MUHTEŞEM YAZI (1)

Bekir Dolu

 

Kimse Osmanlı Padişahları, Osmanlı Hanedanı masumdur, günahsızdır demiyor ki. Amma, adlı adınca kişilerin manevi hatıralarına veya toplumların hafızalarına öyle babanın bostanına dalar gibi dalmak neyin nesi.

Adamın hatırasına, ailesinin hatırasına dalmakla da kalmıyorsun. İmge dünyamızda yaşattığımız ecdat bahçesine de destursuz giriyorsun.“Türk ve Türk-İslam Medeniyetinin düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyorsun” tarzı lakırdılardan hiç hazzetmediğinizi bildiğim için bu bahsi hiç açmıyoruz bile. Kaldı ki bu bahsin sizin nezdinizde zerre miskal önemi olmadığını da biliriz.

Şurada burada, sanata ve sanatçıya karşı biraz hoşgörülü olun, saygılı olun diyenler yok değil.Tamam, biz sanata saygılı olalım. Olmasına da…Bir sefer de sanat bize karşı saygılı olsa, bir kerecik de sanat ve yaratıcı hayal gücü bize karşı hoşgörülü olsa, muhteşem olmaz mı?

 

Adına sanat mı dersiniz, hayal gücü mü dersiniz, her ne derseniz, elinizdeki bu yok edici aygıt; tarihi, kültürü, ecdadı, aile değerlerini, hülasa bizi biz yapan değerleri tarumar etme işine biraz ara verse çok muhteşem olmaz mı?

Eskiye ait, cumhuriyet öncesine ait ne varsa tümüyle yok mu sayacağız. Yok olmayan, direnen ne varsa onları da elbirliği ile yok mu edeceğiz yani.

Bu bir (fiction) kurgudur, niçin hemen zıplıyorsunuz diyen zihniyete de pekâlâ şöyle bir cevap veresimiz geliyor: Tamam, kurgulayın, her ne halt kurgulayacaksanız. Kurgulayın da, gidin başka yerde kurgulayın,. Az ötede kurgulayın. Lütfen.

Hayal mahsulüymüş, kurguymuş. Git kendi babanın hayatını kurgula o zaman. Hem elaleme de laf düşmez o vakit. Kendi baban değil mi?Ya da nebileyim tamamen hayal ürünü bir şey kurgulayın ki adam gibi kurgu olsun.

Vakti zamanında bir Bayburtlu’nun ızdırabını anlatan “Sorma oğul, Bayburt Bayburt olalı bele(böyle) zulüm görmedi” meselini hiç duydunuz mu? Bu konuya devam edeceğiz inşallah. Vesselam