Konya’da çiftçilerin gözü mısırda!

Konya Ovası’nda 2025 harman sezonu tamamlandı ancak çiftçinin yüzü gülmedi. Kuraklık ve artan maliyetler nedeniyle çiftçi bu sezon büyük mağduriyet yaşıyor. Çiftçinin gözünü mısıra çevirdiğini söyleyen Bekir Kağnıcıoğlu, “Çiftçimizin mısırdan beklentisi çok yüksek. Çünkü harmandan hiçbir şey anlamadılar. Gözlerini mısıra diktiler. Çiftçimizin bu hususta beklentisi yüksek. En azından rahatladım diyebilmesi için mısırın taban fiyatının 13 TL’nin üzerinde açıklanması gerekiyor” diye konuştu.

Ovada harman sezonunun kapandığını söyleyen Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kanğnıcıoğlu, “Bölgemizde harman bitti, 2025 harman sezonunu kapattık. Tabii ki bu süreç içerisinde bahar veya kış yağışlarının olmaması, hububatta büyük bir etken oldu. Kıraç alanlarda ya biçim yapılamadı ya da biçildiyse de maliyetini karşılamayan bir hasat dönemi yaşadık. Çiftçiler açısından sıkıntılı bir harman sezonu geçirdik. Sulanan arazilerde de çiftçimizin maliyeti arttı. Yağış alamadığı için çiftçilerimiz ürünlerini 2 kez sulamak gerekiyorsa, 5 kez sulamak zorunda kaldı. Bu sebeple çiftçimiz harman sezonundan hiçbir şey anlamadı. Yani gelir ve kâr elde edemedi” ifadelerine yer verdi.

KURAK ARAZİDE VERİM YOK, SULU ARAZİDE MALİYET FAZLA

Hububatın yanında ovada bu sene nohut ekiminin de yapıldığını belirten Kağnıcıoğlu, “Kuraklık vardı. Yağmur yağmadığı için vatandaşımız buğday veya arpada istediği verimi elde edemedi. Tabii ki son zamanlarda devletin de teşvikiyle Tarım İlçe Müdürlüklerinden tohum dağıtıldı. Aynı zamanda nohut tohumu da dağıtıldı, kıraç olan arazilere nohut tohumu ekilmesi teşvik edildi. Ancak yağmur yağmadığı için vatandaş nohut ekiminden de bir gelir elde edemedi. Bu yıl bölgede nohut çoğunluğu vardı ama kuraklık nedeniyle bunlar da verim vermedi. Nohut, arpa, buğday ekiminden hiçbir şey anlamadık. Zaten sulu araziler maliyetli, kıraç olanlarda ise yağış olmadığı için biçilmeyen tarlalarımız da vardı. Biçilen tarlalarda da biçer parasını ödeyemeyen çiftçiler oldu. Sıkıntılı bir harman süreci geçirdik” şeklinde vurguladı.

ÇİFTÇİNİN GÖZÜ MISIRDA

Çiftçinin gözünü mısıra çevirdiğini söyleyen Kağnıcıoğlu, “Bundan sonraki hasat dönemine, yani önümüzdeki aylarda başlayacak mısır hasadına odaklandık. Altınekin bölgesinde mısır ekimi yapılıyor. Sulayabilen çiftçilerimiz var ama suyu biten çiftçilerimiz de var. Genel bir mağduriyet söz konusu. Çiftçimizin mısırdan beklentisi çok yüksek. Çünkü harmandan hiçbir şey anlamadılar. Gözlerini mısıra diktiler. Mısırın da taban fiyatı devlet, bakanlık veya Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından açıklanacak. Çiftçimizin bu hususta beklentisi yüksek. En azından rahatladım diyebilmesi için mısırın taban fiyatının 13 TL’nin üzerinde açıklanması gerekiyor” diye konuştu.

