık bir dönem cahiliye dönemi yaşadı. Cehalet, zulüm, adaletsizlik, ahlaksızlık aldı başını yürüdü. Bu dönemde putlara tapmalar yaşandı. Allah (c.c.) insanların O’na kulluk etmekten uzaklaştığı bu dönemde Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) yeryüzüne göndererek, İslam diniyle insanlığa ışık olmuştur. Peygamberimiz yoldan çıkan insanlara yol olmuş ve cahiliye dönemi böylelikle kapanmıştır.

O günden bugüne ne değişti? Çok şey değişti elbette. Bilgi arttı, teknoloji gelişti, dünyanın çehresi değişti, insanlar değişti vs. Gelişen teknolojiyle, bilgilerle, birikimlerle dünya küçüldü. Her bilgi elimizin altına, parmaklarımızın ucuna kadar indi. Böylelikle İslam dinini anlamak, Peygamberimizin yolunu öğrenmek daha da kolaylaştı. Bir şeyi merak mı ediyoruz? Her evde Kur’an-ı Kerim (mealiyle birlikte), çeşitli din alimlerinin kitapları, internet bulunuyor. Her şeyi anında öğrenebiliyoruz.

Böyle mübarek gecelerde çevremizdeki insanları hatırlıyoruz ve teknoloji sayesinde onların gecelerini kutlayabiliyoruz. Böylelikle her gönlü hoş edebiliyoruz. İşte böyle bir dönemde hoş olmayan şeyler de yapıyoruz. Tüm bu teknolojiler, kolaylıklar daha da önemlisi İslam dininin ve Peygamber Efendimizin verdiği o eşsiz ışığa rağmen!

Nasıl?

Şöyle: Mübarek gecelerde dualar ediliyor, ibadetler yapılıyor. Ne kadar güzel. Bunun yanında teknolojiyi kullanarak (Telefon, internet, televizyon vs.) duygularımızı ve düşüncelerimizi de bir çok insana aktarabiliyoruz. Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri sayesinde insanlara hitap edebiliyoruz. Ne var ki bazen -İslam’ın ışığı fazla geliyor olacak ki!- bu durumu abartmadan da edemiyoruz. Paylaşımlar yapıyor, tweetler atıyoruz.

Neymiş efendim?

 i am at Hacıveyiszade Cami’imiş! Namaz kılıyormuş da onu paylaşıyor bizlerle! Durun daha bitmedi!  Cami de kalabalıkmış hani, gayet manevi bir atmosfer varmış bir de! Öyle diyor Twitter’da…  O mübarek gecede bir çok kişinin yazdıkları bu ve bunun gibi şeylerdi. Peki oldu mu şimdi bu? Kendince duanı et, namazını kıl, ibadetini yerine getir de onu yaparken bari işe şeytan işlerini karıştırma arkadaş! Bırakıver telefonunu kenarı, ibadetini yap. Ne yaptığını, hangi camiye gittiğini insanların gözüne sokmak zorunda mısın? İbadet Allah (c.c.) içindir. Başkasına göstermek zorunda değilsin ki ‘O’ da zaten seni tweet atmadan da görüyor… Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: “Vay haline o namaz kılanların ki(107:4 - ), Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler (107:5). Gösteriş yaparlar onlar. ( 107:6)”

 Allah Resulü de şöyle buyurmuş : "Kim gösteriş için namaz kılarsa şirke düşer. Kim gösteriş için oruç tutarsa şirke düşmüş olur. Kim gösteriş için sadaka verirse şirke düşmüş olur"( Ahmed b. Hanbel, Müsned, C: 4, S: 126)

Cahiliye dönemi bitti Müslümanlar, İslam’ın ışığından faydalanın, teknolojinin değil..! Sevgi, saygı ve dua ile…