KÖRFEZİN İNCİSİ

Sezai Keskin

Bir zamanlar Dubai’de birçok insan denizden inci çıkartarak geçinirmiş. Bu nedenle Dubai ’Körfezin İncisi’ olarak şöhret yapmış. Ancak şimdi bu geleneksel iş yerini ticarete bırakmış. Kimilerine göre ’’altın şehir’’ kimilerine göre ‘’vergisiz’’ alışverişin cenneti... Ortadoğu’nun modern yüzü, balayı seyahatlerinin de vazgeçilmezi!
Bugün Dubai’deyiz efendim. Arap yarımadasında zevk-ü sefa, servet-i muazzama denilince akla ilk olarak Dubai gelir. Dubai Arap yarımadasının en “Arap olmayan” şehri, daha doğrusu Emirliğidir. Eğer şehre havaalanından geliyorsanız, sizi ilk önce Dubai Emir’inin posterleri karşılayacaktır. Şehrin birçok noktasında Emir Hazretlerinin battal boy posterlerini görmek ülkenin yönetim anlayışı konusunda bir fikir verecektir. 30 km. süren ve sohbetle geçen bir yolculuktan sonra şehir merkezine varırsınız. Burası aslında tam anlamıyla başka bir gezegen gibi, 150 farklı ulustan insan varmış. Rengarenk ne ararsan var.
 

Dubai'de yaşayanların sadece yüzde 18'i kendi ülkesinin vatandaşı. Gerisi ülkeye gelen yabancılardan oluşuyor. Hintli sayısı yüzde 55. Ülkede o kadar çok Hintli var ki; hükümet artık Hintlilere oturma izni vermiyor. Burası sanki Hindistan’ının bir parçası gibi. Her kültürden insan olduğu için Dubai'de hemen her ülkenin mutfağı yer alıyor. Bu hizmeti veren yerler de, turistik amaçla kurulmadıkları için de yemekler gerçek ülke yemekleri oluyor. Özellikle büyük alışveriş merkezleri başta olmak üzere, şehrin hemen her yerinde Hint, Çin, Japon, İtalyan, İran yemeklerini bulabilirsiniz.
 

Şehrin bir ilginç tarafı da liman bölgesi. Çok sayıda gemi veya küçük tekne kıyıya yanaşmış, mal indirip bindiriyor. Her türlü uzak doğu ve Avrupa  menşeli mal geliyor. Yıllardır Afrika ülkelerine Dubai'den direk satışlar hep buradan yapıldığı için, inanılmaz hareketli. Küçücük ülkenin nasıl ticari yönden buralara geldiğini, aktarmaların yapıldığı bu halici görünce daha iyi anlıyorsunuz. Haliç kenarında dizilen onlarca derme çatma takaya, Afrika'ya götürülecek olan yüzlerce çeşit malın yüklenişini görüyorsunuz. Şehrin modern kesimi olduğu gibi halicin karşı tarafında kalan eski kesimi de var. Ulaşım ufak sandallarla sağlanıyor. Dubai Creek olarak isimlendirilen, Haliç benzeri koyda, karşıdan karşıya yolcu taşıyan abra denilen geleneksel tekneler ile kıpır kıpırdır. Rahatsız edici bir gürültü, görüntü yok. Her sandal dolunca kalkıyor. Onlarcası peşi sıra müşteri bekliyor. Bu dolmuşlar nereye mi gidiyor. Deira'ya yani, Dubai'nin Tahtakalesi'ne gidiyor. Ancak biraz büyük! Bir sokağında mesela sadece cep telefonu satan yüzlerce dükkan var. Telefon satışları da bütün dünyaya yapılıyor. Aklınıza gelebilecek her türlü elektronik eşyayı burada alışveriş merkezlerinden bile ucuza almanız mümkün.
Şehrin eski kesimleri pek dokunulmamış. Burada her sokakta bir başka ürün satılıyor. Onlarca yüzlerce dükkan arı kovanı gibi. Fakat alışveriş için Dubai'ye gidenler birden şaşırıp kalıyor. Neyi nereden alacaksınız! Dubai'de 30 büyük alışveriş merkezi var. Hepsi de dünyanın en lüks ürünlerini satan alışveriş merkezleri. Bunların hangisine gitmelisiniz! Hele zamanınız kısıtlıysa? Normal alışveriş saatleri, sabah 09.00-13.00 ve 16.00-21.00 arasında. Yerleşim yerlerinin arasında bulunan alışveriş merkezleri sabah 10.00'dan önce de açılmayabilir. Mutlaka gidilmesi gereken alışveriş merkezi Deire City Center. Alışveriş merkezinin içinde 240 ayrı firmanın satış yeri var. Carrefour, Ikea, gibi dev mağazalar da yer alıyor. Otoparkı 5 bin araçlık. City Center içinde alışveriş arabalarıyla çılgınlar gibi bir yandan diğerine koşturan insanları görünce şaşıracaksınız. Sadece haftalık tatilin olduğu Cuma günleri değil, her gün inanılmaz kalabalık oluyor. Ne ararsan var.

