Konya’nın nabzını dünyaya göre ayarlamak

Hamdi Bağcı

Aslında başlık olarak Konya’nın nabzını Türkiye’ye göre ayarlamak, olarak yazacaktım ama neyse böyle oldu, bunda da bir hayır vardır.

Tabi burada asıl mesele Türkiye’nin nabzı dünya ile aynı oranda mı, şekilde, düzeyde mi atıyor, ikinci mesele ise Konya bu çizgiden baktığımızda nerede görünüyor…

Bunu yargılarken elbette açıyı da önemsemek gerekiyor, Türkiye ile kaç derece açı ile aynı gündemi konuşuyoruz ve Türkiye dünya ile kaç derece aynı gündemi konuşuyor…

Dünya’nın gündemi dün Mısırda 683 kişiye idam kararı verilmesi, Ukrayna’daki gelişmeler gibi konulardı…  

Türkiye’de ise Haşim Kılıç’ın Ahmet Haşim Sezer Kılıçdaroğlu olma serüveni ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tehcirde ölen Ermenilere taziye yayınlaması gündemde geniş yer aldı…

Peki, Konya’nın gündemi neydi?

Dün Konya neyi konuştu, Türkiye’de ya da dünyada her hangi bir konuya yön verebildi mi, bir parçası olabildi mi?

Her hangi bir yayın kuruluşu Türkiye’yi etkileyecek bir haber yapabildi mi?

Gündem konuları ile ilgili herhangi bir akademisyenimiz, gazetecimiz, fikir adamımız her hangi bir fikir serdetti mi?

Konya Türkiye’nin merkez şehirlerinden birisi olacaksa önümüzdeki süreçte Konya’da merkezi bulunan en az üç gazete ulusal düzeyde yayın yapmalıdır, en az 1 televizyon gündemin nabzının attığı bir medya kuruluşu haline gelmelidir, en az 10 internet haber sitesi gündemi belirleyecek, yazılarla, haberlerle takip edilir ve okunur hale gelmelidir…

Ama bu nasıl olacak, bu bilgi birikimi, bu çap, bu vizyon Konya’nın taşra olmasını bitirmeye yetmez…

Bugün Amerika güçlüdür ama bakın Amerika’ya en az 20 tane merkez şehir vardır…

Bu merkez şehirlerde medya, sanat, ekonomi, siyaset, üretim, teknoloji, üniversite ve bilim faaliyetleri ulusal düzeyde yapılır ve bırakın Amerika’ya yön vermeyi aslında bu dinamizmle dünyaya yön vermektedir bu şehirler…  

Ama Konya’nın buna müsait bir altyapısı, entelektüel birikimi olmasına rağmen bir türlü harekete geçememektir…

Bugün Konya’da medya kuruluşlarının yöneticileri, düşünce üretme güçleri zaten bu haliyle bir yere varabilecek şekilde de değil, bunu da ifade edelim…

En iyisinde İstanbul ve Ankara artıkları dolaşıyor…

Oysa Ankara İstanbul artıklarının kurtarılmış bölgeleri olmamalıdır Konya’da yayın yapan bir yayın kuruluşu…

Ve hatta buradan yetişecek beyinler bilakis Ankara ve İstanbul’daki medyaya da yön vermelidir…

Bugün Konya çok önemli bir süreçte, bunu görebiliyoruz, Sayın Ahmet Davutoğlu, Sayın Tahir Akyürek, Sayın Selçuk Öztürk gibi şehrimize değer katacak öncülerimiz var…

Sayın Ahmet Davutoğlu dünyanın gündemini belirleyebilecek bir bilgi birikimine sahip, Konya’mızın ağabeyi, Sayın Tahir Akyürek ise ustalık döneminde, dünyayı, Türkiye’yi ve makro ve mikro düzeyde Konya’yı artık çok iyi biliyor…

Medyanın ne demek olduğunu da çok iyi biliyor…

Diğer taraftan Sayın Selçuk Öztürk ise TOBB’de yönetimde yer alıyor ve KTO Başkanlığını yürütüyor…

İş dünyamıza kattığı vizyon tartışılmaz…

Ve bu insanlarla birlikte diğer insan gücümüz, sivil toplum kuruluşlarımız, medyamız çok rahat bir şekilde birlik ve beraberlik içinde fikir alışverişlerinin yapıldığı ortamlar oluşturarak en üst düzeyde şehre katkısı sağlanabilir…

Çok para kazanmak isteyenleri anlıyorum, kazansınlar, iyi makam isteyenleri anlıyorum iyi makamlara gelsinler…

Bizim işimiz bu olamaz, Konya’nın dünyaya yön verebilmesi gibi bir projenin bir parçası olmak bu çağda, kesinlikle bu çağın Mücahitlerinden olmaktır…

Konya güçlü olursa Anadolu güçlü olacak, Anadolu güçlü olursa Türkiye güçlü olacak, Türkiye güçlü olursa dünyada mazlumlar kazanacak, insanlık kazanacak…

Keşke “Ufuk Turu”nda Konya’yı da konuşabilse Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve Konya’mızın entelijansiyası…