Konya’nın kriz yönetimi!

Seyfullah Koyuncu
Hepimize geçmiş olsun…
                  
Konya, hafta başında önemli bir felaketin eşiğinden döndü. Merkez üssü Meram Kızılören olan 5.1 büyüklüğündeki depremin ardından inceleme ve araştırmalar devam ediyor.
 
Başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İl Müdürlüğü olmak üzere, AFAD, Konya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, üniversiteler ve çok sayıda kamu kurumu çalışmalarını sürdürüyor.
 
Çalışmalara göre; depremde şu ana kadar 2 evin yıkıldığı, 9’u ağır olmak üzere, 151 yapının hasar gördüğü tespit edildi. 1 bina için de acil yıkım kararı verildi. AFAD görevlileri 2 farklı mahalleye de 8 çadır kurdu.
 
Özet olarak, devlet kurumlarımız hem depremin ortaya çıkardığı mağduriyetleri gideriyor hem de bundan sonra alınacak önlemleri yeniden değerlendiriyor.
 
Haklarını teslim edelim, Konya’nın kurumları bu süreçte iyi bir sınav verdi.
 
Depremin yaşandığı akşam AFAD ekipleri anında olay yerine intikal ederek çalışmalarına başlamıştı. Hızlı ve planlı hareket ettiler. AFAD ekiplerine ilerleyen dakikalarda da Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Teşkilatı, İHH Arama Kurtarma ve Türk Kızılay Konya ekipleri de eşlik etti. Çok hızlı reaksiyon alındı.
 
Bu sebeple başta AFAD İl Müdürü Yıldız Tosun olmak üzere tüm kurum amirlerini tebrik etmemiz gerekiyor.
 
Depremin ardından İl Afet ve acil Durum Müdürlüğü'ndeki kriz masasında Vali Vahdettin Özkan’ın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Şakir Uslu, İl Emniyet Müdürü Engin Dinç, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AFAD İl Müdürü Yıldız Tosun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hülya Şevik durum değerlendirmesi yaparak organize bir şekilde hareket ettiler.
 
Konya, burada da uyumlu çalışma başarısı gösterebildi. Depremle ilgili gelişmeler tek merkezden yönetildi, anlık bilgilendirmeler yapıldı.
 
Anlık bilgilendirme konusunda yine Konya AFAD’a bir teşekkür etmemiz lazım. Oluşturulan WhatsApp grubundan anlık raporları bize ileterek kamuoyunun sağlıklı bilgilendirilmesini sağladılar.
 
Biliyorsunuz böyle zamanlarda şehir efsaneleri ve sosyal medya yalanları çok hızlı yayılıyor. Mesela o akşam bazı hesaplarda Konya’da 1 ölünün olduğu, enkaz altında vatandaşlar olduğu yalanı hızla yayılmıştı.
 
İşte bu yüzden, sağlıklı bilgilendirme mekanizmasının kurulması böylesi durumlarda çok önem arz ediyor.
 
Öte yandan o akşam Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ve ekibi de bölgeye giderek vatandaşı yalnız bırakmamış, çalışmaları yerinde incelemiş, kamuoyunu bilgilendirmişti. Başkan Kavuş’a daha sonra Vali Özkan, Başkan Altay ve kurum müdürleri de katılarak, bölge halkını yalnız bırakmadılar.
 
1999 depreminde bu ülkede 3 gün boyunca tek bir devlet görevlisi bile vatandaşının yanında olmamıştı. Allah var, böyle felaket dönemlerinde hem siyasi irade hem de bürokratik irade artık anında vatandaşın yardımına koşuyor.
 
Bunu depremlerde, sellerde, yangınlarda her defasında görüyoruz.
 
Depremden sonraki gün başkanlar Mustafa Kavuş, Ahmet Pekyatırmacı ve Hasan Kılca hep birlikte bölge halkını tekrar ziyaret etti. Bu ziyaret ise hem moral vermek için hem de devletin gücünü göstermek için yine önemliydi.
 
Bu hamleleri gerçekten önemsiyorum. Haklarını da teslim etmek istiyorum.
 
Sevgili okurlar, Pazartesi akşam yaşadıklarımız bize bir kez daha gösterdi ki, Konya çevresinde herhangi bir deprem tehlikesi yoktur algısı gerçeği yansıtmıyor.
 
Evet, Konya’da da deprem oluyor.
 
Konya fayı ve Tuz Gölü fayına işaret ederek, bu algının yanlış olduğunu uzmanlar da söylüyor. Hatta bölgede 6-6,5 büyüklüğünde deprem üretebilecek faylarımız bile mevcutmuş.
 
Görüldüğü gibi bu işin hiç şakası yok!
 
Biliyorum, her depremden sonra her yerde aynı şeyler konuşulur hep. Genelde de bina güvenliğine atıf yapılarak; ‘deprem öldürmez, bina öldürür’ diye eklenir.
 
Bu gerçekliği bir kez de ben hatırlatmak istiyorum.
 
Depremin ardından bina güvenliği konusu daha da önem kazandı. 1999 yılı öncesi yapılan binaların denetime tabi tutulması kaçınılmaz oldu. Bu konu ihmal edilmemeli.
 
Son 5-6 senede Konya’da hızlanan kentsel dönüşüm çalışmaları olmasaydı halimiz nice olurdu. Bunu da düşünmeden edemiyorum. Eğer kentsel dönüşüm konusunda hükümetin, bakanlığın, belediyelerin son 5-6 senedeki hassasiyeti ve çalışkanlığı olmayaydı, çok kötü bir tablo ile karşılaşabilirdik.
 
Hepimize tekrar geçmiş olsun, Allah afetinden korusun…