Rüzgar Konya’dan esecek! Enerjide büyük potansiyel

 Muhabir
Türkiye, rüzgar enerjisinde son yıllarda önemli bir büyüme kaydederek yenilenebilir enerji alanında sınırları zorluyor. Ancak Konya, sahip olduğu yüksek potansiyelin yalnızca küçük bir bölümünü kullanabiliyor. Porf. Dr. Faruk Köse’ye göre bu potansiyelin değerlendirilmesiyle hem çevresel riskler azaltılacak hem de belirlenen sıfır emisyon hedefine önemli bir katkı sağlanacak.

Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Köse, Türkiye’nin ve Konya’nın rüzgâr enerjisindeki mevcut durumunu ve geleceğe yönelik hedeflerini değerlendirdi. Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarında hızla ilerlediğini belirterek, “Rüzgâr enerjisinde geldiğimiz nokta umut verici ancak potansiyelimizin henüz küçük bir kısmını kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ENERJİDE SINIRLARI ZORLUYOR’

Rüzgar enerjisinde Türkiye ve Konya’nın konumundan bahseden Köse, açıklamasını şu şekilde yaptı; “Rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2025 Temmuz sonu itibarıyla 13 bin 695 megavata ulaşan Türkiye, yenilenebilir enerjide sınırları zorluyor. Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli Atlası (REPA) verilerine göre Konya bölgesine kurulabilecek rüzgâr santrali gücünün 1860 MW civarında olup günümüzde bunun 331.4 MW’lık kısmının kurulmuş olduğunu söyleyen Prof. Dr. Faruk Köse, “Kurulabilecek potansiyelin ancak yaklaşık 6’da biri kurulmuş durumdadır” dedi. Temmuz 2025 sonu itibarıyla EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) kayıtlarına göre ön lisans verilen rüzgâr santralleri toplam gücü 20.599,5 MW’a, üretim lisansı verilen toplam güç değeri de işletmedeki santrallerle birlikte 16.518,8 MW’a ulaşmıştır.

FELAKETLERİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ HEDEFLENİYOR

Rüzgâr ve diğer yenilenebilir enerji santrallerinden yapılacak elektrik enerjisi üretiminin artması ile küresel ısınma ve çevresel felaketlerin önüne geçilmesi hedefleniyor. Hem Türkiye’de hem de Konya’da bu alanda çalışmalar yapıldığını söyleyen Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Anabilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Köse, konu hakkında Yeni Haber'e özel açıklamalarda bulundu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin toplam rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2025 Eylül ayı itibarıyla 13.841,86 MW’a ulaşmıştır. Ayrıca 2025 Temmuz sonu itibarı ile Türkiye toplam kurulu gücü bir önceki yıla göre %5,8 artış göstererek 120.162 MWe'e ulaşmıştır. Bu toplam güç içerisinde rüzgar, Kömür, Hidroelektrik, Doğalgaz ve Güneş santrallerinden sonra 5’inci sıradadır. Ancak güneş kurulu gücü yüksek olmasına rağmen verim ve kapasite faktörlerinin rüzgâr santrallerinden düşük olması nedeniyle rüzgâr santrallerinin toplam içerisindeki elektrik üretimi oranı %11,34 olurken güneş santrallerinin oranı %9,15 olarak gerçekleşmiş olup dolayısıyla rüzgâr santralleri üretimde 4’üncü sırada yer almıştır. 2025 Ocak-Temmuz arası elektrik üretim değerleri diğer kaynaklar için; toplam termik santrallerde (doğalgaz, kömür, fuel oil ve atık ısı) 111.088,6 GWh, hidroelektrikte 39.642 GWh ve jeotermalde 6.829,7 GWh, biyokütle 5.779,7 GWh, 22.162,0 ve rüzgâr 22.393,9 GWh olup Türkiye 6 aylık toplam elektrik üretimi 207.895,9 GWh olarak gerçekleşmiştir. Türkiye 2024 yılı toplam elektrik enerjisi üretim ise 348.900,0 GWh olarak gerçekleşmiş olup bir önceki yıla göre elektrik üretiminde yaklaşık %5,4 artış olmuştur.

‘HEDEFE ULAŞILMIŞ OLACAK’

Rüzgâr enerjisinin ülkemiz ve şehrimiz için önemini anlatan Köse; “2025 Eylül ayı itibarıyla Türkiye toplamında ön lisans ve lisans alınan rüzgâr santralleri toplam gücü 37.118,3 MW’a, ulaşmış olup bu değerin sadece toplam 401 santral veya lisans sahibi ile toplam kurulu elektrik gücü 13.841,86 MW’a ulaşmıştır. Türkiye toplam rüzgâr gücü potansiyeli olan 83.000 MW’ın yarısından daha azdır. Ayrıca ön lisansların lisanslanma süreleri ve santrallerin kurulum süreleri de düşünülürse belli bir zaman kaybı olacaktır. Günümüzde bunun yaklaşık yüzde 17’si kurulabilmiş durumdadır. Gelecekte rüzgâr santrallerinin ileri seviyede çevre kirliliğine sebep olan yerli linyit santrallerinin yerini alabileceği gibi, diğer ithal kömür ve taşkömürü, hatta çok daha az kirletici olan doğalgaz santrallerinin yerini de alması mümkündür. Türkiye’nin 2053 sıfır emisyon hedefine yenilenebilir enerjiler, nükleer ve depolama sistemleri desteği ile ulaşmasının mümkün olabileceği planlanmaktadır. Konya Eylül 2025 itibarı ile rüzgâr enerjisinde 7 adet santral ile toplam 323 MW kurulu güce ulaşmıştır. Bu kurulu güç Konya’nın toplam kurulabilecek rüzgâr gücü olan 1860 MW değerinin yüzde 20’si kadardır. Konya için belirlenmiş 1860 MW rüzgâr gücü kapasitesinin daha detaylı bir araştırma ile daha yüksek güçlere ulaşacağını tahmin ediyorum. Güneş enerjisi potansiyelinin de yüksek olduğu Konya için bu iki enerji kaynaklı sistem birbirini destekler ve yedekler vaziyette organize edilerek yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımı hedefine de büyük oranda ulaşılmış olunacaktır.” dedi.

