Laiklik Demoklesin kılıcı mı?

İhsan Görücü

Laiklik konusuna devam ediyoruz önemine binaen. Bir yazı yazmıştım konuyla ilgili. Sevgili okuyucular laikliğin tanımında ve anlayıp idrak etmekte-derinlemesine- pek bir zorluk olmadığı düşünülebilir. Velakin gerek nazariyecilerin-teorisyenler- tutumu, gerek uygulama esnasında ortaya çıkan tutarsızlıklar yani çelişkiler, ona çok farklı zaviyelerden ve değişik yorumlarla bakmaya sebep olmuştur. Bu istikrarsızlık durumu insanımızın küllisinde, toplumsalda açıkça görülmektedir.

Mesela vatandaşın birisi “Laikliği herkes kendi kafasına göre tanımlıyor” görüşünde. Ev kadını olan birine göre, laiklik “Kutsal olanın tüm hayattan soyutlanması, tamamen dünyevi kaygıların egemen olmasıdır” diye tarifler farklı farklı devam ediyor.

Eski dansçı olduğunu söyleyen birisi, kendisi üniversite mezunudur bayandır yorum yapıyor; “Laiklik bir dindir, devlet bu dinin kurumlaşmış bütünüdür.” Bazı vatandaşlara göre ise “Laiklik devletin dinsizliği”dir.

Bir başkası “Devlet işiyle din işinin birbirinden ayrılması bahanesiyle dinin sosyal hayattan pasivize edilmesidir” görüşünde. Bir ev hanımı da “Türkiye de laiklik dinsizliktir, çünkü din-devlet ayrılığı dışında fertlerin/bireyin de laik olması isteniyor” yorumu yapıyor.

Muhasebecilik mesleğinden birisi “Laikliğin ne olduğunu yüksek tahsilliler başta olmak üzere kimse net olarak bilmiyor, din devlet ayrılığı deyip geçiyor.” Diyerek konunun hala şüpheli/müphem ve dahi muğlak olduğunu belirtmiştir kamuoyu araştırmalarındaki ankette. Konu hala muğlak ve müfhemdir konu iyice tasrih edilmeli net şekilde tarif edilmeli diye devam ediyor vatandaş.

Anketçileri okumaya devam ediyoruz; ”Laiklik net açıklamalara ihtiyaç duyan bir sorundur. Sırf çağdaş olma girişiminin bir halkası ve dinden kurtulmak için kullanılıyorsa, yapı giderek materyalist/maddeci hal alıyorsa, iyice düşünülmelidir. Basın yayının yaptıkları araştırmalarda bazıları laiklikle ilgili şüphe ve hatta olumsuz kanaatlerini netlikle ifade etmişlerdir.

Onlara görü laiklik Müslümanları Hrıstıyanların emrine vermekten başka bir şey değildir ifadesini kullanan denekleri yazıyor Prof. Dr. Yümni Sezen “Türk Toplumunda Laiklik Anlayışı” kitabında. Laiklikle ilgili yorum ve görüşler şöyle devam etmektedir “Laiklik din ile halk arasına giren bir uygulamadır “Dünya hakimiyetinden sonra Anadoluya sıkıştırılmış bir milleti maddi ve manevi tüm değerlerinden koparmak için getirilmiş bir uygulamadır.”

“Laiklik Batının uşağı din muhaliflerinin köşeye her sıkıştıklarında bir kalkan gibi kullandıkları Batı zihniyetidir. Yümni hoca araştırmasına devam ederek başka bir deneğin düşüncelerini nazara veriyor “Denek ülkede zıt iki zihniyetin gelişmesinin ve müslüman halkın laikliği dinsizlik olarak görmesinin nedenini şöyle açıklamaktadır: “ Dini Celili İslam halka el kesmek ve kadınlara zorla çarşaf giydirmekten ibaret gibi lanse edilmiş, zorla kabul ettirilmiştir. Bu sayede de din ile ilgili herşeyin karşısına laiklik kalkanı ile çıkılmıştır.

Artık din düşmanlığı adına ne yapıldıysa bu kalkan kullanılmıştır. Basın-yayın ve ile içerden ve dışardan beslenen pek çok kuruluş da bunu desteklemiştir. Mesela kadın dergileri kadınlara İslamın kadın özgürlüğünü engelleyip kadını prangaya vurduğunu ama laikliğin hürriyet ve özgürlük sağladığını sürekli pompalamışlar, hürriyet hürriyet diye zianaya teşvik etmişlerdir. Bütün bunlar halka ister istemez “Laiklik dinsizliktir” intibaını uyandırmıştır.

Yine bazı denekler laikliğin doğduğu vatanında esasen bir iktisadi çıkar ve menfaat düzeni temeline oturduğu, bir taktik ve strateji tabiatına malik bulunduğu kanaatindedirler. Laiklik Batıda kilise ile kralların çıkarlarının çatışma/çakışması sonucu ortaya çıkmış bir görüştür. Yani yetki ve servetin paylaşılması olayıdır. Din ve vicdan hürriyeti ile bir ilgisi yoktur diyenlerde az değil anket sorularına verilen yanıtlarda.

Gerek Avrupa’da gerek Türkiye’de laiklik nasıl tanımlanırsa tanımlansın, özünde Allah’ı C.C. dünya işlerine karıştırmamak, gerektiğinde ise istismar için kullanmaktır. Söz ve hükümranlık hakkı kapitalist sermayenindir. Vs. Şeklinde devam ediyor yorum ve görüşler. Araştırmaya ve yazmaya devam edeceğiz inşallah.