Nekbe; Taşlarla Kurşunların Savaşı..

Büşra Aksakbağı Ay

Nekbe; İsraillerin bayramı, Filistinlilerin büyük felaketi..

Üç büyük dinin kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün batısı 14 Mayıs 1948’de İsrail tarafından ele geçirildi. Filistinliler, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından 15 Mayıs’ta silah zoruyla, katliamlarla göçe tabii tutuldukları bu güne ‘Nekbe’ demişlerdir. Türkçesi; Büyük Felaket.. Filistinlilerin çoğunlukta olduğu Doğu Kudüs ve Batı Şeria ise 1967’den beri İsrail İşgalinde..

Filistinliler her yıl 15 Mayıs’ta Nekbe’yi anarak İşgal gerçeğini dünyaya tanıtmaya ve anlatmaya çalışıyor..  70 yıldır Filistinlilere yönelik devam eden etnik temizliği her 15 Mayıs’ta dünyaya haykırıyorlar.

ABD Başkanı Trump, 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıkladıktan sonra 120’den fazla ülkenin karşı çıkmasına rağmen ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacaklarını açıkladı.   Özellikle bu tarihi seçmesi de Trump’ın nasıl bir şeytan olduğunun en büyük kanıtıdır. Yeni büyükelçiliğin açılışını kızı ve damadına yaptırdı. Bir yanda ellerinde şarap kadehleri ve umarsız gülüşleri ile eğlenenler, diğer tarafta kendi topraklarında İsrail kurşunlar ile şehit edilenler.  Aralarında yalnızca 5 km var..

Filistinliler işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kenti yakınlarında Nekbe’nin, büyük felaketin yıldönümünde protesto düzenledi. Sonuç; 59 şehit, binlerce yaralı.. 59 Filistinli Ramazan’a kavuşamadan şehitlik mertebesine ulaştı. İsrail, ABD’nin de desteği ile dünyaya meydan okurcasına cinayet işlemeye devam ediyor. ABD ve İsrail dünya ile alay edercesine tüm hukuk kurallarını kendi lehine göre eğip bükmeye devam ediyor.

Unutma; bu insanlar 1 buçuk milyar Müslüman’ın başkentini, Yahudilerin başkenti yapmasına direnirken katledildi.. 1 buçuk milyar Müslüman’ın korkaklığının ve sessizliğinin vebalini yıllardır bir avuç Filistinli ödüyor. Davasını, inancını, kutsalını korumaktan aciz biz Müslümanlara yazıklar olsun.

Peki, bu sadece Müslümanların sorunu mudur? Bu, aynı zamanda 7 milyar insanın sorunudur. Bu vicdanı olan, dili, dini ne olursa olsun her insanın sorunudur. Katil bir devlet, bahanesini kendi oluşturarak silahsız sivil halkın üzerine çoluk çocuk demeden ateş açıyor. Bunu kınamak, üzülmek ve tepki vermek için gereken tek şey; insan olmak.

İşgalci İsrail diğer katliamlarında olduğu gibi bu katliamı da, kimliğinde Müslüman yazan şuursuz ve derin uykuda ki milyonlarca Müslüman’dan aldığı güç ile gerçekleştirdi. Bunun sorumlusu milyonlar sıra kendisine geldiğinde çok geç olduğunun farkına varacak.

Silkinip kendimize gelmemiz, birbirimizi öldürmekten vazgeçmemiz, gerçekten mücadele etmemiz ve olması gerektiği gibi başlamamız için acaba ne olması gerekiyor? Sadece üstümüzü başımızı değil, cebimizi değil, aklımızı da işgal edenlerden kurtulmamız için ne zaman uyanmamız gerekiyor?

Filistin’de yıllardır taşlarla silahların savaşını izliyoruz.  Güçlü olmaları, haklı oldukları anlamına gelmiyor. Ellerinde silahlar, tanklar olabilir. Ama unutulmamalı, en yüce güç vicdandır! Ve Siyonistler ve onun uydusu ABD; kimliğiniz, fikriniz, inancınız ne olursa olsun tarih sizi katil olarak yazacak! Çocuklarınız ve torunlarınız sizin bu yaptıklarınızı öğrendikçe sizden utanacak!

Biz bir çıkış yolu bulamıyoruz. Rabbim bize bir çıkış yolu göstersin. Peygamber efendimizin dediği gibi birbirimizden koptuk, sayıca çoğuz ancak nehirde akan çalı çırpı gibi bağlantımız yok. Bu mübarek günler hürmetine Rabbim, zulüm altında olan dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun mazlum insanların yardımcısı olsun. Zulüm edenlere Kahhar ismiyle tecelli etsin.