KONBELTAŞ NEREYE KOŞUYOR?

Prof. Dr. Önder Kutlu

Büyük şehirlerin en büyük problemlerinden biri kuşkusuz trafik yoğunluğunun çekilmez hale gelmesi ve dolayısıyla ortaya çıkan otopark sorunudur. Artan nüfus ve toplumdaki zenginleşme her geçen gün yeni araçların trafiğe çıkmasına ve trafikte artışa neden oluyor.

Konya özellikle 1980 sonrası dönemde kayda değer biçimde büyüdü. Sosyo-ekonomik verileri orantısız biçimde gelişti. Merhum Özal döneminde dükkanlar atölyelere, atölyeler fabrikalara, fabrikalarsa entegre tesislere dönüştü. Bunları bizim kuşağımızdaki insanlar tecrübe ettiler. Değişim ve dönüşümü gördük ve beraberce yaşadık.

Şehir bugün 1,2 milyonu aşan nüfusuyla metropol olduğunu iddia ediyor. Bu iddia altyapı ve tesislerin sağlıklı bir biçimde planlanmasını gerektirir.

Konyalılar toplu taşıma fikrine çok sıcak bakmıyor. Toplum fikrine karşı olmasa da toplu yapılan pek çok şeye karşı olduğunu görebiliyoruz. Eğer, mesela, herhangi bir şekilde bir taşıt aracına sahipse ulaşımda onu kullanıyor. Bisiklet, motosiklet, otomobil, kamyon ya da kamyonet fark etmez. Hele ailesi ile seyahat etmesi gerekiyorsa mutlaka şahsi aracını tercih eder.

Sözgelimi son 25 yıldır dini bayramlarda toplu taşıma araçları ücretsiz hizmet vermesine rağmen kişiler özel araçlarıtercih ediyorlar. Hatta ikinci el araç fiyatlarında dini bayram arifelerinde kayda değer artışlar olduğu söyleniyor. Üç günlük bayramda kullanmak için birkaç bin lira fazla fiyat ödemeye razı oluyorlar. Kim ne derse desin, Konyalının özel hayatına ve bireysel tercihlerine karşı duyarlı olduğu ortada.

Dolayısıyla toplu ulaşım ve ilintili hizmetler söz konusu olduğunda yerel kamu politikalarını yapanlar, yani yerel yönetimler bu bireyci kültürü dikkate almak durumundalar. İnsanların gelir durumundan bağımsız bir tercihtir bu. Otopark ücretleri ve mahalleri konusunda hizmet sunum mantığı bu çerçevede değerlendirilse daha iyi olur.

Bugün üzerinde durmak istediğim konu tam da bu meseleler. Zira son dönemlerde Konya Büyükşehir Belediyesi’nin otopark şirketi KONBELTAŞ’ın uygulamaları iyice göze batmaya başladı. Çok rahatsız edici boyutlara ulaştı. Kiminle konuşsam, konu nerede gündeme gelse herkesin uygulamalardan rahatsız olduğunu öğreniyorum. Yazmamak için uzunca süre bekledim, ama eleştirilere bigâne kalamadım.

Şehrin neredeyse her bölgesinde, anayol kenarları başta olmak üzere, merkezi konumdaki yollar bu şirkete tahsis edildi. Her gün yeni yerler, yeni bölgeler şirket emrine veriliyor.

Şirket ve uygulamaları konusunda iki büyük yanlış yapıldığını ifade edebiliriz: Birincisi, şehrin trafik yoğunluğu yüksek yollarına otopark uygulaması yapılması; ikincisi, otopark ücretlerinde yılbaşından sonra yapılan katlamalı zamlar.

‘Dünyanın en büyük dönel kavşağı olarak’ isimlendirmekte beis görmedikleri Alaeddin Tepesi’nin etrafının otopark olarak düzenlenmesi anlaşılır gibi değil. Bölgenin hem trafik yoğunluğunu ciddi şekilde artırıyor hem de çok kötü bir görüntü kirliliği ortaya çıkıyor. Yol kenarına park edilen araçlardan Alaeddin Tepesini görebilmeniz, güzelliğini temaşa etmeniz mümkün olamıyor.

35 – 40 sene önce yoğunluk belki bugünkünün % 10’u kadar bile yokken, Alaeddin Caddesinde durma ve duraklama yasağı vardı, ama bugün otoparklar sıralanıyor. O yıllarda cadde üzerinde işyeri olan bir esnafın çocuğu olarak, bölgenin bugünkü hali bana ters geliyor. Trafik ve park kültüründe geriye gidiş söz konusu. Kırk senede bir arpa boyu ilerleyememişiz. Hatta ‘gerileme’ var. Otobüslerdeki kullanılan şu uyarı aklıma geliyor: ‘İlerleyelim beyler, gerilere doğru!’

Bir taraftan 60 darbesi sonrasında Tepeyi işgal edilen Orduevini başka bir mahalle taşımak için trilyonlarca masraf yapacaksınız diğer taraftan aynı yerin görülmesini ve görüntüsünü, sağa sola tahsis edilen otoparklar nedeniyle, engelleyeceksiniz. Hiç makul değil.

Peki, ya otopark ücretleri? Sanırsınız Konya’nın ara sokak ve caddeleri ‘Londra Asfaltı’ olmuş. Bir saatten sonraki her yarım saat için 2,5 TL ücret isteniyor. Konya ölçeğinde astronomik. ‘Karaborsayı’ ve ‘illegal’ araç parklarını cesaretlendirici, ‘olmayacak yerlere’ park etmeye zorlayıcı bir adım. Başkan acaba hiç bu tarifeden ücret ödedi mi? Öder mi?

Maksat daha fazla gelir elde etmekse, yüksek ücret amaca hizmet etmez. Konyalı yüksek otopark ücreti ödemez. Tarife ‘makul’ olsa, daha fazla gelir temin edilebilir(di).

Dikkat çekilmesi gereken bir başka husus, bir belediye şirketinin o kadar büyük ekonomik kaynakları kontrol etmesinin mahsurları. Yıllardır ‘özelleştirme’, ‘özel teşebbüs’, ‘özel sektör’ dedikten sonra bir şirketin devasa ekonomik büyüklükleri kontrol etmesine cevaz vermek normal değil.

Şirketler bu kadar hızlı bir şekilde büyürken suiistimaller ortaya çıkabilir. Zira otoparklarda herkese fiş verilmediğini birkaç kez müşahede ettim. Aracıma binip, hareket edeceğim esnada 15 dakikalık ücretsiz dönemi aştığımı ifade ederek uyaran otopark görevlisi herhangi bir fiş vermeden ücreti tahsil ederek ‘iyi yolculuklar’ diledi.

‘Kayıp-kaçak’ riski çok yüksek. Ayaküstü toplanan gelirler, belli bir mal karşılığı olmadan ödenen ücretlerde her zaman suiistimal olabilir.

Konya BŞB şirketi konusunda dikkatli olsa iyi olur. Uygulamaları yanlış. Kararları isabetsiz. İyice göze batmaya başladı. Evet, yerel seçimler geçeli henüz bir yıl olmadı. Ama önümüzde bir genel seçim var.

Seçimde başarısızlık durumunda faturanın kim(ler)e kesileceği noktasında benim tereddüdüm yok.

Kamu gücü kullananlar konumlarını abartmasın, topluma duyularını açsınlar.