Kurban Bayramı ve tüm detayları! Müftü Öge anlattı...

 Muhabir
Kurban kesmenin büyük bir rahmet vesilesi olduğunu ifade eden Müftü Öge, “Kurban, sadece kesilen bir hayvan değil, Allah’a verilen bir söz, kardeşliğe uzanan bir el, mazlumun sofrasına konan bir nimet, ümmet bilincini tazeleyen büyük bir rahmet vesilesidir.” dedi.

Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, Kurban Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, kurban ibadetinin sadece hayvan kesmekten ibaret olmadığını vurgulayarak, bu ibadetin Allah’a yaklaşma, kardeşliğe el uzatma ve ümmet bilincini tazeleme vesilesi olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Öge, Kurban Bayramının öneminden bahsetmesinin ardından kesim ve satış yerlerinin eksiksiz hazırlandığını, bayram boyunca Türkiye Diyanet Vakfı Konya Şubesi'nin açık olacağını da belirtti.

‘BÜYÜK BİR RAHMET VESİLESİDİR’

Kurbanın büyük bir rahmet vesilesi olduğunu söyleyen Öge, “Kurban, Allah’ın kullarına lütfettiği mali ibadetlerden biridir. Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de, ‘Rabbin için namaz kıl ve kurban kes’ (Kevser, 2) buyurmakta, kurban ibadetinin ilahi rızayı kazanmaya vesile olduğunu bildirmektedir. Hz. İbrahim’in teslimiyeti ve Hz. İsmail’in sadakatiyle şekillenen bu ibadet, Müslüman gönüllerde Allah’a yaklaşmanın, teslimiyetin ve kulluğun en güzel nişanelerinden biri olmuştur.

Kurban, sadece kesilen bir hayvan değil, Allah’a verilen bir söz, kardeşliğe uzanan bir el, mazlumun sofrasına konan bir nimet, ümmet bilincini tazeleyen büyük bir rahmet vesilesidir. Bu mübarek günlerde kesilen kurbanlarla, Allah’ın adı yüceltilir, gönüller Allah’a yönelir ve ümmet-i Muhammed arasında merhamet, yardımlaşma ve dayanışma ruhu yeniden dirilir. Kurban Bayramı, Müslümanların sadece kendi ibadetlerini yerine getirdiği değil, aynı zamanda fakir ve muhtaç kardeşlerinin sevinçlerine ortak olduğu bir rahmet mevsimidir.” şeklinde konuştu.

‘TÜM HAZIRLIKLARI TAMAMLADIK’

Kurban ibadeti için tüm hazırlıkları tamamladıklarını ifade eden Öge, “Konya İl Müftülüğü olarak, vatandaşlarımızın bu ibadeti en sağlıklı, düzenli ve manevi huzur içerisinde yerine getirebilmeleri için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. 2024 yılında ilimiz genelinde vekalet yoluyla gerçekleştirilen kurban bağışı sayısı 12 bin 823 olmuştur.

2025 yılı itibarıyla ise bayram öncesi süreçte, il genelinde nakit olarak toplanan vekaletle kurban bağışı sayısı 5 bin 915, üç merkez ilçemizde ise bin 240 olarak kayıtlara geçmiştir. İnternet üzerinden yapılan bağışlar bu sayılara dahil değildir. Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezince bayram sonrası kesin rakamlar kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ayrıca bu yıl Filistin halkına destek amacıyla ilimizde şuana kadar 204 adet vekaletle kurban bağışı gerçekleştirilmiştir.” diye aktardı.

‘BAYRAM SÜRESİNCE AÇIK OLACAK’

Bayram süresince Türkiye Diyanet Vakfı Konya Şubesinin açık tutularak vatandaşlara hizmet verileceğini vurgulayan Öge, “Kurban kesim ve satış yerlerine yönelik hazırlıklar da eksiksiz tamamlanmış, il genelinde 89 merkezde 41 kurban kesim yeri, 48 adet kurban satış yeri belirlenmiştir. Üç merkez ilçemizde ise Karatay’da Konya Büyükşehir Belediyesi Hayvan Pazarı Tesisleri, Meram’da Meram Belediyesi Kurban Satış Yeri ve Selçuklu’da Büyük Kayacık Mahallesi Selçuklu Kurban Pazarı vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur.

