Risk almadan başarı gelmiyor!

Seyfullah Koyuncu

Konya’nın ev sahipliğinde 56 ülkeden 4 bin 200 sporcunun katıldığı, 5. İslami Dayanışma Oyunları’nın açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla görsel şölen eşliğinde gerçekleştirildi.

Şehirde uzun süredir devam eden yoğunluk, seremoni ile zirve yaptı. İslam ülkelerinden pek çok lider ve misafir Konya’ya akın etti. Konya Havalimanı tarihinin en yoğun gününü yaşadı.

Keza ulusalı, küreseli, yereli fark etmeksizin spor medyası da en yoğun günlerinden birini yaşadı.

Dünyanın gözü, özellikle de İslam dünyasının gözü Konya’daydı…

Otellerden tutun, restoranlara ve kafelere kadar esnaf da en yoğun ve bereketli günlerinden birini yaşadı.

Kısacası İslami Dayanışma Oyunları Konya’ya büyük renk kattı.

Bu tür organizasyonlar Konya’nın havasını değiştiriyor. Her şeyden de önemlisi Konya’nın bilinirliğinin ve marka değerinin sınırları aşmasına vesile oluyor.

Ekonomik anlamda şehrin kazandıklarını söylemiyorum bile. Sadece İklim Zirvesi ile oteller 10 milyon TL ciro yapmıştı…

İslami Dayanışma Oyunları’nın şehre ekonomik anlamda kattıklarını varın siz düşünün!

Konya bugüne kadar hep Hz. Mevlana ve Şeb-i Arus Törenleri ile öne çıkan bir şehirdi. Böyle farklı etkinlikleri o sebeple şehir için önemli ve gerekli buluyorum.

Başkan Altay’ın Konya markası için ortaya koyduğu çabayı da çok değerli buluyorum.

Başkan Altay isteseydi statik bir belediye başkanlığı yapabilirdi. Böyle riskler almazdı. Bir belediyenin yapması gereken ana hizmetleri yapar, çöp toplar, yol yapar geçer giderdi. Etliye sütlüye dokunmaz makamında serin serin oturabilirdi.

Ama öyle yapmadı, risk aldı. Bence bu riskin karşılığını da sadece kendisi için değil, Konya için olumlu anlamda sonuçlandırdı.

İslami Dayanışma Oyunları üzerinden yapılan bazı eleştirileri o yüzden çok da anlamlı bulmuyorum…

Şöyle dönüp bir baktığımızda, 2022 yılında Konya’da; Tarım Şehirleri Birliği (AGRICITIES) Genel Kurulu, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı Genel Kurulu, Küresel Tarım Forumu ve İklim Zirvesi gibi uluslararası etkinlikler düzenlendi. Şimdi de İslami Dayanışma Oyunları büyük bir organizasyon, şölen havasında devam ediyor.

Konya, bu organizasyonun üstesinden de başarıyla geliyor…

TRİBÜNLER HARİKAYDI

Açılış seremonisinde yapılan gösterilerin hepsini çok beğendim. Özellikle ışık şovları gayet güzeldi.

Büyük emek verilmiş, herkesin ellerine sağlık.

Tribünler de harikaydı.

İslami Dayanıma Oyunları’nın açılış seremonisine Konyalılar hakikaten çok büyük ilgi gösterdi. Tribünler tıklım tıklımdı. Stadyum çevresinde insan seli vardı.

Aynı şekilde basın tribününde de aynı hava vardı. Neredeyse her ülkeden gazeteci meslektaşımız Konya’ya gelmiş. Bizim için de renkli bir akşam oldu.

Açılış seremonisinde tribünlerdeki Konyalılar özellikle Türki Cumhuriyetlerinin sporcularına büyük sıcaklık gösterdiler. Azerbaycan baş tacıydı. Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkeler tribünlerde coşkuyla karşılandı.

Benzer coşkuyu Pakistan, Katar ve Filistin’e karşı da gösterdiler. Bu da insanımızın gönlünde bu ülkelerin ayrı bir yerinin olduğunu gösteriyor.

Her şeyi bir kenara bırakalım; İslami Dayanışma Oyunları’nın amaca matuf bir şekilde tribünlerdeki bu gönül sıcaklığını ortaya çıkarması bile çok değerli. 18 Ağustos’ta sona erecek olan İslami Dayanışma Oyunları’nın, İslam ülkeleri arasındaki bağları sağlamlaştırmasını diliyorum.

OYUNLARIN İSMİ ÜZERİNDEN BİR YORUM

İslami Dayanışma Oyunları’nı eleştiren bazı paylaşımlar ve yorumlara sizler de rast gelmişsinizdir.

Bu konuda çok derin bir yorum yapmak istemiyorum ama bir bilgi vermemiz gerektiğini de düşünüyorum.

İslami Dayanışma Oyunları’nın ismi ve organizasyon şeması; İslami Dayanışma Spor Federasyonu ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından belirlenmiştir. Yani bu oyunların isim babası ne Türkiye ne de Konya!

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, bu organizasyonun ismini; “İslam Ülkeleri Dayanışma Oyunları” şeklinde düzeltmesi daha hoş olurdu o ayrı… Ama sudan sebeplerle suyu bulandırmaya çalışanları çok da ciddiye almıyorum.

Birbirleriyle neredeyse hiçbir bağı olmayan, birbirinden fersah fersah kopuk olan İslam ülkelerini birleştirmek adına ortaya çıkan bu fırsatı kaçırmak pek akıllıca olmazdı. Keşke o hassasiyeti gösterebileceğimiz kadar güçlü bir İslam dünyası kardeşliğine sahip olsaydık…

Neyse, bu da bir başlangıç…