Seçmen balık hafızalı mı?

İsmail Yaşa

CHP eski milletvekillerinden biri geçenlerde katıldığı televizyon programında Kemal Kılıçdaroğlu’nun oldukça dindar ve mütevazı bir insan olduğunu söyledikten sonra, “İbadetini yapar. Ben hacca gittiğimde, yanına gittiğimde, inanın samimi söylüyorum, Kuran-ı Kerim’i ezbere biliyor. Ayetleriyle birlikte ezbere biliyor” demiş.

Koskoca ülkede buna inanan çıkar mı bilmiyorum fakat bu açıklamanın ardından “Dersimli Hafız Kemal”den şöyle güzel bir aşr-ı şerif okumasını beklemek hakkımız olsa gerek.

Tilaveti güzel mi, tecvidi ve mahreçleri düzgün mü, örneğin “ayn” harfini vs. tam olarak çıkarabiliyor mu?

Kılıçdaroğlu en azından Fatiha Suresi’ni okuyarak kamuoyunun merakını giderebilir.

CHP Genel Başkanı gelecek yaz yapılacak seçimlerde “Güçlendirilmiş 28 Şubat İttifakı”nın cumhurbaşkanı adayı olabilmek ve her kesimden oy alarak seçimi kazanacağına ortaklarını ikna edebilmek için oldukça ilginç bir strateji takip ediyor.

Mesela geçenlerde elinde Seyyid Kutub’un “Yoldaki İşaretler” kitabıyla poz verdi.

Başörtüsü sorununu çözmek için Meclis’e yasa teklifi sunacaklarını anlattığı video kaydında da önünde Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları” kitabı duruyordu.

Kılıçdaroğlu’na kim akıl veriyorsa onu bu tür pozlarla İslamcıların ve milliyetçi Türklerin oylarını alabileceğine inandırmış olmalı.

İslamcılar CHP Genel Başkanı’nın önünde Seyyid Kutub’un kitabını görünce kendisinin ve partisinin sicilini unutuverecekler.

Tek parti döneminde CHP’nin bu millete yaptığı zulmü, bir zamanlar Kur’an öğrenmenin ve öğretmenin yasak olduğunu, ezanın yıllarca Türkçe okunduğunu hiç hatırlamayacaklar.

Milliyetçi Türkler masasında Ziya Gökalp’in kitabı olduğunu fark edince, “Ne milliyetçi bir lider!” diyecekler.

Aynı masada yakın geçmişte CHP’nin hazırladığı ve terör örgütü PKK militanlarını “gazeteci” gibi göstererek aklamaya çalıştığı “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nun olduğunu hiç düşünmeyecekler.

Kılıçdaroğlu bir gün Yozgat’ta “Kandil’i yıkma sözü” verecek.

Ertesi günü terörle mücadele için sınır ötesi operasyona ret oyu verecek ve Van’da Selahattin Demirtaş’a özgürlük isteyecek.

Daha dün başörtüsü için “bir metrekarelik bez parçası” dediğini ve başörtüsü yasağını kaldıran yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne koştuğunu unutan muhafazakâr seçmen Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısına koşarak katılacak.

Bu durumda, nereden bakarsanız bakın, seçimlerin ilk turunda yüzde 50’den çok daha fazlası garanti demektir.

Öyle mi?

CHP Genel Başkanı seçmenin balık hafızalı ve çok saf olduğuna inanıyor olmalı.

Bu arada, yaşadıklarını çabuk unutan ve hatırlamayanlar için hâlâ “balık hafızalı” ifadesi kullanılsa da bilim adamları balıkların hafızalarının sanıldığı gibi 3 saniyelik olmadığını, 4-5 ay öncesine ait bilgileri hatırlayabildiklerini söylüyor.

Kılıçdaroğlu ve akıl hocaları, seçmenin balık olmadığını ve 4-5 aydan çok öncesini unutmadığını, hatta babasının ve dedesinin zamanında neler yaşandığını dahi bildiğini göz ardı etmeye devam ederlerse daha çok komik duruma düşer, alay konusu olurlar.

Türkiye’de bugün başörtüsü sorunu yoksa bunu mevcut siyasi iktidarın sağladığı atmosfere borçluyuz.

CHP Meclis’e oldukça muğlak ifadeler içeren bir yasa tasarısı sundu fakat yarın - Allah korusun - iktidar değişirse o yasanın hiçbir önemi olmayacağını ve çok kolay değiştirilebileceğini ya da keyfi şekilde yorumlanabileceğini biliyoruz.

Ana muhalefet partisi lideri bu milleti seçime üç-beş gün kala basit algı oyunlarıyla kandırabileceğini sanıyorsa fena halde yanılıyor.