En önemli ise, Carrefour gibi super bir market var. Marketin de elektronik reyonu müthiş. Dubai'de satılan bütün elektronik ürünlerini burada görme, kıyaslama imkanı var. Bir başka avantajı ise, fiyat konusunda en sağlıklı bilgiyi buradan alıyorsunuz. Dubai'de satılan elektronik ürünlerin en uygun fiyata satıldığı yerlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Önce buraya gelip almayı düşündüğünüz ürünü bulup fiyatına bakın. Sonra da çarşılardakilerle karşılaştırın. Aradaki farkı göreceksiniz.
Mağazalarda yok yok. Buradaki fiyatların uygun olmasının bir nedeni de şu: burası Dubai'de yaşayan ve alışveriş yapmaya çıkanların ilk uğradıkları yer olduğu için sürüm inanılmaz fazla. Alışveriş merkezini binlerce kişi ziyaret ettiği için firmalar buraya mallarını satmak için verirken, Carrefour onlardan "raf parası " altında bir ek komisyon daha alıyor. Bunu da müşterilerine fiyat indirimi olarak yansıtıyor.

Bu şekilde ürün, mağaza fiyatında yüzde 15 daha ucuza geliyor. O nedenle Dubai'de yaşayanlar akın akın buraya geliyor. Aklınıza gelebilecek her türlü elektronik eşya, altın, giyim eşyası ve ürünler burada yer alıyor. Günlük cirosu 300 bin dolarmış. Carrefour ülkede 7 emirliğin yedisinde de mağaza açmış. Market pazarının yüzde 25'ini elinde tutuyor. Diğer büyük alışveriş merkezleriyse Wafi Center, Bur Juman Center. Şehirdeki büyük turistik yatırmalardan biri de palmiye adası. Kıyıya beş kilometre uzaklıkta inşa edilen ve toplam 1060 küçük evden oluşan Palmiye Adası, Dubai'nin turizm sektöründe yeni bir hareket kazandırmış. Adanın sadece inşası için 2 milyar dolar harcanmış. Araştırması ve planlaması 3 yıl süren projeye göre, 5 bin kişinin ikamet ettiği adaya 12 bin palmiye ağacı ekilmiş. Oluşan dev palmiye görüntüsü uzaydan da görülmektedir. Palmiyenin dallarında ise dünya jet sosyetesine pazarlanmış olan süper lüks villalar yapılmış. Plajlarda herkes mayo ve bikini ile denize girmekte, etrafta Arap kıyafeti ile dolaşan erkek ve peçe ile dolaşan bayanlar görünmüyor. Dubai tüm Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en istikrarlı bölgesidir, bu sebeple tüm yabancı yatırımlar buraya yapılmaktadır; en liberal dış ticaret rejimine sahip ülkedir.
Jumeira plajı da batılı turistlerin yoğun ilgisini çeken bir yerlerden biridir.


