İsrail’in Gazze’de soykırıma varan saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana, Türkiye kamuoyunda dikkat çekici bir algı operasyonu yürütüldüğüne değinen Selçuk ÜniversitesiTarih Bölümü’nde doktora eğitimine devam eden Azerbaycanlı Senan Kazımoğlu, İsrail’in işlediği savaş suçları yerine, bu süreçte Azerbaycan’ın hedefe konulması; medya ve sosyal medya üzerinden sistematik bir karalama kampanyasının devreye sokulduğunu, kullanılan dil ve üslup incelendiğinde Gazze’deki katliamların sorumlusu İsrail değilmiş de Azerbaycan’mış gibi bir tablo çizildiğine vurgu yaptı.
İlk Karabağ Savaşı’ndan başlayarak 30 yıllık süreç içerisinde dünyadaki Ermeni lobisinin Azerbaycan aleyhinde yürüttüğü kampanyalar karşısında İsrail’in yanlarında olmasının kendileri tarafından takdirle karşılandığını, 30 yıl önce Karabağ Savaşı’nda savaşan Ermenilerin Filistin kamplarında eğitim alarak Hocalı katliamını yapmalarının ilişkilerde önemli bir ,yer tuttuğuna değinen Kazımoğlu, Azerbaycan’daki 3 bin civarında olan Dağ Yahudilerinin ilişkilerde önemli bir unsur olarak öne çıktığını söyleyerek, “7 Ekim 2023’ten bu yana Azerbaycan devleti, resmî kanallar aracılığıyla defalarca Filistin halkının yanında olduğunu açıkça beyan etti. Bu açıklamalar; Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, hükümet yetkilileri ve devlet kurumları tarafından yapıldı. Söz konusu açıklamaların bir kısmı Anadolu Ajansı ve TRT tarafından da yayımlandı.”
GERÇEKLER İDDİALARLA ÖRTÜŞMÜYOR
7 Ekim sonrası İsrail-Filistin çatışmaları bağlamında Azerbaycan’ın resmi politikasını gündeme getiren Kazımoğlu, Azerbaycan’ın Filistin halkını desteklediğini, resmi açıklamalar ve insani yardımlar üzerinden örneklerle ortaya koyarak bazı yanlış algıların aksine Azerbaycan’ın Filistin’e destek verdiğini, Azerbaycan’ı hedef alan algı içerikleri ve düşmanlık dilinin dolaşıma sokuldu: “Türkiye’de sosyal medya mecralarında Azerbaycan’a yönelik hakaret ve nefret söylemleri artık sıradan hâle gelmiş durumda. Bu tablo, yalnızca bireysel tepkilerle açıklanamayacak kadar organize bir görüntü arz ediyor. Nitekim bu rahatsızlık, artık Azerbaycanlı gazeteciler ve yetkililer tarafından da açıkça dile getiriliyor.”
MEDYADA NEFRET DİLİ TIRMANDIRILIYOR
Kazımoğlu, “Azerbaycan defalarca Filistin’in yanında olduğunu açıkladı.Azerbaycan Cumhuriyeti, Filistin konusundaki tutumunu bir kez daha resmî olarak ortaya koydu. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’nın resmî sitesinde yayımlanan açıklamada, Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Oturumu’nda yaptığı konuşmada; Gazze’de yaşanan insani felaketin endişe verici boyutlara ulaştığı, sivillerin ölümüne yol açan güç kullanımının kabul edilemez olduğu, ateşkesin korunmasının hayati önem taşıdığı vurgulandı. Azerbaycan’ın meselenin iki devletli çözüm temelinde ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesini desteklediği açıkça ifade edildi. Azerbaycan’ın 2023’ten bu yana Filistin halkı için 2 milyon dolar insani yardım sağladığı, Filistinli öğrencilere eğitim bursları verdiği ve Nablus’ta okul inşa etme taahhüdünde bulunduğu da kamuoyuna duyuruldu. Bu açıklamalar, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’nın resmî internet sitesinde hâlen yer almaktadır.”
