Kime Küstünüz? AK PARTİ’ye mi?

Tuğba Açıkgöz

Şahsi meselelerimizi hiçbir zaman Türkiye sevdamızın önüne geçirecek kadar önemsemedik. Bu partiye küsülecekse, emin olun ki ilk biz küserdik. Çünkü biz cezaevi önünde beklerken de iktidar AK Partiydi!

Konya’da yürütülen ve 234 kişinin yargılandığı ‘OKYANUS’ operasyonuna başka bir yazımda değinmiştim. Bugün özgür olan her bir aile için ödenmiş maddi manevi bir bedel yoktur, bulunamaz da! Diri tuttuğumuz bir kinle hayata devam ediyoruz. FETÖ lideri Fetullah Gülen ve bu davanın müsebbibi her kim varsa, inandığımız ahirette hepimize hesap verecek!

Sesimizi o gün duyan olmamıştı. Yazdığımız hiçbir mektup sahibine ulaşmamıştı. Hiç kimse bize inanmamıştı. Hiç kimse bırakın destek olmayı, kapımızı çalmamıştı, telefonla dahi aramamıştı. Ama inandığımız Allah bizimleydi. Biz okyanusta batmadık, boğulmadık, ölmedik!

Yetim ve öksüz bir baba… Fitre zekatlarla büyümüş. Çok çalışmış, iyi yerlere gelmiş, tamamen alın teri bir hayat öyküsü. Tek temennisi vatana milleti faydalı evlat yetiştirmek.

Gurbete gelin gitmiş bir anne… 15inde gelin olmuş. Eşinden başka dayanağı yok. Tek temennisi vatana millete faydalı evlat yetiştirmek…

Tuğba, Fatih, Hilal… Vatansever büyütüldük, öyle öleceğiz… Ama o günleri sorarsanız, dersten atıldık, işten atıldık, okuldan atıldık…

Ve ne yazık ki Ak Parti iktidarında yaşandı bu süreç!

Peki kim suçlu?

AK Parti mi?

O günlerde kapımızı çalmaktan aciz akrabalarımıza kızamadığımız, kinlenemediğimiz yerde ülkenin yarısının desteğinin alan bir partiyi suçlamak açıkçası işin kolayı gibi geliyordu bana.

Ak Parti neden bize düşman olacaktı ki? Bu apaçık birilerinin şahsi kavgasına kurban edilişimizdi! Verilmemiş ihalelerin, hibe edilmemiş yurtların, ödenmemiş himmetlerin sonucuydu! Bize ceza kesenler, bizi bu oyunun ortasına atanlardı bizim düşmanımız ve bugün onlardan tek tek hesap soruluyor hamdolsun.

İslam’a zulmeden, tesettürü yasaklayan, Müslümanı ötekileştiren veya dinler arası diyalog kuran, ezanı Türkçe okutturan zihniyettir düşmanımız. Safları bir kere daha netleştirmek lazım diye düşünüyorum.

Vakit ülkenin kaderine yön verme vaktiyse;

24 Haziran veya daha sonraki bir tarih. Bizler için değişen hiçbir şey olmayacak.

Asla ve asla yarı yolda bırakmayacağız RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I.

Asla ve asla şahsi kinimiz sebebiyle, bu partiye küsmeyeceğiz.

Nasıl büyütüldüysek öyle büyüteceğiz evlatlarımızı.

Bizlerin bu saatten sonra yapabileceği daha çok yazmak, daha çok anlatmak ve daha çok çalışmak.

Bu sebepledir ki;

Bana gülümsemedi, benimle konuşmadı, randevü alamadım gibi fuzuli sebeplerden dolayı bu yoldan dönmek AK Parti gönüllülerine yakışmaz. Dik duran İslam sancağıdır. Aynı cephede savaşın kazananı olmaz. Beraber kaybederiz.

‘Bir seferde başkasına oy vereyim aman zaten çıkaracakları kaç vekil ki?’ demeyin. Onları küçümsemeyin, azınlık gibi görmeyin. Azdılar, çok olup bir gecede şehit ettiler bizi, 15 Temmuz’u unutmayın!

Lider belli, yol belli.

Yine oy verin, yolumuz uzun olsun…