SİSTEM SANCILARI

Murat Güçlü

Türkiye’de son zamanlarda Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında kamuoyuna yansıyan bir takım ihtilaflar veya uyumsuzluklar gündemi işgal ediyor. Bunlar Cumhurbaşkanı, Başbakan veya hükümet üyelerinin şahıslarından kaynaklanan sıkıntılardan ziyade Türkiye’deki cari sistemden kaynaklanmaktadır. Çift başlı yürütmede güçlü karakterli bir Cumhurbaşkanı olduğunda ister istemez hükümetin görev alanına müdahalesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Hele Türkiye gibi siyasetin sert ve keskin yapıldığı bir ülkede bu durum daha da bariz olarak ortaya çıkmaktadır.

Çift başlı yürütmede bu tip yetki ve görev karışıklıkları işin doğasında bulunmaktadır. Hele bir de halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olduğunda bu müdahale hem daha fazla olmakta hem de meşruluğu artmaktadır. Tüm bunların üstüne bir de Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lideri eklediğinizde sadece temsil makamında bulunan ve icraata müdahale etmeyen bir Cumhurbaşkanı beklemek hayaldir. Hayal olduğu gibi böyle bir beklenti doğru da değildir. Hem halk tarafından seçilecek hem elinde birçok yetki bulunacak hem de bunu kullanmasın denilecek.

Diğer tarafta asıl olarak dümenin başında olan bir hükümet var. Yeni bir liderle yola devam eden ve kısa bir süre sonra seçime girecek ve halktan yeniden yetki talep edecek bir hükümet. Tabii ki hükümet de yetkilerini kullanmak isteyecek ve ülkeyi yönetemeye çalışacaktır.

Burada sıkıntı çift başlılıktan çıkmaktadır. Ülke yönetiminin selameti açısından güçlü yürütme önemlidir. Bunun Başbakan ve Cumhurbaşkanında olması yahut Başkanlık sistemine geçilmesi tartışılabilir bir husustur. Bu yazının konusu da değildir. Ülkemiz için en sağlıklı işleyecek sistemin haya ta geçirilmesi gerekmektedir.

Sistemden kaynaklanan sıkıntıları görmezden gelip sadece Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında şahsi bir ihtilaf olduğunu zannetmek bizleri yanıltır.  Böyle bir kavga ve ayrışma bekleyenler boşuna beklemesinler. Bu şahısların hepsi gerektiğinde geri adım atmasını da birbirlerini desteklemesini de bilirler. Milletin ve devletin menfaatini kendi menfaatlerinden önde tutmaktadırlar, ben ve birçok insana buna inanmaktadır.

Türkiye 100 sene sonra Çanakkale’nin intikamını almaya çalışmaktadır. Çanakkale değil sadece 1. Dünya Harbi, Balkanlar, Trablusgarp, Yemen… Ümmet için yeniden bir diriliş çağrısı yapmaktadır Türkiye… Kimse şahsi küçük ikbal ve iktidar hevesleri için bunun durdurmaya yahut tehir etmeye yeltenmemelidir. Yoksa hem mahkemeyi kübrada hem de tarih önünde hesabını veremez…