Kaynasın kazanlar

Ali Kaya
 
      Ülkemiz bulunduğu etrafında hızla artan bir gerilim bölgesinin tam kenarında durmaktadır. Bu gerilimlerin başında Suriye’deki iç savaş özellikle İdlip kırsalında rejim askerlerinin sivil halk katliamları dolayısı ile artan ve doruk noktaya ulaşan gerilimler, Münbiç ve Fırat’ın doğusun da Amerika tarafından cömertçe silahlandırılan YPG = PKK teröristlerinin varlığı, artık kronikleşen ve hızla bölünmeye doğru giden Irak iç karışıklıkları ile Amerika ve İsrail’in kurulduğundan beri sözde düşman ilan ettiği İran İslam Cumhuriyetinin nükleer araştırmalar bahanesi ile parçalanma senaryoları üzerine yaşanan gerilimlere ilaveten tüm bunların yanın da Doğu Akdeniz de büyük rezervler olduğu söylenen ve Türkiye’yi bu bölgeden uzaklaştırmak isteyen yine Amerika, İsrail, Fransa, Yunanistan ve Mısırın içinde olduğu  doğalgaz meselesi ülkemizin baş etmesi gereken önemli sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Bölgemizde kazanlar kuruldu ateşler yakıldı ve kaynasın kazanlar dendi.       
 
           İçe döndüğümüz de ise tüm bunlar yokmuş gibi YSK’nın yenilenme kararı aldığı İstanbul seçimlerinin gerekçeli kararını tartışmaya devam edildiğini görüyoruz. İstanbul seçimleri iç siyasette her ittifak için  çok önemli olabilir. Fakat tüm siyasi partilerin ve özellikle millet ittifakını oluşturan partilerin hemen yanı başımız da bulunan ve bizi doğrudan tehdit eden tüm bu meselelere siyasi hesap veya beklenti içine girmeden yürütmeye destek veya öneriler vermesi gerekir. Çünkü mesele siyasi değil Türkiye’nin bekaa meselesidir. Özellikle Doğu Akdeniz de Doğalgaz arama ve sondaj faaliyetleri engellenmek istenmektedir Çünkü bu bölgede bulunduğu söylenen doğalgaz rezevleri Amerika, Fransa gibi ülkelerin pastadan büyük payı almak için özellikle Türkiye’yi bu bölge de istememektedir. Doğu Akdeniz de Türkiye’yi bir kenarda bırakmak için tüm bu devletler kendi aralarında anlaşmalar yaparak Türkiye’yi  içeri hapsetmek istemesine karşılık geçtiğimiz aylarda tüm bunlara cevap olarak Mavi Vatan tatbikatı icra etmiş ve bu tatbikata ilave olarak yine geçtiğimiz günlerde Deniz kurdu tatbikatlarını icra ederek  ben bu duruma asla göz yummam mesajı vermiştir.
 
                Suriye’nin İdlip kırsalında Rusya ile silahsız bölgeler konusun da anlaşan ve bunu da başaran Türkiye yine idlip kırsalında Suriye ve arkasındaki güç Rusya tarafından köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. İdlip neden önemli dersek Suriye rejimi Türkiye’nin Rusya ile anlaşmasına bağlı kalacağını bildiği bu bölge de hakimiyetini tekrar kurmak istemektedir. Diğer taraftan Amerika tarafından cömertçe silahlandırılan YPG- PKK terör örgütünün daha da güçlenerek sözde bir devletçik kurdurarak bu bölge de  Amerika’nın karakolu olabilecek bir kukla devlet kurmak istemesi Türkiye’nin bu bölgede ki varlığını bekaa seviyesinde tehdit eden bir başka gelişmedir. Çünkü yıllardır kan ve gözyaşının hüküm sürdüğü Irak meselesi ile yine Amerika ve İsrailin desteklediği Kürt gruplar ve İran ve Rusyanın desteklediği merkezi yönetim ve daha bir çok mesele ile Irakın parçalanmanın eşiğine gelmesi Türkiye’nin bu bölgeye olan dikkatini, gücünü başka bölgelerde harcamasına amaçlamaktadırlar. Böyle bir parçalanma olursa Suriye deki YPG ve PKK ile Irakın kuzeyindeki kürt gruplar birleştirilerek bir devlet kurma planları ve hayalleri  hala sıcaklığını ve tazeliğini korumaktadır.
 
                Ve İran meselesi, biz İran devletinin son zamanlarda içine düştüğü gerilimleri hafifletmeye çalışan ülkelerin en başında gelen bir ülkeyiz çünkü İran ile Amerika arasında meydana gelebilecek bir savaş doğrudan bizi etkileyen büyük bir sorundur. Çünkü Amerika İran savaşı sonrasın da  İran’da meydana gelebilecek iç savaş bizi de etkileyebilecek büyük potansiyeller barındırmaktadır. Ha bu arada İran ile Amerika arasında bir savaş olabilir mi sadece tahminen söylüyorum zor görünmektedir fakat ihtimal mi ?  hem de büyük bir ihtimal.    
 
                    Ülkemizin içinde bulunduğu bu bölgede  neresinden bakarsanız bakın bizi etkileyecek olan tüm bu sorunlar bizi zor zamanların beklediği gerçeğini göstermektedir, Doğu akdeniz meselesi bence Suriye ve Irakın kuzeyinde sözde devletçik kurulmasını perdelemek için öne sürülen bir mesele gibi gözükmesi yine de bu bölgede kazanların kaynamasına engel olamamıştır ve Türkiyenin bu bölgede bir oldu bittiye getirilmemesine asla göz yummayacağını göstermiştir. Esas oldu bitti yukarda zikrettiğim sözde devletçik kurulmasıdır işte esas kazan kaldırılıması gereken ve Türkiyenin tüm dikkati verdiği bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Değerli okurlarım doğu akdeniz meselesi, Suriye meselesi  Irak veya İran sorunlarına sözde devletçik kurulma basamakları olarak bakmamız ve bölgede kurulan kaynatılan kazanların bu amaca hizmet edeceğini asla unutmamız gerekir. Saygılarımla