Ruh sağlığına yönelik farkındalık son yıllarda giderek artmış olsa da, hâlâ birçok kişi için terapiye başlamak kolay bir adım değildir. “Kendi kendime halledebilirim”, “Benim durumum o kadar ciddi değil” veya “Terapiye gitmek zayıflık göstergesidir” gibi düşünceler, bireylerin yardım arama davranışını geciktirebilmektedir.
Oysa terapiye başlamak, kişinin kendini tanıma, yaşamındaki işlevsiz döngüleri fark etme ve değişim sürecine adım atma isteğinin bir göstergesidir.
Psikoterapi, yalnızca ruhsal bozukluk yaşayan bireyler için değil; yaşam doyumunu artırmak, ilişkilerini düzenlemek, stresle başa çıkmak veya duygusal dengeyi sağlamak isteyen herkes için yararlı bir süreçtir. Terapi; bireyin içsel dünyasını, geçmiş deneyimlerini ve mevcut davranışlarını anlamasına yardımcı olur.
Bu süreçte kişi, yalnızca “ne yaşadığını” değil, “nasıl yaşadığını” da keşfeder.
Toplumumuzda hâlâ terapiye gitmek konusunda bazı önyargılar mevcuttur. Bunun temelinde hem “psikolojik destek” kavramına dair yanlış inanışlar hem de duyguların bastırılmasını öğreten kültürel kalıplar yer alır. Oysa ruhsal destek almak, fiziksel bir rahatsızlık için doktora gitmekten farklı değildir. Duygusal zorlanmalar da tıpkı fiziksel ağrılar gibi zamanında fark edilmediğinde büyür ve yaşamın birçok alanını etkiler.
Araştırmalar, terapiye başvuran bireylerin büyük bir kısmının sadece semptom azalması değil, aynı zamanda kendilik farkındalığında artış yaşadığını göstermektedir. Bu da terapinin yalnızca “sorun çözme” değil, “kişisel gelişim” süreci olduğunu ortaya koymaktadır.
Terapiye başlamak bir zayıflık değil, bilinçli bir öz bakım davranışıdır. İnsan, hayatının belirli dönemlerinde profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilir ve bu durum oldukça doğaldır. Psikolojik destek almak; bireyin yaşam kalitesini artırmak, duygusal dayanıklılığını güçlendirmek ve kendisiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmak adına önemli bir adımdır.
Ruh sağlığı, bedensel sağlık kadar önemlidir ve ihmal edilmemelidir. Çünkü terapi, insanın kendine duyduğu saygının ve yaşamına verdiği değerin en somut göstergelerinden biridir.
Uzman Klinik Psikolog Melda Ünal