Market düzenlemesi sürekli hale getirilmeli!

Seyfullah Koyuncu
Market, süper market ve zincir marketlerde yarından itibaren zorunlu temel ihtiyaçlar dışında ürün satışına izin verilmeyecek. Marketlerde temel gıda ve temizlik ürünlerinin yanı sıra sadece hayvan yemi, mamaları ile kozmetik ürünleri satılabilecek.
 
Elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, giyim ve aksesuar, ev tekstili, oto aksesuar, bahçe malzemeleri, hırdavat, zücaciye gibi ürünlerin satışına izin verilmeyecek. Genelgeye göre, daha önce illere gönderilen sokağa çıkma kısıtlaması sırasında getirilen kurallar ışığında temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması amacıyla muafiyet kapsamında bulunan işyerleri dışında tüm ticari işletme, iş yeri ve/veya ofisler kapalı olacak.
                      
İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bu genelge birkaç gündür tartışılıyor. Alınan kararı eleştirenler de destekleyenler de var. Ama bana sorarsanız bu kararı eleştirmek değil desteklemek gerekir…
 
Çünkü ortada açık bir şekilde haksız rekabet vardı.
 
Kısıtlamada kapalı kalan küçük esnaf zorda, açık olan zincir marketler ise kârda idi. Hem de öyle bir kâr ettiler ki, pandemi sürecinin bence en kârlısı kesinlikle marketlerdi.
 
Her köşe başında gördüğümüz o üç harfli marketlerden birinin 2019 cirosu, 2020 yılında tam yüzde 150 artmıştı mesela. 2021 yılı cirosu ise kim bilir belki de yüzde 300 oranında artacak. Allah daha çok versin. Daha çok kazansınlar, gözümüz yok ama küçük esnafı da yok olmaya terk edecek halimiz yok. Kısacası, İçişleri Bakanlığı’nın aldığı bu karar, haksız rekabeti önlemek adına doğru karar.
 
Konya Valiliği geçen hafta yayınladığı il hıfzıssıhha kurulu kararı ile zincir marketlerle ilgili uygulanacak olan bu kararın öncü illerinden biri oldu. Başta KONESOB Başkanı Muharrem Karabacak olmak üzere, çeşitli oda başkanları ve esnaf, Konya Valisi Vahdettin Özkan’a konuyu geçen hafta yeniden iletmişler, Vali Özkan da bu talebe olumlu bakarak, İl Hıfzıssıhha kurulundan bu yönde bir karar çıkmasını sağlamıştı.
 
Konya Valiliği’nin bu kararının Türkiye’ye örnek olması nedeniyle Vali Özkan ve Muharrem Karabacak’ı tebrik etmek lazım.
 
Bu arada, tüm ülkede Cuma günü uygulanmaya başlayacak karar nedeniyle Konya Valisi Vahdettin Özkan’ın da sahada marketleri denetleyeceğini ve Konya’nın bu konuları çok sıkı tutacağını öğrendim. Şimdiden söyleyeyim. Zaten Vali Özkan dün de sahada market denetimindeydi. Anlaşılan bu defa daha sert tedbirler alınacak.
 
BENCE MARKETLERE DÜZENLEME GETİRİLMELİ
 
Evet, kısıtlama süresince zincir marketler bu ürünleri satamadığı için küçük esnaf kâr etmeyecek ya da bu karar kısıtlama günlerinde küçük esnafa bir merhem olmayacak ama bir yerden de başlamak gerekir. Çünkü ben bu uygulamanın sürekli hale getirilmesi taraftarıyım.
 
Farkında mısınız bilmiyorum ama zincir marketlerin sayısı ve niteliği çok abartılı bir noktaya geldi.
 
“Bunun ne zararı var ki, ülkede istihdam oluşuyor, insanlar alışveriş yapıyor, ürünlere kolay ulaşılıyor”… gibi şeyler diyebilirsiniz. Doğrudur.
 
Ama olaya stratejik açıdan da bakmak gerekir. Bunun sıkıntılarını bazı ülkeler bazı zamanlarda yaşadılar. Dolayısıyla tekelleşmeye izin vermemek gerekir. Hele ki gıda gibi ürünlerin tekelleşmeye mahkum edilmemesi gerekir.
 
Bir diğer tehlike de piyasada fiyatları belirleme yetkisi doğal seyrinden çıkıp bu tekelleşmelerin eline geçebilir. Bunun en yakın örneğini yumurta fiyatlarını manipüle eden zincir marketler nedeniyle yaşamıştık zaten. Unutmamak gerekir…
 
Serbest piyasa ekonomisinden de dem vuranlar olacaktır bu konuda tabi. Türkiye ne Amerika kadar ne de İngiltere, Fransa gibi ülkeler kadar kapitalist değildir herhalde. Oralarda bile küçük esnafı korumak adına zincir marketlere çok iyi düzenlemeler yapılmış durumda. Mesela ABD’de birçok eyalette zincir marketler şehrin dış noktalarında. Merkezde zincir market kolay kolay açılmıyor. Keza Avrupa ülkelerinde de uygulama bu şekilde. Bizde ise her köşe başında mantar gibi türediler.
 
Adamlar oto lastiğinden tutun inşaat malzemesine, beyaz eşyadan araç yedek parçasına kadar her şeyi satıyorlar.
 
Ayrıca sattıkları ürünlerin hemen hemen hiçbirini bu şehirden almıyorlar. Yani şehir ekonomilerine de bir katkıları yok. Bu şehrin parasını İstanbul’a taşımakla yetiniyorlar. Kimse kusura bakmasın, durum böyle.
 
Zincir marketler, çok büyük miktarda ürün aldıkları için yüksek iskonto ile avantajlı duruma geçip daha ucuza ürün satabiliyor. Buna şahsi olarak baktığımızda, küçük esnafa göre elbette ucuz satabiliyorlar ve biz tüketiciler kârlı çıkıyoruz fakat ülkemiz açısından iyi bir durum değil bu.
 
Böyle giderse mahallelerimiz, sokaklarımız ve çarşılarımız ruhsuzlaşıp yok olup gidecek. Çünkü insanlar artık ne manava gidiyor, ne bakkala, ne yorgancıya, ne kırtasiyeciye ne de tuhafiyeciye. Zincir marketlere esir olduk, yüklenip yüklenip gidiyoruz eve.
 
Hem bir insan ömründe kaç kez tava alır, kaç kez lastik değiştirir, kaç kez televizyon alır ki? Zincir markete ödeyeceğine, küçük esnafa 50 lira fazla para ödese ne olur yani. Bunun yanında, küçük esnafımızın da kendine çeki düzen vermesi gerektiğini söylememiz gerekiyor illaki.
 
Kör tuttuğunu öper mantığı ile iş yapıp, gözüne kestirdiğine kafasına göre fiyat verenler, sattığı ürünün arkasında durmayanlar, ticaret ahlakından bi haber olanlar sepetten aşağıya atılmalı. Konya’nın değerli esnafı bu konuda birbirine örnek olmalı diye düşünüyorum.