Tabii ki ölümü çok düşündüm
İyi ki güzelliğin sonunu önceden bilmedim
İyi ki ayrılığın acısıyla donandı kalbim
İyi ki can sıkıntısı yazmanın kapılarını açtı
Yalnızlığı sevecek kadar çok kitap okudum iyi ki
Güzel dostlarım oldu ama kitap okudum iyi ki
Ölülerimle konuşacak yaşlara geldim
Şükrü Erbaş
Okumak, yazmak ve geçip giden yıllarla gelen yaşlılık psikolojisi. Okuyup yazmayanlarla, bu eylemi yapanlar arasındaki fark; okuyup yazanlar diğerlerinden farklı olarak iki yerlerinden yaşlanırlar. Birincisi gibi hayallerinden, düşlerinden yaşlandıkları gibi, bir de okuyamadıkları kitapları okuyamama endişesinden ve daha yazamadıkları metinlerin yazılamama vehminden ihtiyarlarlar. Bunu ancak kendileri bilir; başkaları için bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu gerçekten de korkunç bir şeydir onlar.
Biriken kitaplar, gazete kupürleri, dergi koleksiyonları v.s. hepsi yaş ilerledikçe gözlerinde farklı bir korkuyla yaşatır okuyup yazanları. Bir gün gözlerimi kapatırsam bütün bunlar ne olacak? işte bu soru evlad-ı ayalden daha çok endişelendirir. Ev halkı canlıdır nihayetinde herkes bir şekilde hayata devam ederler ama kitapların canı yoktur, kendi iradeleri yoktur. Hele ki evde başka okuyup yazan da yoksa!
Ama bütün bunlara rağmen okuyup yazdığından pişmanlık duyan çıkmaz. Tıpkı ardında kalan terekenin anlaşılmayacağı gibi, yazdıklarının anlaşılmadığı ya da gereken ilgiyi görmediğine şahit olması bile yazarları, yazdıklarına pişman ettiremez. Zira onların bir dertleri, bir aşkları vardır ve o yüzden yazmışlardır. İnsanlığa, dünyaya ve hayata söyleyeceklerini yutamazlar, tutamazlar… çünkü bu veballi iştir, kapının ardındaki muammayı, perdenin ötesindeki bilinmezi ve hayal dünyalarından koparıp insanlığı zenginleştirmek için kurdukları cümleleri söylememiş olsalar bunu sorgusu vardır yarın mizanda.
O yüzden eğer ailenizde böyle okuyup yazan birileri varsa onları dinleyin, anlamaya çalışın ve bıraktıkları terekeye sahip çıkın, saygı duyun. Kanuni’nin Viyana kuşatmasında kaledekilere yazdığı mektupta dediği: “Bizim neden burada olduğumuzu anlasaydınız, oğullarınızı kızlarını feda ederdiniz.” sözü gibi, okuyup yazanların da söyleyebileceği “bizim neden yazdığımızı anlasaydınız” şeklinde başlayacak sözler de çok değerlidir. Anlaşılmama pahasına bunu göze alarak yazanlar saygıyı hak ediyorlar sanırım.
Sevgiyle kalın.