Papa’nın gerçek niyeti ne?

Ömer Kocabaş

Aylardır konuşulan Papa nihayet geldi. Ziyaret, ayinler derken arkasında bir kamyon soru işareti bırakarak gitti. Papa’nın ziyaretiyle ilgili çok fazla komplo teorisi ortaya atıp sosyal medyada ilgi çekmeye çalışanlar da vardı. Bu ziyareti turistlik bir seyahate indirgemeye gayret gösterenler de. Abartılı komplo teorilerini bir kenara bırakalım ama bu ziyaret özellikle zamanlaması açısından masum bir ziyaret değildi. Bazı şeylerin tesadüfle açıklanamayacağını bilecek kadar uzun süredir bu ülkede yaşıyoruz…

Hıristiyanlık inancının şekillenmesinde etkili olan İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümüne denk getirildiği söylenen ziyaretin arka planında farklı tarihi gerçekler var. İznik Konsili’nde Hz. İsa’nın hâşâ Allah’ın oğlu kabul ediliyor. Çok sayıda İncil elenip dörde indiriliyor. Diğerleri yok ediliyor. Bunlar Hıristiyanlık için önemli, Papa’nın ziyaretini bu tarihte yapması anlamlı görünüyor. Diğer taraftan kısa bir tarih araştırması yapınca karşımıza şunlar çıkıyor; Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1075’te İznik’i fethedip Türkiye Selçuklu Devleti’ni kurdu. İznik Türkiye Selçuklularının başkenti oldu. 27 Kasım 1095’de Papa II. Urbanus Avrupa’daki bütün Hıristiyanları, kutsal toprakları geri almak için Müslümanlara karşı savaşa çağırdı. 200 yıl sürecek Haçlı Seferleri bu çağrıyla başladı. Şimdiki Papa 14. Leo’da Haçlı Seferlerini başlatan konuşmanın 930. yıldönümünde 27 Kasım’da ülkemize geldi.

Üniversite sınavı veya KPSS tarih bölümü için hap bilgi gibi kısaca değindiğimiz tarihi gerçekliğin detaylarını araştırabilirsiniz, yerimiz dar(!) Konunun uzmanları daha fazla şey söyleyecektir, neticede biz tarihçi değiliz. Fakat bu ziyaret Trump’ın Ortadoğu’daki ülkelerin İsrail ile iyi ilişkiler kurması için ortaya attığı İbrahim anlaşmasına ön ayak olacak, Türkiye’yi de uzun vadede içine katmaya çalışacak mesajlar barındırıyordu. Papa’nın aynı zaman ABD vatandaşı olduğunu hatırlatmama gerek var mı?

Papa ülkemizden “Bu topraklar, Hıristiyanlığın kökleriyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olup bugün İbrahim’in çocuklarını ve bütün insanlığı farklılıkları tanıyan ve takdir eden kardeşliğe çağırmaktadır.” diye bahsetti. Hıristiyanlar İznik’i sadece tarihi bir yer olduğu için kutsal görmüyorlar. Hıristiyanlar İznik onların hâkimiyetinde olmazsa kiliselerini sürgünde sayıyorlar. Haçlı Seferleri zamanında bu motivasyonla başlamıştı. Günümüzde de aynı düşüncedeler sadece bazı şeyler için doğru zamanı bekliyorlar bilmem anlatabildim mi?

Papa’nın ziyaretini masum bir ziyaret, turizmin gelişmesi açısından bir fırsat olarak işte bu yüzden göremeyiz. Uyanık olmalıyız. Dinler arası diyalog saçmalığı bu sefer İbrahimî dinler arası kardeşlik, anlaşma vb. adla yeniden piyasaya sürülüyor. Küreselcilerin nihai hedefi dünyada tek bir dinin hâkim olması. İçi boşaltılmış Hıristiyanlık herkese hitap edecek tarzda sempatik gösteriliyor. Papa’nın ziyaretinin ardından ülkemizde misyonerlik faaliyetlerinde yeniden bir artış olursa da doğrusu şaşırmayız. Çünkü özellikle gençlerimizin bir bölümünün dine bakışı sıkıntılı. İbadetlerin yerine getirilmemesinden bahsetmiyorum bizzat dini sorguluyorlar. Dinin onlara çizmeye çalıştığı hayat tarzı işlerine gelmediğinden sekülerliğe kayıyorlar.

Günümüzdeki Hıristiyanlık tam sekülerlere göre bir din. Faiz, içki, zina, kul hakkı gibi yasakları yok. Günlük ibadetler yok. Haftada bir gün kiliseyi ziyaret ediyorsun tamam. Aklı karışık, önünü göremeyen gençler biraz da maddi anlamda desteklenerek çok rahat din değiştirebilirler. Olur mu öyle şey demeyin. Oluyor, geçmişten çok fazla örneği var. Günümüzün her anlamda yozlaşmış ortamında olması ise çok daha kolay. Saçma romantikliği bir kenara bırakıp gerçekleri görelim. Adamlar bin yıl önceki mevzuları unutmayıp, atacakları adımları ona göre belirliyorlar. Misyonerlik çalışmalarını da o motivasyon ve sabırla yürütüyorlar. Bu yüzden aklımızı başımıza alıp ona göre adımlar atmalıyız. Papa babamızın oğlu değil, imkân bulsa bizi bir kaşık su da boğacak zihniyetin lideri…

Papa’nın ziyaretinin bize belki bir faydası şu olabilir. Tarihi gerçekleri görüp, silkinip kendimize gelebiliriz. Mesela İznik’i sadece Bursa’nın bir ilçesi olarak görmekten vazgeçebiliriz. İznik gibi daha sayabileceğiz çok sayıda bölge, ilçe, beldelerimiz var. Adamlar gelsin, turizm gelişsin saflığıyla gidebileceğimiz bir yer yok. Bin yıl önceki motivasyonlarıyla hareket edenler elbette boş durmayacaktır. Bütün bunları görüp ona göre adımlar atmalıyız…