Tok sesli eski Türkiye

Bekir Dolu

 

ODTÜ olayları sonrasında yaşananlar gösterdi ki iktidar da olsanız, muktedir de olsanız, zengin de olsanız bu ülke de hala söylem üstünlüğü bir kesimin elinde olduğu gibi duruyor.

Bir ulusal kanalda yayınlanan, bol göğüs dekolteli hatunların cirit attığı, hafifmeşrep bir dizide rol alan bir aktörümüz Hiç düşündün mü ülkenin en zor kazanılan üniversitesinin öğrencileri seni neden sevmiyor diye” şeklinde bir soru tevcih ediyor başbakana. Zanaatçı arkadaşımız aklınca cinlik yapıyor.

Şimdi biz de bu cin zanaatçı arkadaşa soralım bakalım:

Hiç düşündün mü? Bu milletin kahir ekseriyeti sen ve senin gibi düşünen sanatçıları hiç takmıyor.

Hiç düşündün mü? Bu millet neden laf tutmuyor da gidip gidip bu “sevilmeyesi” adama oy veriyor.

Hiç düşündün mü? Dünyanın en demokratik ve kazanılması en zor seçimlerinden biri sayılabilecek seçimlerde %50 oyu bu parti nasıl alıyor.

 Hiç düşündün mü? Bu oyu veren halk ne talep ediyor. Bu reylere ve rey veren halka saygı duymayı hiç düşündün mü ?

Nasıl yani? En demokratik falan diyerek, en zor diyerek amma da abarttın, uçurdun yani sen de yollu dudak büzenler olabilir. O vakit, 10 Yıldır anlamayanların seviyesine inmeye çalışalım ve konuyu biraz açarak şöyle izah edelim:   

Medyaya karşı,

Yerleşik güç odaklarına karşı,

Sermaye çevrelerine karşı,

Sanat çevrelerine karşı,

Yargıya karşı,

Postal seslerine karşı,

Üniversitelere karşı,

Amerika’ya karşı,

İsrail’e karşı,

Bölücülüğe karşı,

Velhasıl sesi gür çıkan kim varsa hepsine karşı üst üste 3 seçim kazanmadı mı? Her seferinde tek başına iktidar olmuş, hem de her seferinde oyunu artırmış, , üstüne üstlük iktidarda yıpranmadığı gibi en nihayetinde her iki seçmenden birinin oyunu alma noktasına ulaşmış olmak kolay iş mi?

Jeton köşeli olabiliyor bazen, daha da açmak icab edebilir. Muhtar bile olamaz denen bu adam sizin o pek kıymetli teveccühlerinizi kazanmak için oylarını nereye kadar artırsa yeterli olur acaba.

Ya da esas can alıcı zaviyeden bakalım meseleye. Halk kaç nispetinde oy verirse halkı aşağılamaktan vazgeçersiniz. Bu partiyi kaç kere daha tek başına iktidara getirirse ikna olursunuz, bu halkın bir talebi olduğuna. Israrla bir talepte direttiğine. Ya da “saygı” “horlanmama” gibi taleplerinde direttiğine ikna olur musunuz acaba?

Muhalefet çapsız da Ak Parti onun için oyunu artırıyor diyerek işin içinden sıyrılmak kolaycılığına kapılanlara da sesleniyoruz. Bırakın bu hokus pokusları.

Millet idaresinden alınan gücün millete hizmet etmek için kullanılması, halkın temel beklentisi. Ahkâm keseceklere tahammülümüz hiç yok bu saatten sonra. Çalışan oylarını artırıyor.

Partizanlık, fanatiklik kalesine sığınarak savunma yapmak isteyenler olacaktır. Hayır, öyle değil, hiç alakası yok. Nasıl mı? Hatırlayın 1999 Seçimde % 22 alan bir parti 3 sene sonra %1 e düşmedi mi? Düştü, hatta yok oldu. Demek ki neymiş? Çalışan kazanıyormuş. Partizanlıkmış, fanatiklikmiş, geçin bunları efendim.

Valla durum bu, bu olmasına da. Yazının başında da zikrettiğimiz gibi halkı hor gören elitlerin sesi hala tok çıkıyor. Söylem üstünlüğü hala eski Türkiye’de anlayacağınız vesselam.