Bunaltıcı Konya sıcağında bir ağaç gölgesinde soluklanırken şöyle bir sosyal medya gezintisi yapayım derken, KTO Karatay Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Bayram Sade hocamın yaptığı bir paylaşım hayli ilgimi çekti.
Bayram hocam, Türkiye’nin nüfus artış hızındaki dramatik düşüşün yer aldığı bir grafikle, olayın tarımsal boyutunu ele almış ve şu ifadeleri kullanmış:
Ülkemizde nüfus artış hızı, toplum ve yönetenler olarak topyekun düştüğümüz nüfus planlaması tuzağıyla, rekor düzeyde gerilemiş, yaş ortalaması giderek artan ve yaşlanan bir nüfusa doğru hızla ilerlemekteyiz, tarım sektörü kırsaldan göçün de etkisiyle daha fazla etkilenmiştir.
Ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde kırsalda nüfus azalmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bu azalış daha keskin olmakla birlikte, süreç sistematik olmuş, sektörün sürdürülebilirliği korunmuştur. Biz de ise güçlü bir sistematik oluşturulamadığından sürdürülebilirlik zorlanmaktadır.
Bayram hocam, kırsaldaki nüfus azalması, yaşlanması ve artan iş gücü ihtiyacının yükünü hafifletmek amacıyla “Tarımda Eğitimli İnsan Kaynağı İstihdamına İlişkin UHK’nın Bir Model Önerisi” isimli bir bildiri hazırlandığını ve UHK Mardin Kongresinde sunulduğunu da bu uyarı paylaşımına eklemiş.
Doğru bir yaraya parmak basmış. Türkiye nüfusunda yaşanan krizin tarımsal boyutunu ele alan bu paylaşım, gelecek adına ne kadar riskli bir sürece girdiğimizi göstermesi açısından önemli.
Bu işe acilen bir el atmak gerekiyor.
Elbette devletimiz nüfus artışını teşvik etmek adına bazı girişimlerde bulunuyor. Bu girişimler arasında 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesi önemli bir adımdı. Gençlerin evliliğe teşvik edilmesi adına pek çok düzenleme getirildi. Fakat bu düzenlemelerin hedeflenen başarıyı getirip getirmeyeceği soru işareti.
Bu konunun topyekun ele alınması kaçınılmaz.
Bu anlamda Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun işaret ettiği bazı maddeler de dikkat çekici.
▪ Eğitimde reform şart.
▪ Zorunlu eğitim 12 yıldan 8'e düşürülmeli.
▪ Üniversite kontenjanları ve eğitim süresi azaltılmalı.
▪ İlkokullarda öğretim yerine eğitim ön plana çıkmalı.
▪ Meslek eğitimi öncelikli alan olmalı.
▪ Nüfus artışı için eğitim sistemi yenilenmeli.
Bunların yanında adet denen bela ve el alem ne der putu da bir an önce terk edilmeli. Evlilik kolaylaştırılmalı.
Günümüzde düğünlerde pilav döktürmek ortalama 300 bin liraya mal oluyor. Tek kişilik yemek masrafı 280-300 lira arasında tutuyor. Düğün sadece yemekle de bitmiyor. Ödün verilmeyen adetler masraflara masraf ekliyor. Bu kültürden bir an önce vazgeçmemiz şart. Çünkü bu masraflarla bir yuva kurmak mümkün değil.
Hem aile büyüklerinin hem de devletin bu konuda tüm gövdelerini taşın altına sokmaları geleceğimiz adına çok önemli.