Burj El Arab Oteli, dünyanın tek 7 yıldızlı oteli. Otelin isminin anlamı "Arap Kalesi". Dubai'nin ve ülkenin prestiji. Sonuçta bir otel ama ülkenin tanıtımında etkisi büyük. Bir milyar dolara inşa edilmiş, 500 milyon dolar dekor için harcanmış. Takım elbiseyle ancak içeri girebiliyorsunuz. İnsan yapımı bir adanın üzerine kurulmuş, bir köprü yardımı ile karaya bağlanmış. Karadan uzaklığı 290 metre. Otelin uzunluğu ise tam tamına 321 metre! Eyfel Kulesi`nden uzun, Empire State Building’den 60 metre kısa. Bu muhteşem otelin yapımında bol bol altın, kristal kullanılmış. 202 odasının tamamı dubleks ve diğer otellerden farklı olarak her katında bir resepsiyon var. Oteli eğer gezmek isterseniz $100 arasında bir ücret ödemeniz gerekiyor. Önceden rezervasyon yaptıranlar girebiliyor. Lokantalarında yemek için öyle kapıdan içeri giremiyorsunuz. Gideceğiniz günden çok önce rezervasyon yapıyorsunuz. Kabul edilirse, gittiğiniz gün, kapıya rezervasyon kabul faksı geliyor. İsminiz kontrol ediliyor. Sahil boyunca fotoğraf çekerek Gold Souk (Altın Çarşısı)‘a yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yolun karşısında, klasik Şark çarşıları ve sokakları beliriyor. Altın satış merkezi burası. Vitrinler, ışıkların altından parlayan altınlarla dizili. Otobüs durakları kapalı, çok şık ve klimalı, kapıları otomatik kapanıyor, içerideki ısıyı, paneller üzerindeki düğmeler vasıtası ile kendi konfor anlayışınıza göre ayarlayabiliyorsunuz. Tabii, bu keyif, beklediğiniz otobüs gelene kadar sürüyor. Büyük haritalarla, Dubai’nin otobüs güzergahları, alışveriş merkezleri işaretlenmiş. Dubai’nin yaşam felsefesi lüks, zevk ve tüketim üzerine kurulmuş. Devasa alışveriş merkezinin ötesinde, birçok alışveriş merkezi inşaatı da devam ediyor. Burj Al Arab’ın hemen önündeki Jumeirah Hotel de insanın görme sınırlarını zafiyete uğratacak kadar gösterişli. Dubai’nin en yoğun inşaat kesimi olan Al Mina Al Siyahi bölgesinde akıllara zarar bir inşaat furyası ve göğü delme yarışı göze çarpıyor. Gökdelenler, üst ve alt geçit inşaatları, marina ve etrafına nefes aldırmayacak yoğunlukta sıralanmış 40-50 katlı, ama her biri bir farklılık sergileyen, kimisi mühendislik harikası yapıları şaşkınlıkla izleyebilirsiniz. Alt yapı çalışmaları, iş makineleri yüzünden Al Mina Al Siyahi semtinde trafik kilitleniyor. Bu arada, yüksek binaların silüetleri karşısında, ezilmiş, gurursuz, lüks teknelerle dolu marinayı izliyoruz.
Burj Al Arab ve Jumeirah Hotelin bulunduğu bölgeden geçen yollar, rengarenk çiçeklerle süslenmiş. Ülkenin kullanım suyunun % 80 lik kısmı denizden elde ediliyor ve bir litre su temini, yaklaşık 4 litre benzin bedeline mal oluyor.

Alkol yasağı sadece satışla sınırlı, havaalanından alıp getirmek veya bar ve restoranlarda içmek tamamen serbest, şehirdeki otellerin hepsinin alt katında barlar var ve bu barlarda fuhuş için çalışan birçok ülkeden gelen fahişeler var. Her nasılsa domuz etine ise yasak yok, süpermarketlerin domuz bölümleri çok zengin. Ülkenin yüzde 18'i kadarı olan Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşları ise, akşam hava kararınca, serinleyince ailesiyle dışarı çıkıyor ve alışveriş merkezlerine gidiyor. Onlar suyun başını tutmuş.
 

