Köpekler Mehmet’i değil de, Mehmet köpekleri öldürse?

Seyfullah Koyuncu

Geçtiğimiz Cuma günü Kayseri Hacılar’da yaşanan vahim olay oldukça canımı sıktı.

Henüz 13 yaşındaki bir fidan, sokak köpeklerinin saldırısıyla yaşamını yitirdi.

Zaman zaman bir çok türde hayvana bakıcılık yaptığımı söyleyerek ve kendimi bir hayvan sever olarak  değerlendirerek bu konuda birkaç şey yazmak istedim.

Öncelikle, bu trajik hadiseyi; hayvanlara saldırmak, işkence yapmak, dini inançları istismar etmek ya da provokasyon yapmak için kullananlar; Kur’an’a göre günah, TCK’ya göre ise suç işliyorlar.

Olayı; neden, sonuç ve çözüm odaklı olarak ele alıp, böyle bir hadisenin bir daha yaşanmaması için ne yapılabilir diye irdelemeliyiz.

Bu konuda bazı ‘Hayvan Hakları Savunucuları’ da; saldırgan hayvanları melekleştirerek, insanları ise yok sayarak ele alıyor.

İnsan, tüm canlılara merhametle yaklaşmakla mükelleftir. Allah bunu emreder. Ama insan canı söz konusu ise, hayvan önemsizleşir.

Bu konuda, Mehmet’i parçalayan o köpeklerin savunulacak bir tarafı yok. Tabi burada köpeklere savaş açalım demiyorum. Fakat, ‘İnsanları bağlayalım, köpekleri serbest bırakalım’ mantığı da oldukça yanlış.

Hayvan hakları konusunda medya o kadar fazla haber yaptı, sosyal medya o kadar fazla çalkalandı ki; hayvanların yanında insanların hiçbir önemi kalmadı adeta.

Bir cani tarafından öldürülen papağana gösterilen ilgi, ne yazık ki Mehmet’e gösterilmedi.

Hayvanları tabi ki seveceğiz, tabi ki onların katledilmesine göz yummayacağız ama insanların can güvenliğini de her şeyin üzerinde tutmak zorundayız.

Mesela, köpekler Mehmet’i değil de, Mehmet köpekleri öldürmüş olsaydı, şimdi ortalık toz dumandı.

Kimse bu konuda Mehmet’in annesinin, babasının yaşadığı acıyı düşünmüyor. Yetkililerden de bu konuda net bir açıklama gelmedi.

Öbür türlüsü olsa şimdi bütün dernekler, siyasetçiler, ünlüler falan açıklama yapmak için sıraya girer, herkes lanetlerdi mesela…

Medyamız kocaman puntolarla manşetlere taşırdı olayı.

Medya bu konuda duyarlı davranmıyor. Mağduriyet yaşayan insanlar ise hem medyanın, hem de duyarsız duyarlıların korkusundan ya da mahalle baskısından çekinerek susmakla yetiniyor.

Öte yandan bir de empati eksikliği de mevcut. Empati yoksunluğu had safhaya çıktı toplumumuzda.

Mesela cenaze namazı kılınmadan önce hutbede ‘Hayvan Hakları’ konusunda hutbe veren Hacılar İlçe Müftüsü’nün de yaptığı şeyin izana sığmadığını bir kenara yazmak lazım. Biraz empati yahu. Körün gözüne parmak der gibi…

Bu konuda yetkililere bir uyarı olsun; Karatay’da Karkent Camii, Aşkar Höyüğü Civarı, Galericiler ile Buhara Siteleri arası ve Fetih Caddesi üzerinde çok fazla başıboş köpek var.

Daha geçenlerde gece eve giderken yaklaşık 20 köpeğin saldırısına uğradım…

Karkent Camii cemaati ve bölgede otobüs bekleyen öğrenciler de bu konuda çok mağdur. Neredeyse her gün köpek saldırısı oluyor...