Konya’daki tarih kaderine terk edildi!

 Muhabir
Konya’daki tarihi Hacı Fatma Hanım Çeşmesi kaderine terkedildi.

Siyaset Bilimci ve Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz Yeni Haber’e Konya’da bulunan ecdat yadigarı tarihi çeşmeler hakkında araştırma, inceleme ve yerinde saha çalışmaları yaptığını açıkladı.

Üzerinde çalışma yaptığı Osmanlı dönemine ait tarihi çeşmelerden olan Karatay İlçesi Aziziye Mahallesi’ndeki Hacı Fatma Hanım Çeşmesi hakkında bilgiler verdi. Çeşmenin Konyalı hayırsever bir kadın olan Hacı Fatma Hanımefendi tarafından 131 yıl önce yaptırıldığı için çeşmeye Hacı Fatma Hanım ismin verildiğini söyledi.

1894 yılında yaptırılan tarihi Hacı Fatma Hanım çeşmesinin kötü vaziyette bulunduğunu açıkladı. Çeşmenin birkaç yıl içinde önce üst kısmından bazı taşların düştüğünü daha sonrada sol tarafının yıkıldığını belirtti. Çeşmenin lülesinden ise uzun zamandır tatlı su akmadığını ve kör tapalı halde bulunduğunu ve bu şekilde kaderine terkedilmesinin üzücü olduğunu vurguladı.

Türk -İslam medeniyetinde önemli bir yer tutan su mimarisi eseri olan Hacı Fatma Hanım çeşmesi hakkında şu bilgileri aktardı. 2023 yılından beri çeşmenin bu durumunu fotoğraflayıp restore edilmesi için sosyal medya üzerinden kamuoyuna bilgi verdiğini ve yetkili kurumları göreve çağırdığını belirtti.

Çeşmenin sprey boyalı ve kapkara olan cephesi ilgili kurumlarca cephesi temizlenmiş ancak restorasyon yapılmamıştır. Çeşme Konya’nın merkezinde ve Konya Valiliğine 350 metre mesafede ve 5 dakika yürüyüş mesafesindedir.

Ömer Tokgöz’ün açıklamaları şu şekilde oldu;

TARİHİ ÇEŞME MAİL-İ İNHİDAM/YIKILMA TEHLİKESİ YAŞIYOR

131 yıllık ecdat yadigarı Hacı Fatma Hanım çeşmesi 2024 yılında üst kısmından ve sol tarafından ağır bir hasar alarak kaidesinin bir kısmı yıkılmıştır. Kaderine terkedilen çeşme üst kısmından düşen taşlar ve buradan sızan yağmur suyu nedeniyle tamamen yıkılma tehlikesi altında bulunuyor.

Tarihi çeşmenin dibinde bulunan çöplük ve küllük nedeniyle de etrafında sürekli bir kirlenme, bakımsızlık ve pis kokular nedeniyle risk altında bulunmaktadır.

Çeşmenin banisi ve mimari özelliklerini şöyle açıkladı: 1894 yılında çeşmeyi yaptıran mahalle sakini Hacı Fatma Hanım hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır.

Mahalle sakinlerinden hayırsever bir hanım olduğu belirtilmektedir. Ancak aynı dönemde Mevlâna dergâhı postnişini olan Abdülvahid Çelebi'nin eşi olarak Sahip Ata ailesinden Hacı Fatma Hanım ismi yer almaktadır. İkisinin aynı kişi veya farklı kişi olmasının ihtimal dahilinde olduğunu belirtti. Dönemin nüfus kayıtları ile varsa çeşmenin Osmanlıca vakfiyesinin karşılaştırılması ile yetkili kurumlarca bu konu açığa kavuşturulmalıdır dedi.

Çeşme, Karatay İlçesi, eski simiyle Babıaksaray (Aziziye) mahallesi, Eserizade Sokağı’nda bulunuyor. 1923 yılından sonra mülkiyeti yasayla tüm ülkede olduğu gibi Konya belediyesine devredilmiştir.