Mesela ülkede taksi şirketleri belli ailelerin elinde. Hepsi son model otomobiller burada taksi olarak kullanılıyor. Bir Emir’in beş bin taksisi varmış. Bir diğerinin yedi bin. Bunlar taksileri satın alıp sonra da Hintli, Afganlı şoförlere emanet ediyorlar. Akşamları da elemanları paraları topluyorlar. Ülkede benzin fiyatları ucuz, taksi fiyatları da uygun olunca herkes taksiyi kullanıyor. Yollarda yürüyen insan bulmak imkansız. Özellikle şehrin yeni ve modern kesimlerinde. Ülkede şehir içi ulaşım için taksi seçeneğini rahatlıkla seçebilirsiniz. Burada petrolün ucuz olmasında kaynaklanan bir nedenden dolayı taksiler, çok ucuz rahat ve konforludur. Ayrıca, yürüyerek bir yerden bir yere gitmeye tercih ederseniz, caddelerde ve sokaklarda karşınıza çok sayıda tabelalar çıkacaktır. Dubai'de bulunan yerel turizm şirketleri, şehir dışında bulunan Bedevi kasabalarına turlar düzenliyorlar. Çölde insanların nasıl yaşadığı, deve sürme dersleri öğretiliyor bu gezilerde. İsteyenler dört çekerli motorlarla çölde kumların ortasında, heyecanı tadıyor. Geceleri de buralarda, yemekler yeniliyor, çölde dansöz oynatılıyor. Müze, Al Fahidi Kalesi içinde yer alıyor. 1799 yılında inşa edildiği belirtilen müze, bir zamanlar saray, askeri garnizon ve hapishane olarak kullanılmış. İki bölümden oluşan müze, 1970’de müzeye dönüştürülmüş. Baharat Çarşısı da Deira bölgesinde yer alıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen baharatları ve geleneksel yöntemle satış yapan dükkan ve satıcıları görebilirsiniz. Ülke tamamen ticaret sayesinde ayakta duruyor. Ülkede aşırı israf ve lüks yer yanı sarmış. Bu devran daha ne kadar sürer o belli değil. Dubai’de alışveriş için söylenecek tek şey."Gönlünüzce alışveriş yapın" çünkü burada vergi uygulaması yok. Almak istediğiniz, fakat üretildiği ülkede bile çok pahalı olduğu için alamadığınız bir ürünü burada çok daha ucuza bulabilirsiniz. Dubai'yi turistlerin tercih etmelerinin en büyük nedenlerinden biriside alışveriş kolaylığı ve rahatlığıdır. Eğer teknoloji ve özellikle bilgisayar tutkunuysanız, Dubai'de bulunan "Al Arn Center" yani "Computer Plaza" aradığınız her şeyi bulmanızı sağlayabilecek bir yer.


 

Dubai’de her yıl ortalama 80 civarında fuar düzenlenmekte ve bu fuarlara dünyanın her köşesinden milyonlarca ziyaretçi katılmaktadır.Dubai; ticaret, ulaşım ve dağıtım, bölgesel ofisler, imalat gibi uluslararası düzeyde birçok değişik çalışma imkanı sunuyor.
 

Ülkede Cuma günü tatildir. Çoğu işyeri için hafta sonu Perşembe ve Cuma günleridir. Müslümanların kutsal ayı olan Ramazan boyunca çalışma saatleri 2 saat düşürülür. Yılda 10 gün resmi tatil vardır. Eğer 6 aydan fazla ve bir yıldan az süre bir şirkette çalışıyorsanız yıllık izin süresi ayda iki gündür. Her tamamlanan yıl itibariyle yıllık izin süresi 30 gündür.
  
Dubai'de para birimi Dirham (AED) olup Amerikan dolarına sabitlenmiştir ve ülkede her zaman 1$=3.65 AED değerindedir. Resmi dil İngilizce ve Arapça'dır ama genellikle yabancı nüfus fazla olduğu için her yerde İngilizce konuşulmaktadır. Dubai oldukça modern, farklılıkların hoşgörüyle karşılandığı bir şehirdir. Yolda yürürken beyaz kıyafeti içerisinde yerel bir kişiyi, takım elbisesiyle dolaşan bir işadamını, siyah çarşafla gezen bir kişiyi, denizden yeni çıkmış bir tatilciyi, yerel kıyafetleriyle dolaşan bir Hintli’yi ve daha dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz yüzlerde ülke vatandaşını birbirlerine saygı içerisinde görebilirsiniz. Kıyafet ve giyim kuşama karışılmamaktadır. İçki konusunda da bilinenin aksine birçok otel ve barda alkollü içki bulunmaktadır ama halka açık mekanlarda içki satılmamaktadır. Ama unutulmamalıdır ki bu kurallar Dubai'de geçerlidir, eğer emirlik değiştirirseniz örneğin Sharjah'a giderseniz bu bahsettiklerim geçerli olmayacaktır. Çünkü Sharjah manevi değerleri daha çok yaşayan bir Emirliktir. Ülkenin ve Dubai’nin yol ağı çok iyi durumda. Her yerde tabelalar var. Yol kaybetmeniz diye bir şey söz konusu değil.


   Çöl ortasında kurulan bu ‘’cennetin’’ en önemli gelir kaynağının petrol olduğu zannedilse de aslında ülkenin gelirinin önemli bir kısmı ticaretten sağlanıyor. Petrol geliri ise şaşırtıcı biçimde sadece yüzde altı.Yazın sıcaklık 55 dereceye kadar yükseliyor bu sebeple yazın gitmemeye çalışın çünkü hamam bile serin kalır.
   Bir yanda uçsuz bucaksız çöller bir yanda ise modern bir hayat, sizi fazlasıyla büyüleyecek…