Kitabım Kuran 8

Şerife Oktar

Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın adıyla

20.Taha:

Hz. Ömer’in, Müslüman oluşu sırasında yeni indiği anlaşılan Tâhâ sûresinin okuduğu âyetlerinden etkilendiği rivayet edilmektedir (İbn Hişâm)

Bazı sûrelerin başında yer alan ve isimleriyle telaffuz edilen harflerden (hurûf-ı mukattaa) tâ ve hâ ile başlayan sûrenin başında Kur’an’ın, muhatabını güçlüğe veya sıkıntıya sokmak için inmediği belirtilir. Ardından bu son ilâhî tebliğin bütün kâinatı yaratan, oradaki her şeyin mülkiyet ve yönetimine sahip bulunan Allah tarafından O’na karşı saygılı olan herkese öğüt ve uyarı vesilesi teşkil etmesi için gönderildiği belirtilir. Kulun sözlü davranışlarının gizli veya âşikâr olmasının Cenâb-ı Hak tarafından bilinmesi açısından farklılık arz etmeyeceği beyan edilir.

*Mûsâ "Rabbim!" dedi, "Kalbime genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar.(Taha 25/28)

21.Enbiya: Nebi’nin çoğulu. Peygamberler anlamına gelir.

On sekiz peygamberin tebliğ hayatından ve çeşitli özelliklerinden bahseden ve bu sebeple “Enbiyâ” adını alan sûrenin esas konusu, peygamberlerin hak dini yayma ve benimsetme hususunda her türlü zorluğa ve engellemelere rağmen başarıya nasıl ulaştıklarını göstermek ve hakkın bâtıl karşısında elde ettiği zaferi haber vermektir.

Hz. Mûsâ ile Hârûn’a vahiy indirildiği, Kur’an’ın da bir vahiy mahsulü olduğu kaydedilir ve özellikle önceki vahiylerden haberdar olan kimselerin Kur’an’ı inkâr edişleri yadırganır. Ardından Hz. İbrâhim’in tevhid mücadelesi ayrıntılı bir şekilde anlatılır, onun ateşe atıldığı halde ilâhî bir himayenin sonucu olarak yanmadığı belirtilir (âyet 51-70). Müteakip âyetlerde sırasıyla Hz. Lût, İshak, Ya‘kūb, Nûh, Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, İsmâil, İdrîs, Zülkifl, Zünnûn (Yûnus), Zekeriyyâ ve Yahyâ’nın irşad ve tebliğ hayatlarına özlü ifadelerle temas edilir (âyet 71-90). Dünyaya gelişi başlı başına bir mûcize olan Hz. Îsâ annesine nispetle anıldıktan sonra bütün bu peygamberlerle ümmetlerinin aslında bir tek ümmet olup temel ilkeleriyle aynı dine muhatap oldukları, fakat kendi aralarında parçalara ayrıldıkları ve hepsinin Allah’ın huzuruna döneceği vurgulanır (âyet 91-93). Sûrenin bundan sonraki âyetlerinde tevhid inancı pekiştirilir, iyilerle kötülerin âkıbetleri tasvir edilir ve yeryüzüne daima iyilerin vâris olacağı ilkesi hatırlatılır. Son vâris ve son peygamber Hz. Muhammed’in evrensel mesajı, “Biz seni bütün âlemlere sadece rahmet vesilesi olarak gönderdik” ifadesiyle dile getirilir.

*O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.(Enbiya 33)

22.Hacc

Sûrede Allah’ın birliği, kıyametin kopacağı, öldükten sonra dirilmenin ve Allah huzurunda hesaba çekilmenin kesinliği vurgulandıktan sonra dinin özünden ve haccın amacından sapmalar kınanmaktadır. Çünkü Mekke müşrikleri, Hanîf dininin tevhid ilkesinden olduğu gibi haccın gözettiği kutsal amaçlardan da uzaklaşmışlar, onu bir çeşit toplu eğlenceye, festivale ve panayıra dönüştürmüşlerdi. Sûrede ele alınan konular bu yönleriyle en çok Mekkelileri ilgilendirir ve büyük bir kısmının Mekke’de nâzil olduğu görüşüne kuvvet kazandırır.

Sûrenin adını aldığı 27. âyetle daha sonraki birkaç âyette hac ibadetinin amacından, bazı ilke ve menâsikinden bahsedilmektedir. Bu âyetler haccın farz kılınışını değil Hz. İbrâhim zamanında hangi kutsal amaçları gerçekleştirmek için ortaya konmuş olduğunu belirtmektedir. Haccın en önemli hedeflerinden birinin tevhid inancını yaşatmak ve bu inanç etrafında insanları kaynaştırıp toplum barışını sağlamak olduğuna dikkat çekilmektedir.

Sûrenin fazileti hakkında ashaptan Ukbe b. Âmir el-Cühenî’den şu hadis nakledilmiştir: Ukbe diyor ki: Hz. Peygamber’e, “Ey Allah’ın resulü! Hac sûresi, içindeki iki secde ile mi diğer sûrelere üstün kılınmıştır?” diye sordum. Resûlullah, “Evet, o secdeleri yapmayacak olanlar onları okumasınlar” dedi (Müsned, Ebû Dâvûd). Sözü edilen iki secde 18 ve 77. âyetlerde geçmektedir.

*Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kıyamet sarsıntısı gerçekten büyük bir olaydır. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutacak, her gebe kadın karnındaki çocuğu düşürecektir. Ve insanları sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi göreceksin; çünkü Allah’ın azabı (kıyametin dehşeti) çok çetindir! (Hac/1,2)

Rabbim bizleri ve tüm inananları kıyametin dehşetli sarsıntısından korusun.