Peki biz hangisine inanalım Sayın Davutoğlu?

Seyfullah Koyuncu

Geçtiğimiz gün sabah saatlerinde, Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının görevden alındığı bilgisi geldi…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla sabah saatlerinde başlayan operasyonla bazı gözaltılar da oldu. Bakan Soylu sözünde durdu ve teröre destek veren hiçbir belediyeye göz yummayacağını bir kez daha kanıtlamış oldu.

Bakan Soylu’nun bu soylu mücadelesi, geniş bir kesim tarafından destek gördü. Sadece AK Partililer değil; halkın birçok kesimi ile MHP ve Aydınlık grubu da bu operasyona açıktan destek verdi.

Hatta MHP Lideri Bahçeli ve Konya Milletvekili Esin Kara, Bakan Soylu’ya bu operasyon için teşekkürlerini beyan etti.

Sosyal medyadaki ve sokaktaki vatandaş da bu operasyondan memnun gördüğümüz kadarıyla.

Memnun olmayanlar da mevcut tabi ki. Sonuçta herkes ülkesini sevmek, şehit yakınlarına vefa borcunu ödemek ya da bu ülkenin parasına sahip çıkmak gibi aidiyetleri bünyesinde barındıramayabilir.

Karara itiraz eden HDP’lilere diyecek bir şey yok. Onlar, amaçlarının gereğini ortaya koyuyorlar. PKK’nın legal uzantısı HDP’nin kankası olan CHP’ye de bir şey diyemem, sonuçta kader arkadaşlığı yaptılar. CHP sonuçta evliliğine sahip çıkıyor. Hani diyor ya nikah memuru; ‘iyi günde kötü günde’ diye. Aynı yastığa baş koyanlar mı desem, körle yatıp şaşı kalkanlar mı desem, ne desem bilemedim.

Ama bu konuda başka bir tavır beklemiyordum CHP’den.

CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın bu konuda sessiz kalmasını da CHP yönetimine şikayet ediyorum. Bakın o sessiz kaldı.

Bak şimdi Meral Akşener’i de yok sayarsak kızarsınız bana. O da sessiz kaldı bu konuda. Sonuçta ittifak yaptınız. Yol arkadaşlığına sığar mı bu sessizlik… Hani kankaydınız?

Öte yandan, acaba ne zaman Tweet atacaklar diye beklediğim eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da nihayet tam da beklendiği gibi bu konu hakkında paylaşım yaptılar.

Hem de tek merkezden yönetiliyormuşçasına aynı saat ve dakika içinde benzer şeyler yazdılar.

Uzun süredir devam eden haleti ruhiyelerine alışmıştık ama HDP’ye destek vereceklerini de konduramamıştık.

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde görev yapmış, başbakanlık görevini üstlenmiş bu iki ismin; milletten yana bir yol yürümelerini gönül isterdi…

Davutoğlu, 2016 yılında yaptığı bir konuşmada, PKK Belediyeleri için "Milletin emaneti mali kaynakları yine millet için kullanmak yerine, karanlık mecralara harcıyorlar. Teröristin kazması, kamyonu, iş makinesi bu belediyelerden. Bazıları terör örgütünün lojistik merkezi gibi çalışan bu belediyelerin yöneticileri bu ihanetlerin hesabını verecekler" demişti.

Davutoğlu’nun bu ilkeli duruşuna herkes gibi o zamanlar bizler de destek vermiştik…

Çok değil, aradan sadece 3 sene geçti. Fakat o gün bu cümleleri kuran Davutoğlu, bugün böyle bir tavır aldı.

Sayın Davutoğlu, peki biz şimdi hangisine inanalım? O zamanki söylediklerinize mi, yoksa şimdiki söylediklerinize mi?

Sayın Ahmet Davutoğlu’nun çok az bir şansı vardı. O şansı da böylelikle heba etmiş oldu.

Sosyal medyada sık sık görmeye başladım. Davutoğlu’na inananlar bile bu açıklamalarından sonra araya mesafe koydu…

AK Parti bünyesinden çıkıp da böyle bir durumda bile AK Parti’nin karşısında olmak kime, ne kazandırır?

Dün başörtülü milletvekilini meclisten atıp, gece yarısı evini basanlar; bugün bayrağımızı yasaklayıp, şehit yakınlarını işten atan ve teröristleri işe alanlara sözde demokrasi adına arka çıkıyor.

Daha önce de dediğim gibi. Bunu anlarım.

Fakat sizi anlayamam…

Üç beş oy alır mıyız diye onlarla ağız birliği yapanları, ne bu millet ne de şehitlerimizin aziz hatıraları asla affetmez.

Allah dik durmayı bilenlerden eylesin…