NASIL OKUYALIM

Hasan Mutluoğlu

Aylık düşünce ve kültür dergisi “İLKADIM” ile birlikte ek olarak verilen “GENÇ ADAM” dergisinin kapağının iç sayfasından aldığım bir alıntı ile yazıma başlamak istiyorum.

“Kur’an-ı Kerim; mü’mine hitap ederken kâfire bir korkutma fırlatır, kâfiri korkuturken mü’mine bir müjde nüktesi uzatır.

Halka hitap ederken ileri gelenleri düşündürür. Âlime söylerken cahile dinletir. Cahile söylerken âlime dokundurur.

Geçmişten bahsederken geleceği gösterir. Bugünü tasvir ederken yarını anlatır. En basit gözlemlerden en yüksek gerçeklere götürür.

Mü’minlere gaybı (geleceği) anlatırken, kâfirleri şimdiki zamandan usandırır.

Ve bütün bunları duruma, makama, yere, zamana ve konuya göre en uygun, en güzel kelimelerle anlatır.” Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili

Bu yazıyı okuduktan sonra, Yüce kitabımızın nasıl okunması gerektiğini, okurken alınması gereken mesajların neler olduğunu başka bir pencereden, işin ehli olandan öğrenmiş olduk.

Müslüman Kur’anla mutlaka buluşur. Aslını, mealini okur. Tefsir sohbetlerinin halkasına dahil olur. Kur’anın mesajlarını almaya,  öğrenmeye çalışır.

Almanya’da görev yaptığım yıllarda, Alman asıllı Müslümanlarla 15 gün aralıklarla sohbet toplantıları yapardık. Belirlenen bir konu ile alakalı” İslamın Görüşü” üzerinde, işin ehli tarafından anlatılanlar dinlenirdi.

Konu ile alakalı Ku’randan ilgili ayetlere de bakılır, okunur, anlamı üzerinde düşünülürdü. Verilen mesajlar kavratılmaya çalışılırdı.

Sohbet gurubunda bulunan Alman Profesör arkadaşımıza Müslüman olmasına sebep olabilecek önemli şeyin ne olduğunu sordum.

“-Babam; Berlin Üniversitesinde Arap Dili ve Edebiyatı Profesörü idi. 1. Dünya Savaşında Berlin’de esir bulunan Müslümanların  inanç ve düşüncelerinin temelini anlamak için Kur’anın Almancaya çevirisini yapmıştı.

-Ben; zaman zaman bu çeviriyi açar okurdum. Okuduğum bazı bölümler dikkat çekici ve ilginç gelirdi.

-Daha sonraları, Berlin’e işçi olarak gelen Türklerle komşu olmuştuk. Onları tavır ve hareketleri ilgimizi çekmiş, hoşumuza gitmişti.

-Hoşuma giden davranışların kaynağının inançları ve kültürleri olduğunu, onların da temelinin kutsal kitapları Kur’andan olabileceğini düşünmeye başlamıştım.

-Ara sıra, rastgele yerden Kur’an-ı Kerimi okumanın anlamak yetmeyeceğini düşünerek, Fatiha’dan başlayarak, Nâs suresinin sonuna kadar okumaya karar verdim.

-Kur’an-ı Kerimi sonuna kadar dikkatlice ve düşünerek okudum. Bir bütün halinde kavramlar, zihnime oldukça yer etti.

-Artık Müslüman komşularımı daha iyi anlayabiliyordum. Onlarla samimiyetimi arttırdım. Müslüman ülkelere ziyaretler yaptım.

-Yaşantım değişti. Müslüman oldum. Allah’a Hamdolsun.”

Kur’an-ı Kerimi anlamak ve iyi istifade edebilmek için, nasıl okunması gerektiğini iki önemli şahsiyetin ifadelerinden anlıyoruz.

Kur’anı Fatiha’dan başlayarak Nâs suresinin sonuna kadar, verilen mesajları da iyi anlayarak dikkatlice tekrar tekrar okumayı, okudukları ile amel etmeyi Allah (c.c) nasip etsin.

NOT:” Müslüman; Kal dili ile olduğu kadar, hal dili ile de örnek olmalı.”