SİYASETTE GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER

Prof. Dr. Önder Kutlu

Devlete ve siyasete olan vatandaş güveninin artırılabileceğini dünkü yazımızda ifade etmiştik. Güvenin, psikolojik bir durum olması hasebiyle, seviyesinde artış sağlanabileceğini de söylemiştik. Siyasi platformda etkili olan şahıslar, kurumlar ve sistem aktörleri bilinçli tercihler doğrultusunda atacakları adımlarla kendilerine olan güveni artırabilirler.

Meselenin Türkiye ve Konya’da gerektiği ölçüde tartışıldığını, bilinçli tercihlerle değerlendirildiğini söylemek imkânsız. Yani, güven meselesi ilgili aktörler tarafından yeterince ciddiye alınmıyor.

‘Güven nasıl artırılır’ sorusunun bir cevabı var aslında. Bu tedbirler sadece kişi ve kurumlara olan güveni artırmada noktasında değil, uluslararası ilişkiler ve çok daha tartışmalı durumlarda da kullanılabilir. Güven sadece normal zamanların bir adımı değil, çekişme, kavga ve dövüş anlarında dahi kullanılabilecek bir değişkendir.

Tedbirler, bugünlerde siyasi partilerde aday adayı olan, kendilerini topluma ve karar vericilere ‘takdim’ etmek isteyenlere bile yararlı olabilecek adımlardır. Bu nedenle daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu tedbirleri/adımları şu şekilde sıralamak mümkün: Bağımsız süreçler oluşturma, katılımcılığın artırılması, bilgi ve veri bankaları teşkil edilmesi, performansın artırılması, şeffaflık sağlama, güvenilir kimselerin destek beyanları, yeni kurumsal yapılar oluşturulması ve yeni düzenlemeler yapılması.

Bağımsız süreçler oluşturulması siyasette çok yaygın bir durumdur. Profesyonelleşme, kurumsallaşma ve bireysel tercihlerden toplumsal yönelimlere ağırlığı kaydırmak için çok önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Standardizasyon sağlaması nedeniyle topluma güven verir. İnsanlar keyfilik olmayacağı, herkese adil muamele yapılacağı konusunda inandırılırlar. Aday adayları adalete ve toplumsal tercihlere önem verdiklerini gösterirlerse güven artırılabilir.

Katılımcılık arttıkça bireyler sisteme, kişilere ve kurumlara daha fazla itibar ederler. Tecrübe gösteriyor ki insanlar toplumsal meselelerde görüşleri ne kadar çok alınırsa, görüşlerine ne kadar çok itibar edilirse, sisteme ve kurumlara o kadar fazla güvenirler. Dikkate alındıkları hissi verilen şahısların güven derecesi fazla olur. Aday adayları toplumda hatırlı kişilerle istişare ederlerse, görüşlerine başvururlarsa güven verebilirler.

Bilgi ve veri bankaları teşkil edilmesi yoluyla toplumun sistemle ve kurumlarıyla ilgili bilgilere kolayca ulaşabilecekleri hissi verirse, güven seviyesi de artabilir. Karar vericiler ve uygulayıcılar bilgiye ulaşma imkânına sahip olabileceklerini düşünürlerse inanma, güvenme eğilimleri yüksek olur. Aday adayları topluma kendileriyle ilgili ne kadar çok bilgi verirler, olumlu yönlerini ne kadar çok ifade ederlerse kendilerine olan güven derecesini artırmış olurlar.

Performansın artırılması, arttığının görülmesi ve gösterilmesi durumunda şahısların güven dereceleri yükselir. Yaptığı işinde başarılı olduğu bilinen şahıslara karşı genellikle toplumda pozitif kanaat ortaya çıkar. Aday adayları bu nedenle siyaset dışındaki hayatlarında başarılı olduklarını gösterirlerse, toplumsal destekleri daha yüksek olabilir. Anket neticeleri, ortaya konulacak başarı göstergeleri şahısların güven seviyelerini etkiler.

Şeffaflık sağlama, güven derecesini artırabilecek bir faktördür. Şahıslar, kurumlar ve sistem aktörleri ideoloji, inanç ve değerlerini toplumla paylaşır, her şey toplumun gözü önünde cereyan ederse güven miktarı artacaktır. Saydamlık güveni artırır. Adaylar toplumca iyi karşılanan, tercih edilen bilgi ve belgeleri topluma açmalıdırlar. Kendileriyle ilgili bilgi vermekten çekinmemeleri gerekir.

Güvenilir kimselerin destek beyanları güven artırabilir. Uygulamada çok yaygın şekilde kullanılan ve etkisi yüksek bir adımdır. Her gün televizyonlara çıkıp, yorum yapan ve herhangi bir konuda destek ya da eleştirilerini beyan eden güvenilir kimselerin fikirleri son derece önemlidir. Güven derecesinin artma ya da eksilmesinde destek beyanını kimin verdiği belirleyici bir faktördür. Destek bazen güvensizlik getirebilir, bazense güven. Aday adayları bu yöntemi yaygın şekilde kullanabilirler. Bu bir nevi kefalet anlamına gelir. Destek beyanı veren, verilene kefil olmaktadır.

Yeni kurumsal yapılar oluşturulması, eğer eski durumdan hoşnutsuzluk varsa, mevcut performans ve çıktılar tatmin edici düzeyde değilse, olumlu sonuç doğurma ihtimali yüksek bir adım olacaktır. ‘Yeni’ bir şey yaparsanız, toplum genellikle bunu takdir eder. ‘Yeni’ fikri, genel anlamda olumludur. Zira kullanılan kavram caziptir. ‘Eski’ genellikle pörsümüş, parlaklığını yitirmiş şeklinde değerlendirilmektedir de ondan.

Yeni düzenlemeler yapılması toplumsal güveni artırmanın bir aracıdır. Yeni bir adım atma, yeni yöntemleri kullanma ve başarı için çabalama anlamına geleceği için uygulamada tercih edilir. Şahıslara, kurumlara ve sisteme ilişkin yeni çabalar, yeni yol ve yöntemler uygulamaya konulacağı için toplumun güveni genellikle artar.

Görüldüğü gibi bu tedbirler bilinçli tercihlerle ve olumlu netice almak için kullanılırsa, toplumun güvenini artırabilir. Aksi durumdaysa, olumsuz netice alınır. Güven seviyesi düşebilir.

Aynı tedbirleri kurumlar ve sistemler de alabilirler. Şeffaflık, destek beyanı, performans göstergesi, yeni yapı ve düzenlemeler, bağımsız süreçler, katılımcılık ve veri/bilgi bankaları sisteme ve kurumlara olan güveni artırabilir.

Gelelim Konya meselesine. Konya’da pek çok kurum bu tedbirlerden habersiz. Güven süreçlerini yönetemiyorlar. Sözgelimi 6360 sayılı kanun radikal düzenlemeler getirdi, yepyeni bir sistem öngördü, ama konuyla alakalı hiçbir adım atıldığını ne gördük ne de duyduk. Eski sistemin yeni duruma hizmet etmesini bekliyoruz.

Güven konusu ihmal edilemeyecek kadar hayati bir meseledir.

Türkiye, Konya ve aday adayları konuyu ciddiye alsalar iyi olur.

Yukarıda sıraladığımız tüm tedbirlerin özeti, toplumu önemsemekten geçer.

Toplum, seçmen, insanlar ne kadar çok dikkate alınırsa, netice de o kadar olumlu olacaktır.