Peki sen necisin?

İsmail Poçan

Anayasa değişikliği TBMM’de engellemelere rağmen kabul edilerek yasalaştı. Şimdi sıra referandumda. En son sözü yine millet söyleyecek.

Ama yine her zamanki gibi savunduğumuz görüşü savunmayanlara karşı nefret kusuyoruz.

15 Temmuz sonrası tüm ülke birlik ve beraberlik içesinde ilerleyecek derken o günlerden bu ruhla çıkmışken…

Bizi bölemeyecekler derken bir de bakıyoruz ki zaten biz kendi aramızda düşmanların çabasına gerek kalmadan ayrıştırıyoruz birbirimizi..

Şimdi ki moda da ‘Evet’çi, ‘Hayır’cı olmuş.

İnsanların içinde o kadar nefret oluşmuş ki en sevdiği arkadaşı olsun saygı duyduğu kişiler olsun evet veya hayır fark etmiyor kendi düşüncesi dışında olması yeterli…

Başlıyor söylenmeye… sen ‘şu’cusun sen ‘bu’cusun  sen şunu savunuyorsun sen bunu savunuyorsun diye hakaret etmekten de geri durmuyor…

Hani sevgi saygı nerede kaldı.

Bu kadar abartmanın mantığı nedir? Eşine dostuna hatta ailene kanlı bıçaklı olacak kadar bu öfke nedir?

Ben anlayamıyorum.

15 Temmuz’dan sonra ne değişti de böyle oldu. Herkes kardeşken bir anda düşman oldu. Düşmanların sürekli kaybetmesini sağlayan her terör saldırısında bizi dik tutan birlik ve beraberliğimiz değil miydi?

Düşmanların oyunlarına gerek kalmadan zaten herkes birbirine düşman olmuş. Onların ekmeklerine yağ sürdüklerinin farkında bile değiller…

Ama şu da bir gerçek ki düşmanların istediği fitne zaten içimizde varmış. Bizi topla tüfekle yıldıramıyorlar ama yine kendi kendimizi vuruyoruz.

İnsanlar evet diyeceğim dedi diye linç edilecek nerdeyse. Bu hayır diyen içinde geçerli.

Bunun örneğini her gün izliyoruz. Rıdvan Dilmen, Arda Turan, Burak Yılmaz evet kampanyasında bende varım dedi diye bunca yıllık ne futbol hayatları kaldı ne paracı oldukları kaldı daha neler neler.

Bu hazmedemezlik neden?

Sürekli bir ayrıştırma var. Hani bu ülke özgürdü demokrasi vardı. İnsan ister sanatçı olsun ister futbolcu insandır. Ne düşündüğünü söyleyemeyecekse bunun ne faydası var.

Sen ‘hayır’ de diyeceksen.

Ama bu aramızda fitne olup ayrıştırmasın.

Tıpkı 15 Temmuz ve sonrasında olduğu gibi bu vatanın tek bir karış bile toprağının alamayacaklarını göstermemiz yine gerekiyor.

Bugünlerde daha çok kenetlenip düşmanların gözünü korkutmamız gerekiyor. Bunun yolu da biraz saygıdan geçiyor.

İnşaallah Türk Milleti yine üzerine düşeni yapıp Türkiye için en doğru kararı verecek.

Başka Türkiye yok bunu unutmayalım.