‘TÜRKİYE, AVRUPA’NIN HEDEFİNE KATKI SAĞLAYACAK’

Avrupa 2030'a kadar 178 Gigavatlık yeni rüzgâr santrali kuracak. Bu projede Türkiye’nin bir etkisi olabilir mi? Avrupa rüzgâr enerjisindeki büyüme Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarını etkileyebilir mi? Sorularını yanıtlatan Köse; “Windeurope.org internet sitesindeki 2 Eylül 2025 tarihli bir rapor yazısına göre, Avrupa’nın günümüzde toplam 291 GW rüzgâr kurulu gücüne sahip olduğu bunun 254 GW’ının kara, 37 GW’ının ise deniz üstü santral şeklinde olduğu, 2025 ten 2030’a kadar her yıl 22 GW’lık bir artışla kurulu kapasitenin 344 GW’a çıkarılmasının beklendiği, ancak 2030’a kadar 425 GW hedefinin de olduğu belirtilmektedir. Burada belirttiğim windeurope.org ve diğer bazı rüzgâr enerjisi ile ilgili kuruluşların rapor ve internet sitelerinde Türkiye’nin kurulu gücü ve potansiyeli değerlerine de yer verilmekte olup genel olarak Avrupa’da rüzgâr enerjisi potansiyeli en yüksek ülke olarak belirtilmektedir.

Bu yüzden Türkiye’nin rüzgâr santrali kurulu gücünü artırması Avrupa’nın 2030 yılı hedefine ulaşmasına da katkı sağlayacaktır. Avrupa’nın rüzgâr kapasitesinin büyümesi bir bakıma Avrupa’dan temin edilen rüzgâr santrali parçalarının fiyatlarının düşmemesi kaygısını verse de artan üretim çeşitliliği sonucunda da maliyetlerde azalmalar görülebilir. Bu durum diğer yenilenebilir enerji sistemleri maliyetlerinde de görülmesi mümkündür. Avrupa ülkeleri içerisinde 2025 yılının ilk yarısında rüzgâr santrali kurulu değeri olarak 8540 MW ile Almanya birinci sırada iken 1200 MW kurulan güç ile Türkiye ikinci sırada yer almıştır. Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin (GWEC) dünya toplam rüzgâr santralleri kurulu gücü 2024 de kurulan 117 GW ile 2024 sonu itibarıyla toplam 1136 GW kurulu güce ulaşmıştır. Bu gücün dünya ülkelerine dağılımına bakıldığında toplamın %68’ine sahip olan Çin birinci sırada olup, diğerleri sırasıyla ABD, Almanya, Hindistan, Brezilya, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Kanada ve 10. Sırada Türkiye bulunmaktadır.” diye aktardı.

‘TEŞVİKLER ARTARAK DEVAM ETMELİ’

Türkiye’nin bu alanda Avrupa ülkeleri ile rekabet edebileceğini aktaran Köse; “Türkiye’de rüzgar enerji santrallerinin ilk kurulmaya başlandığı 1998 yılından günümüze kadar geçen zamanda giderek hızlanarak devam eden bir lisans alma ve kurulum geçmişine bakıldığında ve henüz toplam kurulabilecek rüzgâr gücü değerinin ilk etapta iyi yerler olarak 48.000 MW ve orta üstü yerler de eklenerek 83.000 MW gibi yüksek potansiyelin olması yatırımcıları bu sahaya yönelmeye sevk edecektir. Ayrıca net sıfır emisyon hedefi olarak 2053 yılını belirleyen Türkiye’nin bu hedefine ulaşması için de hem rüzgâr hem de güneş, biyokütle, jeotermal ve hidroelektrik gibi bütün yenilenebilir enerji kaynak potansiyellerini kullanması ve bu sistemleri de kendisinin üretir duruma gelmesi önemlidir. Bu konuda yerel üretilen bu sistem parçalarına teşvikler verilmesi bir süredir devam etmektedir. Bu teşviklerin kesilmeden artırılarak devam etmesi de ülkemiz sanayicilerinin bu sahalarda yatırımlar yaparak Avrupa ülkeleri ile daha rahat rekabet etmelerini ve ürünlerini kalite ve maliyet olarak iyileştirmelerini sağlayacaktır.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Konya Haberleri