Uzun yıllar tatlı su çeşmesi olarak hizmet veren tarihi eser bir süredir kör tapalı ve âtıl vaziyettedir. Yaklaşık üç yıldır harabe durumdadır. Üst kısmından ve sol tarafından yıkılmıştır. İhmal ve bakımsızlık nedeniyle kalan kısmı da maili-inhidam (yıkılmak üzere) olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Kitabesine göre çeşme, Hicri tarihle 1312 yılında ve miladi takvimle 1894 yılında mahalle sakinlerinden Hacı Fatma Hanım tarafından yaptırıldı. Mimari olarak enine dikdörtgen bir kütle üzerine oturan yapı, tek cepheli, sivri kemerli ve dikdörtgen formlu bir sokak çeşmesidir.

Kesme taş ve moloz taştan inşa edilmiş olup, oldukça sade bir cephe anlayışına sahiptir. Yaklaşık 30 cm derinliğindeki çeşme nişi yanlardaki düz profilli başlıklara oturan, sivri kemerle kuşatılmış, alınlık ve saçak kısmı düz silmelidir. Kemer kilit taşında bitkisel süsleme de yer alıyor.( https://www.konyapedia.com/makale/1481/fatma-hanim-cesmesi)

ÇEŞME KİTABELERİNİN SANATSAL VE TARİHİ BİR İŞLEVİ VARDIR

Türk İslam kültüründe kitabeler mimari eserlerin künyesidir. Yaşayan kültürel mirası bizlere anlatan duvar panolarıdır. Çeşme kitabelerinde hem edebi bir sanat olarak şiire yer verildiğini hem de kim tarafından hangi amaçla yapıldığına dair bilgiler ve hangi tarihte yaptırıldığı yer alır. Kitabeler İslam medeniyeti çevresinde gelişmiştir. Özellikle Türk İslam kültürünün temel bir ögesi olarak kitabe demek edebiyat sanatı ve künye bilgileri içeren ve mimari eseri bize tanıtan barkod demektir.

Hacı Fatma Hanım çeşmesinin kitabesinde şu sözler yer alıyor:

Mâh-ı Muharrem bu çeşmenin bâniyesi oldu. Hacı Fatma Şâr bunlar bahşedeler ana ihlâs fâtiha Mâaşallah/(orta göbek kısmında) Uhrevîce mağfiret olmaklığa bu vâsıta sa'y ona hak müyesser kıla hüsn-ü hâtime (Sene 1312)

Çeşme kitabesindeki bilgilere göre 1312 yılının Muharrem ayında yani 1894 yılının temmuz ayı içinde yaptırılmıştır. Bu güzel eser nedeniyle maşallah denilerek övülmektedir. Hacı Fatma Hanım bu hayır eserini yaptırarak çeşmeden su akmasına vesile oldu, su sesi geldi denilmektedir.

Çeşmeden su içenler bu hayırsevere ihlas ve fatiha okuyup hediye etsinler. Bu hayır eseri çeşme ile hak katında affa nail ola ve ömrünü güzelce tamamlasın şeklinde dua edilmektedir. Çeşme Gödene taşı ve Sille taşından yapılmıştır.

Çeşmeler mahallenin buluşma noktası ve kolektif hafıza mekanıdır

Çeşme sosyolojik olarak Türk İslam kültüründe mahallenin odak noktasıdır. Halkın ortak kullanım alanı ve bir araya geldiği ortak bir mekandır. Çeşme üzerine ilahiler söyledik, maniler yaktık.

Çeşme başında mahalle ahalisi günlük olup bitenler üzerine sohbet etti. Gün geldi çeşme başında delikanlılar sohbet etti. Her şeyden önce ihtiyaçları olan suyu doldurup evine götürdüler. Bugünkü gibi hazır şekilde evdeki her musluktan su akmıyor idi. Tatlı su satın alınabilen bir nesne değil idi. Yerine göre hem acı su olarak hem tatlı içme suyu sadece bu çeşmelerden akardı.

Çeşme suyu kaynağı uzaklarda olan memba sularından getirilir idi. Çeşme yaptıranlar arkalarında bir hayır ve dua kapısı olsun diye islami bir kurum olan vakıf düşüncesiyle kamu yararına yaptırırlar idi. Manevi planda ise sadaka-i cariye denilen toplumsal kullanım için hayır yapmış olurlardı. İnsanlar çeşme başında nefeslenir, elini yüzünü yıkayanlar ise yaptırana Allah razı olsun demeyi unutmazlar idi.

