Sorum(n)lu habercilik!

Seyfullah Koyuncu
Türkiye’de son birkaç aydır yalan, çarpıtma, eksik veyahut da beka dışı habercilik giderek yaygınlaşmaya başladı. Yabancı basın kuruluşlarının Türkiye temsilciliği bir anda mantar gibi türemeye başladı.
 
Yabancı menşeli basın kuruluşları tabi ki ait oldukları ülkelerin menfaatlerine yönelik haberler yapıyor, haberlerinin kurguları bu yönde oluyor. Bunun en iyi örneğini son olarak Rus Haber Ajansı Sputnik’in bir haberinde gördük. Haberde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib yönünde ilerleyen konvoyunun Rus İHA’ları tarafından çekilen görüntüleri paylaşılmıştı. Haberin başlığında da ‘Türk konvoyu İdlib’e ilerlerken havadan böyle görüntülendi!’ denilmişti.
 
Rusya aslında Sputnik aracılığıyla Türkiye’ye gözdağı vermek istemişti. Hadi Rusları anlarım, bir amaçları var ama ya kendisini Türk medyası olarak gösterenlere ne demeli?
 
Aynı haberi mesela Birgün Gazetesi, ‘Rusya, İdlib'e ilerleyen Türk askeri konvoyunun görüntülerini paylaştı’ başlığıyla verdi. Birgün’ün mahalle arkadaşı diğer basın kuruluşları da benzer başlıkla yayınladı haberi. Burada yapılan haberle aslında Rusya’ya hizmet ettiklerinin farkında olmayacak kadar acemi değillerdir diye düşünüyorum.
 
Yine Rupert Murdoch’a ait olan ABD menşeili FOX TV de son zamanlarda yaptığı yalan ve çarpıtma haberlerle adeta rekorlar kırıyor.
 
FOX TV, son olarak emeklilerin maaşından kesinti yapılacak yalanıyla gündeme geldi. SGK tarafından haber anında yalanlandı. Yine FOX TV; deprem üzerinden bile yalan haber yayınladı. Fatih Portakal, 26 Eylül'de merkez üssü Silivri açıkları olan 5.8 büyüklüğünde depremin ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun deprem çalışmalarına çağrılmadığı iddiasında bulundu. İstanbul Valiliği ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, iddiayı yalanladı. Fox TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal, 6 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan ana haber bülteninde, Libya'ya asker gönderdiği için Türkiye'yi emperyalist bir ülke olmakla suçladı ve Türkiye'nin Libya'ya girişteki tek amacının doğalgaz ve petrol olduğu iftirasında bulundu. Bu iftiraya RTÜK tarafından sağlam bir ceza uygulandı ama FOX TV yalan operasyonunu o kadar hızlı yürütüyor ki inanın buraya sığdıramıyorum.
 
Fatih Portakal’ın o iftirası hariç bu yalanlara karşı doğru düzgün yaptırım uygulanmıyor. Bu konuda devletimizin acilen bir çözüm bulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çamur atılınca izi çıkmıyor.
 
Yine dünün gündemi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Libya’daki şehitlerimizle ilgili kullandığı ‘Birkaç şehidimiz var’ ifadesi ile ilgili olarak hem CHP hem de bu medya kuruluşlarında çeşitli spekülasyonlar vardı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o ifadeyi kullanmasının bence olası iki sebebi var.
 
Birincisi: Türkiye son 5-6 yıldır özellikle dış istihbaratta çok önemli hamleler yapıyor. Suriye’de, Irak’ta, Balkanlar’da ve dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Libya’da da Milli İstihbarat Teşkilatımızın etkinliği önemli boyutlara ulaşmış durumda. Libya’da sadece cephe savaşı değil, aynı zamanda istihbarat savaşı da var. Muhtemeldir ki Libya’da şehit olan kahramanlarımız MİT mensubu yiğitlerimizdir. MİT veya istihbarat birimlerinde görev yapıp şehit düşenlere aileleri deşifre olmasın diye cenaze töreni yapılmıyor. Sessiz sedasız defnediliyorlar. Devletimiz onların ismini de açıklamıyor. Ülkemizin pek çok ‘İsimsiz’ kahramanı gibi onlar da bizim gizli kahramanlarımızdır. Tören yapılamaması şehitliklerinden bir şey kaybettirmez. Allah, hepsinden razı olsun.
 
İkincisi: Libya’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 2 şehit olduğu gibi Suriye Milli Ordusundan da şehitler vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrı ayrı cümleler kurup, bizden şöyle Suriye'den şöyle diye detaylandırmamak için o telaffuzu kullanmak durumunda kaldı.
 
Son olarak bir de bu konuda konuşacak, bu kelimeye itiraz edecek son halka CHP’dir…
 
BAŞKAN ALTAY’IN UYARISI ÇOK ÖNEMLİ
 
Dün sabah Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen medya buluşmalarında Başkan Uğur İbrahim Altay Konya gündemine dair bazı gelişmeleri bizlerle paylaştı.
 
Başkan Altay’ın soru cevap kısmında ise basın mensuplarına bir hatırlatması vardı. Aslında Başkan Altay’ın söylediği cümle bir hatırlatmadan ziyade bir uyarı niteliğindeydi diyebilirim.
 
Geçtiğimiz günlerde Derebucak’ta yaşanan depremin ardından bazı basın kuruluşlarında ve sosyal medyada bu konu oldukça köpürtüldü. Ortada ağır hasarı olan bir bina veyahut depremde bir can kaybı olmamasına rağmen konu hakkında değişik spekülasyonlar yapıldı.
 
Hele bir de komplo teorileriyle süslenen felaket haberleri var ki, onlara ne diyeceğimi bilemiyorum. Depremle, fay hattıyla veyahut benzer konularla ilgili yapılan olumsuz varsayımsal haberlerin bir sonucu olduğunu da herkes aklından çıkarmamalı.
 
Konya, deprem riski en düşük illerden birisi. Buna rağmen tabi ki her türlü önlemi almak hepimizin görevi. Konya’nın bu güvenlikli özelliği yatırımcılar için önemli bir kıstas. İş adamları, doğal afetlerden uzak, ulaşımı kolay, iş gücü yüksek bölgelere yatırım yapmak isterler. İşte Konya’da o bölgelerden biri.
 
Fakat yapılan olumsuz algı, bu yatırımların önüne set çekebilir. Zaten Başkan Altay da bunu ifade etti. Deprem güvenliği nedeniyle Konya’ya yatırım yapmak isteyen iş adamlarının olduğunu ve basının bu tarz haberleri yaparken daha sorumlu davranması gerektiğini hatırlattı.
 
Haberlerimizi yaparken, yanlışı eleştireceğiz, hatayı bulacağız ama ülke ve şehir menfaatlerimizi de bir kenara bırakmayacağız.
 
Basın özgürlüğü ya da objektiflik konusunda ders verenlere de yukarıda anlattığım Sputnik örneğini hatırlatmak isterim. Medyanın gücünü küçümsememek gerekir!...