Kitabım Kur’an 4

Şerife Oktar
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla
 
8.Enfal: Ganimetler
Bedir savaşı sırasında gelmeye başlayan bir sure olduğundan Bedir suresi de denmiştir. Ganimet paylaşımı, savaş ve savaş hukuku konularını ele alır.
 
Enfâl suresi, Bedir gazvesinde müşriklerden elde edilen ganimetlerin Allah ve Rasulüne ait olduğunu, dolayısıyla Allah ve Rasulünün koyacağı ölçülere göre paylaştırılacağını bildiren, ayrıca Müslümanlara Allah’tan korkmalarını, birbirleriyle iyi geçinmelerini, Allah’a ve Rasulüne itaat etmelerini emreden âyetle başlar. Surenin esas konusu Bedir gazvesi ve ganimetler meselesi gibi görünüyorsa da gerçekte asıl maksat, Müslümanların her devirde düşmanlara karşı alacakları tedbirlerin temel ilkelerini belirlemektir.
 
*Sana ganimetleri soruyorlar. Ganimetlerin Allah’a ve Rasulüne ait olduğunu söyle! O halde siz gerçek müminler iseniz Allah’a karşı saygısızlıktan sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasulüne itaat edin. Enfal/1
 
9.Tevbe
İlk kelimesi beri olma, uzaklaşma ; siyasi ve hukuki anlamda savaş durumunu gerektiren durum ve ilişkilerin kesilmesi anlamına gelen ‘Berae’dir.  Berae suresi adıyla da anılır.
Besmele ile başlamayan tek suredir.
Kur'ân, yalnızca hafızların ezberinden değil, ondan başka Hz. Peygamber (asm) zamanında yazılmış ve en son arzada karşılaştırılmış sayfaların da bir araya getirilmesi ve bu belgelerin de dikkate alınması ile bir mushafta toplanmıştı. Yazmakla görevlendirilen Zeyd b. Sabit, bu iki âyeti, bir yerde yazılı olarak bulmadan yazamıyordu.
Bundan dolayı kendi ifadesine göre; "Berâetün Sûresi'nin sonundaki bu iki âyeti bulamayıp araştırmaya başlamış ve ancak Huzeyme'nin yanında yazılı olarak bulmuş ve böylece ezberden bilinen bu iki âyetin kesin yazılı belgesi de elde edilmiş oldu.
Ebu Davud'un Süneninde rivayet olunduğuna göre Ebu'd-Derdâ Hazretleri demiştir ki, "Her kim sabah ve akşam yedi kere 'Hasbiyallahu la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve huve Rabbül arşıl azim.' derse, Allah Teâlâ, o kulun önemsediği şeylere kifâyet eder." (Suyuti, ed-Dürrü'l-mensur, 4/334)
 
* And olsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir. Tevbe 128
* Eğer aldırmazlarsa onlara de ki: Bana Allah yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben O'na dayanmaktayım ve O, o büyük Arş'ın Rabbidir. Tevbe 129
 
10.Yunus
Yunus peygamberin adı Kuranı Kerim’de ‘Zünnun’ olarak geçmektedir.
Hz .Yunus’un kıssası burada değil de Saffat suresinde anlatılmaktadır.
Elif-Lam-Ra ailesinin 3 üyesinin ilki Yunus suresidir.
 
*Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu dilediği kuluna nasip eder. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. Yunus 107
 
11.Hud
Fahreddin er-Râzî’nin kaydettiği bir rivayete göre İbn Abbas, bütün Kur’an’da Hz. Peygamber’i en çok etkileyen, onun saçlarının ağarmasına sebep olan âyetin Hûd sûresinde geçen, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” meâlindeki 112. âyet olduğunu söylemiştir. Aynı sahâbî, Hûd sûresi hakkında rivayet edilen diğer hadisleri de bu âyetle irtibatlandırmıştır (Mefâtîḥu’l-ġayb) Bu hadislerin en meşhuruna göre Hz. Ebu Bekir, “Yâ Rasûlallah, saçların ağardı” deyince Rasûl-i Ekrem, “Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât, Amme yetesâelûn (Nebe’) ve İze’ş-şemsü küvvirat (Tekvîr) sûreleri kocattı” demiştir. Tirmizî
 
Sûrenin  25-99. ayetlerinde Nûh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, Lût, Şuayb ve Mûsâ’nın tebliğ faaliyetleri anlatılarak bunlardan özellikle Nûh, Hûd, Sâlih, Lût ve Şuayb’ın davetleri ve kavimlerinin bu davetler karşısındaki inkârcı ve inatçı tutumları ayrıntılı biçimde ortaya konmuştur. 
 
Sûrenin faziletine dair Abdullah b. Rebâh’tan, “Cuma günü Hûd sûresini okuyunuz” meâlinde bir hadis rivayet edilmiştir (Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 17)
 
Hud Peygamberin tebliğ için gönderildiği Ad kavmi, Allah’a şirk koştukları için kum fırtınasıyla helak edilmiştir.
 
*Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür. Hud/112
 
İbni Ömer (ra)’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.” Buhârî
 
Rabbim bizi de kendisine gıpta edilecek kullardan eylesin.