* Hiçbir şeyiniz yokken gösterdiği sabır ve devamında ise her şeyiniz varken sergilediği tavır gerçek bir turnusol kâğıdı gibi gösterir bize gerçekleri. Ülke olarak son yıllarda tek derdimiz var. Ekonominin etkileri. Bu etkiler, işsizlik, yoksulluk, sosyal huzursuzluk ve ruh sağlığı sorunları. Şirketlerin iflas etmesi ve işten çıkarmalar. Hisse senetleri, gayrimenkul ve diğer varlıkların değerleri düşer, güven azalır. Bankaların aşırı büyümesi. Zengin fakir arasındaki farkı açılır ve sosyal adaletsizliği artırabilir.
* Bu hafta biraz da neden düzeltilemiyor ufaktan değinmek gerek. Konkordato başvuruları bu yıl rekor kıracak. Domino etkisiyle büyükten küçüğe doğru devam edecek. Gelir dağılımında çok değişik noktadayız. Türkiye'de resmi verilere göre en yüksek gelirli grubun toplam gelirden aldığı pay en düşük gelirlilerin aldığı paya göre daha fazla artıyor. 2015 İle 2024 arasında en düşük gelire sahip %20'lik grubun toplam gelirden aldığı payın sadece %0.2 artarken, en yüksek gelire sahip %20'lik grubun aldığı payın ise yaklaşık %2 arttı. Yaklaşık 10 katlık bir fark var arada ki en yüksek gelire sahip %20'lik grup toplam gelirin neredeyse yarısına sahip %48. Gelir eşitsizliği için kullanılan indikatörlerden biri olan Gini İndeksi sonuçlarıda yıllar içerisinde Türkiye'de gelir eşitsizliği arttı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün OECD verilerine göre Türkiye gelir eşitsizliğinin Şili'den sonra en kötü durumunda olduğu 2. ülke. Gençler bu durumda stabil bekliyor. İşleri giderek daralan esnaf ne yapacağını bilemiyor; KOBİ sahipleri kabus görüyor. Merkez Bankası konkordato talebinde bulunan şirketler Türkiye ekonomisinde çok büyük bir yer tutmuyor yaklaşımı sergileyince karamsarlık daha da arttı. Herhalde zor durumdaki şirketlerin sahipleri artık tümüyle gözden çıkarıldıklarını düşünmeye başladı. Vergi rekortmenleri bu dönemlerde değişiklik gösterir. Gelir İdaresi Başkanlığı, 2024 vergilendirme dönemine ilişkin yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinin değerlendirilmesi sonucunda Türkiye genelinde en fazla vergi beyan eden 100 mükellef listesini açıkladı. En fazla gelir vergisi beyan eden mükellef listesinin ilk sırasındaki rekortmen Baykar Başkanı Selçuk Bayraktar oldu. Bayraktar'a, 2024 yılında 2.767.587.718,39 lira vergi tahakkuk etti. Listedeki ikinci isim de 2.528.619.921,05 lira ile Baykar Genel Müdürü Lütfü Haluk Bayraktar oldu. Böylece Türkiye'nin vergi rekortmenleri listesinde ilk iki sırayı teknoloji firması Baykar'ın yöneticileri paylaştı. Selçuk ve Haluk Bayraktar, 2021'den 2024'e kadar arka arkaya en çok gelir vergisi ödeyen kişiler oldu. Üçüncü sıradaki isim açıklanmazken, dördüncü sırada 757.755.302,12 lira vergi tahakkuk eden Koç Holding Şeref Başkanı Mustafa Rahmi Koç oldu. Listenin 5, 6, 7, 8 ve 9'uncu sırasındaki mükellefler isimlerinin açıklanmasını istemezken, 10'uncu sırada 372.720.505,24 lira vergi tahakkuk eden Erman Ilıcak yer aldı.11'inci sıradaki isim açıklanmadı. 12'inci sırada ise 356.169.109,88 lira vergi tahakkuk eden Mehmet Ömer Koç yer aldı. Garip olan ismi açıklanmayanlar her yıl daha da çoğalıyor. 79 Kişi listede yok 21 kişi var sadece.
* 15-34 Yaş grubu genç nüfus sayılır. TÜİK’in açıkladığı veriler, bu yaş grubundaki nüfusun yılın ikinci çeyreği itibarıyla 24 milyon olduğunu ve bu 24 milyon kişinin 6,5 milyonunun ne eğitimine devam ettiğini, ne çalıştığını gösteriyor. Yani 6,5 milyon kişi ne eğitimde, ne istihdamda, kısaca NENİ Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne de Yetiştirmede. Bu 6,5 milyon genç boşta geziyor. Oran %27. Her 100 gençten 27’si ne okuyor, ne çalışıyor; adeta hiçbir şey yapmıyor. Bu yaş grubunda yükseköğretim görmüş olanların%28’i işsiz. Bu oranı yorumlarken şu hataya düşmemek gerekiyor. Daha üniversite eğitimi devam eden milyonlarca genç var, işsizlik tabii ki yüksek görünür denilemez; çünkü unutulmasın, bu oran ne eğitimde ne istihdamda olanları kapsıyor. Dolayısıyla hâlâ eğitimine devam edenler zaten bu değerlendirme içinde yer almıyor.
* Yasaklar ekonominin iyi olması için gibi gözüküyor. Kamu ve özel olarak bakıldığı zaman kamu ne yaptı örnek olarak göremiyoruz. 5G gelecekmiş gelecek yıl. Starlink yasak ülkemizde. Operatörler her bakımdan sınıfta kalıyor. Ülkece bu 3 operatörden çok sıkıntı çekiyoruz. İnternet ve haberleşmede çok para ödediğimiz halde aldığımız hizmet 2G civarında. Gelişmek için yasaklar konulması ben yapamıyorum yapılmış olana vergi koyarak gelmesini zorlaştırıyoruz eğer bu olamaz gibiyse yasak konarak ülkece geri kalmamız sağlanıyor. 4 Yıl içinde yasak kalmayacak. Dünya çok hızlı değişiyor. Kuzey Kore değiliz. Olamayız. Sabırlıyız hiçbir şeyimiz yokken…
*Sonuç olarak, yapılan eserlere biçilen 20-30-40 yıllık ömürler genelde daha az sürede işlevini yitiriyor. Bilimden uzak olan üst yöneticiler zekâ yönünden bence ortalamadan da aşağıda olabilir. Ehliyet için son gün nasıl uzatıldı. Herkesin ehliyeti olan bir ülkede bu kadar kaza nasıl olabiliyor basitçe anlattım. Sabır ve tavır ülkece güzel özelliğimiz fakat bizden olmayan bizden gözüken aslen başka ülkeden gelenleri gözlemleyin. Uzaylıları nasıl fark edersiniz.