Konya’nın Çılgın Projeleri

Hayrettin Atak

Gazeteciyiz güya ama haberimiz yok; Şükran Buhar olmuş!

Gittik gördük koca mahalle yerinde yoktu… Çalışmalarını, icraatlarını, uygulamalarını beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı. Ama Başkan Fatma Toru sadece elini değil tüm gövdesini tüm geleceğini koydu taşın altına ve ilk etabı ilk sınavı geçti.

Yüzyılın projesi olur mu? Yüzyıl konuşulur mu bilmiyorum ama bu çılgın projeye en çılgın başlığı da biz attık;

“Şükran Başkanım”

Konya’nın vizyonuna yakışmayan bu bölgeye yeni bir çehre kazandıracağınız için…

Projenin başarısı o bölgenin ve dolayısıyla Konya’nın kaderini belirleyecek.

Ya tarih olup silinecektik, ya yeni bir medeniyet yükselecekti. Şimdi bizde merakla bekliyoruz sonucu… Projenin yeni bir başlangıcın ilk ateşi olması ümidiyle…    Tamamıyla değişmiş bir kültür ve tarih vadisi ile gelecek kazanır…

Kültür’de çılgın proje denildi mi akıllara artık Selçuklu geliyor…

Başkan Uğur İbrahim Altay twitter’dan paylaşmış;40 gün boyunca sabah namazında buluşan çocuklara yaz tatili hediyesi olarak bisiklet versek ne dersiniz diye?

En güzel yatırım geleceğe yapılanı…

Bunu da başarıyla yapıyor Selçuklu…

Tek bir çocuğun kalbini Allah’a ısındırmaktan daha büyük yatırım var mı bilmiyorum?

Çok özel bir teşekkür borçlanacağız Altay’a bu projeyi hayata geçirirse…

Son dönemde Konya’da ki üçüncü sayfa haberlerinin yarısının aktörleri Suriyeliler…

Kötüler iyileri de lekeliyor. Zararları sadece bize değil, kendilerine… Önlemleri artırmak şart. Yoksa suçluları toplayıp durmak sorunu daha da büyütmekten başka bir işe yaramayacak…

Öncelikle, sorun çıkaranların ayıklanıp şehir dışı/sınır dışı edilmesi…   

Yoksa yeni bir güne, kucağımızda çok daha büyük bir sorunla uyanacak tüm şehir…

Ben ‘Türkiye’ye düşman olsam’ Suriyeli meselesini kaşırım. Patlamaya hazır bomba gibi.

Ama bazıları şimdilik ‘Bize gönderirlerde başımıza bela olurlar’ diye bir şey yapmıyorlar…

Türkiye’de son on yılda büyük değişimler oldu. Köklerimize dönüş adına… Hiç olmayacak şeyler adına…

Külliyede okunan Kur’an’dan, Başörtüsü serbestisine kadar… Hiç kimse tahmin edemezdi…

Her biri ayrı birer devrimdi ama en büyüğünü birkaç gün önce yaşadık…

Ertuğrul Gazinin Türbesi önünde nöbet tutan askerler sayesinde. Kıyafetinden, nöbet değişimine hatta sakallarına kadar olması gereken olmuş.

Tabi bunun derinliği konusunda en ufak bir fikri olmayan kesim “Dünya uçak gemisi yapıyor, biz eskiye dönüyoruz” bile diyemiyor…

Çünkü Türkiye Uçak Gemisi de yapıyor…

En iyi gazeteci, bir basın toplantısında, basın toplantısını düzenleyen kişinin en yakınında oturan kişi galiba…

Ya da herhangi bir programda siyasetçiye ve bürokrata en yakın duran kişi…

Gazetecilik te de rütbeler buna göre sıralanıyor.

Sanıyorum en kötü gazeteci olarak tarihe geçeceğim…

İnşallah…

Kadir Topbaş’ın damadının salıverilmesi, her işte ’keramet’ arayanlar için de büyük fırsat oldu. Neler neler söyleniyor sosyal medyada… İş ‘Türkiye CIA’yı ele geçirmek ya da FETÖ’yü Türkiye’ye getirmek için salıverildi Damat Bey’e” kadar giderse şaşırmayız hiçbirimiz…  

Toplumdaki adalet duygusunu tarumar ettikten sonra isterseniz “Amerikan Ordusunun yazılımlarını ele geçirin” ne işe yarar…

Toplumu ayakta tutan tek şey ‘Adalet’e güven…

Siyonistler 16 yaşındaki gencecik bir kızcağızı şehit etmişler…

 “Olsun Almanlarda Yahudileri yakmıştı. Hem Yahudiler hem zengin hem zekiler.”

Birkaç cılız ses dışında yine ses yok… Zaten alıştık, Suriye’de Irak’ta her gün yüzlercesi ölüyor..

İğrençsin Çağdaş dünya. Pisliğinde boğul…

National Geographic’te bir haber başlığı “Dünya’nın en ucuz ülkesi Myanmar.”

Bunun neresi belgeselse… Biz zaten biliyorduk bunu;

“İnsan hayatının fiyatından…”