Kimsenin aklına su ve çeşmeyi kapitalist bir kazanç şehveti ile gelire çevirmek ve ahaliye para ile satmak gelmemiştir. Üstelik insanlar kazançlarından böyle bir harcama yapmayı insanlık ve dini inançlarının gereği yapmayı da bir vazife bilirlerdi.

Çeşme kelime anlamı ile göz demektir. Su gözü anlamında pınarlara isim olmuş, çeşm-i bülbül diye cam sanatına ve divan edebiyatına konu olmuştur. 1960'lı yılların başında Aşık Mahzuni "İşte gidiyorum çeşm-i siyahım" derken hem göz yaşına hem siyah gözlü sevgiliye duyulan aşkı ve hasreti dile getirmiştir.

1970'li yılların ilk yarısında ise Ferdi Tayfur’un söylediği çeşme şarkısı ülkemizde hit şarkı olmuştur. Aynı isimle çevrilen çeşme filmi haftalarca gösterimde kalmıştı. Karacaoğlan bir çeşme başında karşılaştığı kız kendisine “emmi” dediği için hayıflanmış ve yaşlılığı hissedildiği için üzülmüştür.

1970’li yıllara kadar çeşmeler evlere çeşmeler bağlanıp su verilse bile mahalle içinde sosyolojik olarak tüm işlevlerini devam ettirdiler. 1990’lı yıllardan itibaren kentleşme giderek artmaya başladı. Eski mahalle anlayışı yavaş yavaş ortadan kalktı. Çeşmeler günümüzde sosyolojik buluşma noktasını işlevlerini yitirse de hayır eseri olması ve ücretsiz tatlı su çeşmesi olarak işlevlerini aynı şekilde devam ettiriyorlar.

Tatlı su çeşmeleri olarak Konya bu anlamda şanslı ve alt yapısı güçlü bir şehirdir. Konya’da Selçuklu devleti döneminden kalma su vakıfları ve Osmanlı devleti zamanından kalma 200 tarihi çeşme ve toplamda 1000 civarında tatlı su çeşmesi bulunmaktadır. Bunlardan tarihi nitelikte ve mimari özelliği bulunan 143 tanesi KOSKİ tarafından 2013 yılında restore ettirilmiştir.

Osmanlı devleti zamanında yaptırılan 131 yıllık tarihi Hacı Fatma Hanım çeşmesinin düştüğü hazin durumdan kurtarılması ve ivedilikle ihya edilmesi gerektiğini belirterek şu önerilerde bulundu.

  • 131 yıllık ecdat yadigarı tarihi çeşme en kısa zamanda tamir edilmeli ve komple yıkılma riskinden kurtarılmalıdır. Çeşmeye tatlı su bağlanmalıdır. Çeşme yanındaki çöp konteynerleri kaldırılmalıdır. Tarihi çeşmeyi ve kitabeyi tanıtıcı digital tanıtım barkodu konulmalıdır.
  • Çeşmenin klasik mahalle dokusu içindeki yeri kentsel dönüşüm beklentisi ile ortadan kalktığı için çeşme bugünlerde âtıl durumdadır. Kaderine terkedilmiş, yalnız ve sahipsiz konumdadır. Bu nedenle tamir edilse bile esas işleviyle kullanılması güçtür. Çeşmeyi köhne vaziyetten kurtarmak ve kullanışlı hale getirmek üzere mahalle içinde veya İstanbul caddesi istikametinde uygun bir yere taşınmalıdır.
  • Çeşme caydırıcı önlem olarak kamera ile kontrol edilmelidir. Sürekli tahribata ve kirletilmeye maruz kaldığı için tarihi eserlere zarar verenler tespit edilmelidir. Tarihi ve kültürel varlıklara karşı suç işleyenlere 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre mevzuatımızda yer alan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar verilen idari para cezaları behemahal uygulanmalıdır.

Konya Haberleri