Türkiye’nin orman yangınlarıyla amansız mücadelesi sürüyor. Dile kolay, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın açıklamasına göre Türkiye bir günde, 36'sı ormanlık alanda 48'i de orman dışı alanda olmak üzere 84 yangınla mücadele etti.
Tüm Akdeniz kuşağı ülkelerinde aynı mücadele sürerken bu mücadelelerin en zorlusunu Türkiye verdi.
AFAD, 10 ilde meydana gelen yangınlarda 53 yerleşim yerinin boşaltıldığını duyurdu. 5 bin 400 personel, 119 hava aracı, bin 537 kara aracı ile yangınlara müdahale edildiği öğrenildi.
Ülkemiz bir taraftan orman yangınlarıyla mücadele ederken bir taraftan da yanan ormanlarımızı her defasında istismar eden güruhun yalanlarıyla mücadele ediyor. Orman yangınlarından siyasi rant çıkarmaya çalışan kesimin derdi ağaçlar ya da ormanlarımızdaki canlılar olsa gam yemeyeceğim.
Tek dertleri bağcıyı dövmek.
Türkiye’nin orman yangınlarındaki mücadelesinde yangın söndürme uçağı ve helikopteri sayısında yetersiz olduğunu söyleyenler, gerçek tabloyu görmezlikten geliyor. Durum aslında hiç de onların dedikleri gibi değil.
Türkiye, yangın söndürme uçağı ve helikopteri sayısında Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor.
27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter sayısı ve 14 İHA sayısıyla Avrupa’da açık ara önde olan Türkiye’ye en yakın ülke 23 uçak ve 37 helikopter sayısıyla Fransa. Diğer Avrupa ülkelerini bu listeye almaya gerek bile duymuyorum. Çünkü fark o derece açık.
Hal böyleyken, Türkiye’yi bu alanda yetersiz görenlerin dediklerinin pek de bir önemi kalmıyor.
Ama illa bir noktayı eleştireceksek insanımızı eleştirmemiz gerektiğine inanıyorum.
İçtiği sigaranın izmaritini sağına soluna bakmadan camdan atan, yaktığı mangalın külünü söndürmekten aciz, içtiği sodanın veya suyun şişesini gelişi güzel ormanlara atan insanımıza da bir şeyler söylemek lazım.
Bu konuda ne yazık ki oldukça bilinçsiziz.
Orman ve ağaç sevginin hem ailede hem de ilk okulda verilmesinin önemi bu noktada ortaya çıkıyor. Bu konuda toplumsal olarak bir reaksiyon almamız gerektiği aşikar.
Öte yandan itfaiyecilik eğitimi konusunda da belediyelerimize ve kurumlarımıza çok büyük işler düşüyor. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin bu anlamda çok güzel çalışmaları olduğu biliyorum.
Mesela okul öncesi öğrencilerine düzenlenen itfaiye gezileri ‘ağaç yaşken eğilir’ atasözünün gereğini yerine getiriyor.
Öte yandan bir diğer örnek proje de gönüllü itfaiyecilik kursu.
Konya'da Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Gönüllü İtfaiyecilik Projesi, kırsal mahallelerde çıkan yangınlara ilk müdahalenin hızlı ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlıyor. 31 ilçeye bağlı 615 kırsal mahallede toplam 2 bin 208 gönüllüye verilen su tankerleriyle, yangınların büyümeden söndürülmesi sağlanıyor.
Yangın anında hızlı müdahaleyi mümkün kılmak amacıyla traktörlere entegre edilebilen 3 ton kapasiteli 615 yangın söndürme su tankeri de mahallelere teslim edildi. Eğitim alan gönüllü itfaiyeciler, teslim edilen tankerler ile bugüne kadar 7 bin 390 yangına müdahale etti.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin bu projesi tüm Türkiye’ye entegre edilmeli diye düşünüyorum.
Özetle, orman yangınlarıyla mücadele için yangınların çıkmasını beklemek yerine, yangınların çıkmaması, çıkarsa da hızla müdahale edebilme yetkinliğinin sağlanması çok daha isabetli olacaktır.
Yeşil Vatan’ımızın farklı bölgelerinde devam eden ve en kısa sürede hayırlı haberler almayı dilediğimiz yangın söndürme çalışmalarında yüreğini ortaya koyan, canla başla görev yapan kahramanlarımıza Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum. Allah yardımcıları olsun.
Yangınlarla mücadelede şehit olan tüm kahramanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Ruhları şad olsun.