KENDİMİZİ TANIYALIM

Hasan Mutluoğlu

Halk arasında söylenen bir tekerleme vardır. Bu tekerlemeyi çoğumuz bilir, meramımızı hangi yönde ifade etmek istersek, tekerlemenin bir kısmını veya tamamını kullanırız.

İzninizle, bir tekerlemeyi hatırlayabildiğim kadarını paylaşmak istiyorum. Çocukluğumuzda bu tekerleme ile birbirimizle VUR KAÇ oyunu oynardık.

“Sen seni bil sen seni,

Sen seni bilmez isen,

Patlatırlar enseni.”

Ayrıca, Cem Karaca’nın “YİYİN EFENDİLER” albümünde seslendirdiği şarkıların birinde de nakarat olarak kullanılmıştı.

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, meram anlatmada bu tür tekerlemeleri kullanmak, anlatımı pekiştiren bir yol.

KENDİMİZİ TANIYALIM başlılıklı yazıma, bir giriş olarak aldığım espirili tekerlemeden sonra,  ALMANYA’da görev yaptığım yıllarda, bir taksi şöföründen dinlediğim anektodu (yaşanmış hikaye) aktarayım.

FRANGFURT Havaalanında Taksi işinde çalışıyordum. Bir gün; arabama bir bayan müşteri bindi. Gideceği mesafe epeyce uzundu. Yolda karşılıklı sohbet etme ihtiyacı hissetmiş olamalı ki, bana MİLLİYETİMİ sordu.

Dikiz aynasından müşteriyi dikkatlice inceledim. Yaşlı, sade giyimli, duruşu ve hareketleri ile saygınlık uyandıran bir kişi olduğunu fark ettim. Ses tonunun yumuşaklığı, muhatabını etkilememesi mümkün değildi.

Ben TÜRKÜM dedim. O da bana, ‘zaten anlamıştım’ dedi. Ve devamında; Siz TÜRKLER şu söyleyeceklerimi ASLA unutmayın.

Her sabah kalktığınızda; aynanın karşısına geçiniz. Aynada kendi suretinizi seyrediniz. Her seyretme anınızda ALLAH’a teşşekkür ediniz.

Neden teşekkür etmelisiniz!? TÜRK VE MÜSLÜMAN olarak yaratıldığınız için. Bunun kıymetini bilin anlayın ve KENDİNİZİ İYİ TANIYIN.

İnsan aynaya neden bakar? Fiziksel olarak kendini görmek, saçına başına, giyimine çeki düzen vermek için diye düşünürken, bayanın ifadeleri beni başka bir alana doğru sürükledi.

Merakla, KİM olduğunu sorunca;  Prf. Annemaria SCHİMMEL. TÜRKİYE’de kaldım. Çeşitli görevler yaptım. Sizi çok iyi tanıyorum. diye cevapladı.

Çok güzel TÜRKÇE konuşuyordu. O günden sonra aynaya her bakışımda bu taksi yolculuğunu ve bana yapılan tavsiyeleri hatırlarım.

KİMLİĞİMİN GÜZELLİKLERİNİ kaybetmemek için yaşantıma dikkat etme  sorumluluğunu anlamlı bir şekilde yüklenmiş oldum.”

Bu anlatılanlardan sonra, görev yaptığım Alman okulunda bulunan ve Türkçeyi çok iyi konuşabilen Alman meslektaşıma bu olayı anlatınca, Prf. Annemaria SCHİMMEL  hakında bilgi verdi.

-1922 – 2003 yılları arasında yaşamış, İslam Kültürü ve özellikle tasavvuf alanında çalışmaları ile tanınan ALMAN muellif.

-Celaleddin-i Rumi’nin eserlerini okumuş, “Acılarımı dindiren bir melhem” olarak nitelendirdiği MESNEVİ’yi zor zamanlarında yanından hiç ayırmadığı eser olmuş.

-1954 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi DİNLER TARİHİ kürsüsü profesörü olarak çalışmış. Ayrıca, Cemile Kıratlı takma adı ile makaleler de yazmış.

Ben de, YUNUS EMRE ile alakalı ALMAN dili ile yazılmış kitabını okumuştum. Çok güzel bir anlatımla, BİZİM YUNUS’u Alman edebiyatına kazandırmıştı.

Bu yazdıklarımla nereye varmak istiyorum. Bunu da şu şekilde ifade etmek mümkün.

Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler

O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler.”

Müslüman Türk Milleti olarak, içinde bulunduğumuz medeniyetin bize sunduğu güzelliklerin ne kadar farkında olduğumuzu yeniden düşünmek zorundayız.

Karşılaştığımız olaylar, bizim kendimizi yeniden tanımaya zorlamaktadır. Bizim dışımızdaki insanların bize bakışlarını duydukça, hislenmemek, duygulanmamak mümkün mü?

ZEYTİN DALI HAREKATI” dolayısı ile, MEHMETÇİKLERİMİZE Suriye halkının gösterdiği ilgi, teveccüh ve TÜRK MİLLETİNDEN beklentileri, KENDİMİZİ TANIMA açısından, önümüzü aydınlatıcı bir hedef haline getirmenin gayretinde olmamız, önümüzde duran bir gerçek.

ÖNEMLE: Zeytin Dalı Harekatı şehitlerine ALLAH’tan rahmet, yaralılara şifa, DUA ve DİLEĞİMİZ olsun.