SUYUN DEĞERİ 15 YIL SONRA ANLAŞILDI

Konya Ovası’nda yıllardır su sıkıntısı yaşandığına değinen Kağnıcıoğlu, “Su sıkıntısının var olduğunu biz 15 yıldır medya, siyasetçiler ve gazeteler aracılığıyla anlatıyoruz. Bu sürece 15 yıl önce başladık. Fakat bu konuda bizi dikkate alan olmadı. Günümüzde ise herkesin su sıkıntısı çektiğini görüyoruz. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın köprü girişlerine suyun israf edilmeden kullanılmasına dair yazılar astığını görüyoruz. Bu çok doğru bir adım. Ancak bu tedbirin 15 yıl önce alınması gerekiyordu. Biz çiftçileri bu konuda dinlemediler. Bütün siyasetçilerin, ne olursa olsun, tabanın sesine kulak vermesi ve bilgi alması gerekiyor. Biz su yok dediğimizde dalga geçiliyordu. Ama şimdi herkes bu durumun ciddiyetini anlamış oldu” dedi.

ÇİFTÇİYE MISIR EKME DİYEMEZLER

Ovada mısır ekilmesini eleştirenlere cevap veren Kağnıcıoğlu şu cümleleri kullandı: “Biz çiftçiler olarak suyu idareli kullanıyoruz. Basınçlı sulama sistemleri ile sulama yapıyoruz. Altınekin bölgesi 1983 yılında yağmurlama sistemine geçti. Şimdi de damlama sistemi ile sulama yapıyoruz. Ben bir üreticiyim ve bana mısır ekme diyemezler. Çünkü hangi üründen para kazanıyorsam onu ekerim. O zaman mısırdan kazanabileceğim parayı buğdaya veya arpaya verebilirler. Yani az su tüketen ürünlere daha fazla destek verilmesi gerekiyor devlet tarafından.”

HAVALİMANI DEĞİL, SU LAZIM

Trabzon’a yapılması planlanan yeni havalimanı ile alakalı da eleştiride bulunan Kağnıcıoğlu, “Trabzon da Türkiye’nin bir parçası. Elbette ki bir havalimanı yapılması gerekiyor. Hatta diğer illere de yapılmalı. Yapılan bir şeye karşı değiliz. Ama havalimanından önce Konya bölgesinin su sıkıntısının var olduğunu herkes biliyor. Trabzon’a yapılan havalimanının maliyetiyle Konya Ovası’na su getirilebilir. İç Anadolu Bölgesi su sıkıntısı çekerken Trabzon’da havalimanı yapılıyor. Buna kesinlikle karşı değiliz. Ama öncelikli olan, tehlike çanlarının çaldığı bir Konya bölgesi var. Burada üretim yapan, ekonomiye katkı sağlayan bir kesim var. Buradaki insan üretemezse, havalimanı yapılmasının bir anlamı kalmaz. Öncelik çiftçilerin sorunlarının çözülmesi olmalıdır” şeklinde konuştu.

TOPLULAŞTIRMA SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Altınekin bölgesindeki toplulaştırma sürecine de değinen Kağnıcıoğlu şu ifadeleri kullandı: “Toplulaştırma, Altınekin bölgemizde şu anda devam ediyor. Çiftçilerle istişare yapılıyor. Toplulaştırma çiftçi açısından olumlu bir iş. Parça parça olan tarlalar bir araya geliyor. En azından her tarlada ayrı ayrı su kuyusu maliyetinden kurtulmuş oluyor çiftçi. Toplulaştırma süreci devam ediyor. Eylül sonunda tamamlanmasını bekliyoruz.”

BORÇLA ÜRETİM OLMAZ

Tarımın, ülke ekonomisinin lokomotifi olduğunu vurgulayan Kağnıcıoğlu, “Artık hükümetin, bakanlığın ve siyasetçilerin çiftçileri görmesi gerekiyor. Çiftçi, Türkiye’nin her sektörünün lokomotifidir. Konya sanayisinin ve nakliyenin omurgası çiftçidir. Eğer çiftçilik durursa, bütün sektörler sekteye uğrar. Tarıma daha çok sahip çıkmalı ve destek vermeliyiz. Tabii ki tarımda üretim artıyor ama çiftçinin borcu da artıyor. Borçlanarak üretim yapmaya çalışıyor. Kısacası çiftçimiz borçla üretim yapıyor” diyerek cümlelerini sonlandırdı.

Konya Haberleri