Bu süreçte, vatandaşlarımızın kurban ibadetini huzur ve güven içerisinde gerçekleştirebilmeleri amacıyla ilgili komisyonumuz 26 Mayıs 2025 Pazartesi günü toplanarak kararlarını almış ve uygulamaya koymuştur. Ayrıca yurtdışı vekaletle kurban organizasyonuna destek sağlamak amacıyla Başkanlığımızca Konya’dan on personelimiz görevlendirilmiş, bayram süresince Türkiye Diyanet Vakfı Konya Şubemiz açık tutularak vatandaşlarımıza hizmet verilecektir. TDV Konya Şubemiz, Arefe günü ile Kurban Bayramı’nın birinci ve ikinci günlerinde Türkiye genelinde olduğu gibi ilimizde de faaliyet gösterecek ve bağış yapmak isteyen vatandaşlarımızın hizmetinde olacaktır.” dedi.

SIK SORULAN SORULAR

Konya Müftülüğü tarafından yapılan açıklamada sık sorunlar sorular cevaplandırıldı. Açıklamada şu sözler yer aldı; Kurban Bayramı’nın ülkemize, milletimize ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini Yüce Mevla’dan niyaz eder, vatandaşlarımıza sağlık, huzur ve bereket dolu bir bayram dileriz. Kurban ile ilgili sık sorulan sorular şu şekildedir:

1) AREFE GÜNÜ NEDEN KABİR ZİYARETİ YAPILIR?

Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selâm olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” (Müslim, Cenâiz, 102 [974]) diye dua ederdi. Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kur’ân okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur. Ancak kabir ve türbe ziyaretlerinde İslâm’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir.

2) KURBAN BAYRAMI FAZİLETLERİ NELERDİR?

Kurban Bayramı, İslam ümmetinin birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını en yoğun şekilde yaşadığı müstesna zaman dilimlerinden biridir. Bu bayram, aynı zamanda Allah’a kulluğun, teslimiyetin ve takvanın zirveye çıktığı bir ibadet mevsimidir. Kurban ibadeti, Hz. İbrahim’in (a.s.) sadakati, Hz. İsmail’in (a.s.) teslimiyeti ve her Müslüman’ın Allah’a olan bağlılığını yansıtan sembolik bir davranıştır. Bu ibadetle birlikte insanlar arası paylaşma ve yardımlaşma da artar. Kurban etlerinin üçe taksimi - bir bölümü ihtiyaç sahiplerine, bir bölümü akraba ve komşulara, bir bölümü de kurban sahibine -toplumda sosyal dayanışmayı güçlendirir. Aynı zamanda bayram günleri Müslümanların namazla, tekbirle, ziyaretle ve ikramla bir araya geldiği; gönüllerin yumuşadığı, kırgınlıkların sona erdiği müstesna günlerdir. Öte yandan kurban, Kur'ân-ı Kerîm, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadet olup hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır.

3) KURBAN BAYRAMIN KAÇINCI GÜNÜNE KADAR KESİLİR?

Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise fecirden (sabah namazı vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîler'e göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder (Merğinânî, el-Hidâye, 7/154). Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfiîlere göre ise bayramın 4. günü gün batana kadar kurban kesilebilir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 4/383; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/436).

4) KURBAN KESEN KİŞİYE VEKÂLET NASIL VERİLMELİ?

Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekât gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet caizdir. Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekâleti gereği gibi yerine getirmelidir. Kurbanın yurt içinde başka bir ilde ya da yurt dışında kesilmesinde sakınca bulunmamaktadır. Kurban fiyatlarının kesilen ülkeye göre az veya çok olması bu durumu değiştirmez. Ancak yaşadığı yerde muhtaç ve fakirler varsa kişinin, kurbanını orada kesip dağıtması daha uygun olur. Çünkü kişinin yaşadığı yerdeki fakirlerin ve komşuların onun üzerinde hakları vardır.

5) KURBAN KESİLDİKTEN SONRA HANGİ İBADETLER YAPILMALI?

Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nâfile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nâfile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rek'at nâfile namaz kılabilir.

6) TEŞRİK TEKBİRİ NEDİR? NE ZAMAN BAŞLAR NE ZAMAN BİTER?

Hz. Peygamber’in (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivâyetler vardır. Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farz namazın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir.

Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez. Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir. Teşrik sözlükte “doğuya doğru gitmek; eti parçalayıp kayalar üzerine sererek güneşte kurutmak; yüksek sesle tekbir almak” anlamlarına gelir. Terim olarak ise zilhicce ayının muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla tekbir getirmeyi ifade eder. Teşrik Tekbiri: “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.” “Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur.”

Konya Haberleri