FİLİSTİN DAVASI ÜZERİNDEN KARDEŞLİK HEDEF ALINIYOR
Türkiye’deki en büyük yatırımı yapan SOCAR’a yönelik saldırı ve sonrasında yapılan açıklamalar ise meselenin başka bir boyutunu gözler önüne serdiğine dikkat çeken Kazımoğlu, açıklamalarda kullanılan “Türkiye halkı”, “Azerbaycan halkı” gibi ayrıştırıcı ifadeler, masum bir dil değildir. Bu söylem, bilinen marjinal yapıların ve bölücü örgütlerin kullandığı dil ile birebir örtüştüğünü, bu tür ifadelerin Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliği hedef alarak toplumsal birlik fikrini zedelemeyi amaçlamaktadır : “SOCAR Türkiye şirketi yaptığı açıklamada tedarik şirketlerinin ham petrolü hangi ülkelere hangi amaçlarla sattığını kontrol etme ve müdahale etme haklarının olmadığını, ürünlerin serbest piyasa çerçevesinde satıldığını beyan etmektedir. Fakat uluslararası hukuka göre taşıyıcı şirketin kime ne sattığına SOCAR karışamaz. Hal mantığı gibi düşünün; Konya’da hale satılan sebze ve meyvelerin hırsıza, uğursuza veya temiz insanlara mı satılacağını çiftçi karışamaz. Türkiye’ye ve Azerbaycan’a düşmanlık eden çevrelerle bu gruplar aynı noktada buluşmaktadır.Filistin ve Gazze meselesi, yalnızca İslam dünyasının değil tüm insanlığın ortak meselesidir. İsrail’in işlediği suçlar karşısında sessiz kalınamaz. Ancak bu haklı duruş, provokasyonlara alet edilerek Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini hedef alan bir çizgiye sürüklenmemelidir.”
AZERBAYCAN’IN FİLİSTİN DAVASINA DESTEĞİ
Azerbaycan, BM’de yapılan oylamalarda Filistin lehine oy kullanmıştır. Filistin Devleti ile diplomatik ilişkiler, 1992 yılında kurulmuştur. Bugün Filistin’in Bakü’de büyükelçiliği bulunmaktadır ve bayrağı dalgalanmaktadır. İsrail’in Filistin’deki katliamlarında açık şekilde Filistin lehine kararlar da almıştır. Hatta BM’deki son oylamada Azerbaycan, Filistin lehine ve İsrail aleyhine oy kullandı. Netenyahu BM’de konuşma yaparken Azerbaycanlı delegelerin salon dışına çıkmadığı ve onu alkışladığını görüntüler eşliğinde ele alan Kazımoğlu, bu fotoğrafın kaynağının farklı olduğunu Eurovizyon Şarkı Yarışması’nda oyların İsrail tarafından siber saldırı yoluyla çalındığını Azerbaycan ile birlikte 12 tam puan veren Belçika, İspanya gibi ülkelerin bu durumdan rahatsızlık duyduklarını ifade ederek tüm bu gerçekler ortadayken Azerbaycan’ın Filistin meselesinde İsrail’i desteklediğini iddia etmek , algı üretimi ve iftira olduğuna değindi: “Bugün bile Azerbaycan Türkleri için kutsal sayılan şehitliklerde, şehit mezarlarında ve resimlerde Azerbaycan bayrağının yanında Türkiye bayrağı dalgalanıyor. İkinci Karabağ Savaşı’nda kurtarılan her karış toprağa Azerbaycan ile Türkiye bayrakları asıldı. Savaşta şehit olan askerlerimiz Azerbaycan ve Türkiye bayraklarıyla uğurlandı.” dedi.
Sohbetin soru cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Muammer Yavuz, Salim Gürbüz tarafından Senan Kazımoğlu’na dernek plaketi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Toplantı sonunda yapılan olağanüstü kongrede Yönetim Kurulu Asıl Üyeliklerine Önder Kutlu,Mustafa Dündar, Muzaffer Tulukçu, Ahmet Uğur, Halil Kayhan, Mustafa Yılmaz, Mehmet Koç; Denetim Kurulu Üyeliklerine Abdurrahman Özdil, Halil Öztoprak ve Tevfik Gazel seçilmişlerdir.