Mevlana mı Konya’yı tanıtıyor? Konya mı Mevlana’yı?

Salih Köprülü

“Bir başkent her zaman başkenttir.”

Bu sözü Konya’da çok duymuşunuzdur.

Ayrıca protokol konuşmalarını da süsleyen cümlelerdendir.

Ben de aynı fikirdeyim; “Bir başkent her zaman başkenttir.”

Fakat maalesef bir başkent, her zaman başkent olarak kalmıyor.

Şehrin içinde yaşayan insanların da bu “başkent” kavramını iyi anlaması gerekiyor.

Çünkü şehrin insanı, şehrine sahip çıkmadığı sürece, o şehre kimse sahip çıkmıyor.

Son yıllarda Konya’da eski ihtişamına yakışır çalışmalar görülse de bozulan kolay yapılamıyor.

Konya mı Mevlana’yı tanıtıyor yoksa Mevlana’mı Konya’yı tanıtıyor tartışma konusu.

Başka ülkelerden gelen ziyaretçiler, Konya için mi yoksa Mevlana için mi geliyor?

Yabancı ziyaretçilerin çoğunluğu, Mevlana sayesinde Konya’yı tanıyor diyebiliriz.

Peki Mevlana, bu topraklarda değil de başka bir şehirde yaşamını sürdürmüş olsaydı ne olacaktı?

Hiç düşündünüz mü?

Mevlana olmadan Konya’yı bir düşünün…

Nasıl bir vizyon ile Konya tanıtılacak ve anlatılacaktı?

Yıllarca Anadolu’ya başkentlik yapmış şehirde, Mevlana Türbesi’nden başka bir şey yok elimizde.

İlim ve sanat yönünden bir zamanlar İslam dünyasının merkezi olan koca şehirde kolaya kaçıyor, sadece Mevlana’nın gölgesine sığınıyoruz.

Yabancı ülkelerde birçok kişi, “Konya” ismini bilmese de “Mevlana şehri” denildiğinde burayı anımsayabiliyor.

Mevlana bu dünyadan göçeli yüzyıllar oldu ama halen Konya ismini yüceltiyor.

Konya’ya hatırası olan evi ve medresesi ise, yıllar önce yıkılmış.

Şehirde bulunan Selçuklu eserlerinin yarısı da yıllar önce adeta talan edilmiş.

Ne mezarlarına sahip çıkılmış, ne de emanetlerine…

Mevlana’nın türbesi, şehre ciddi şekilde para kazandırıyor.

Birçok kişi bu sayede ekmek yiyor, geçimini sağlıyor hatta zengin olanı da çok.

Ama Selçuklular öncesine ait de Konya’nın ayrı bir tarihi var.

Şehir merkezinde ve ilçelerde nice eserler var.

Bu tarihe de sahip çıkmalıyız ve dünyaya tanıtmalıyız.

 

Tarih, şehirlerin hafızası demektir.

Hafızamızın büyük bölümünü yok etmişler.

Medeniyetlerin beşiği olan bu şehrin hafızası çok derindir.

Bu derinliği görebilmek için şehri iyi okumak ve anlamak gerek.

Kolaya kaçarak günü kurtarmaya çalışmak, bu şehrin geleceğine çok şey kazandırmaz.

El birliği ve gönül birliği ile şehrimizin bütün değerlerine sahip çıkalım.

Konya’da yaşayıp, hayatı boyunca Mevlana Türbesi’nin içine girmemiş insanlar var.

Değerlerimizi anlatmaya ve tanıtmaya önce kendi insanımızdan başlasak daha iyi olacak gibi.

Madem, bir başkent her zaman başkentse, şehre girenleri başkente yakışır şekilde karşılayalım.

Bu uğurda halis niyetli insanların Allah yardımcısı olsun.